Trabzon'da mart ayında yaşanan olayda eczacı kalfası O.K., silahla aile hekimi Hasan Eraydın'ın odasını basarak tehdit etmişti. Yaşanan şiddet olayından sonra açılan davada Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi, saldırganı, silahlı tehditten 1 yıl 8 ay, hakaret suçundan ise 10 ay hapse mahkum etti. Yargıtay cezayı onarsa, şüpheli O.K., 30 ay hapis yatacak.

Kararla ilgili konuşan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu’nun Yönetim Kurulu Başkanı, Dr. Gürsel Özer, kararın önemli bir başlangıç olduğunu söyledi. Özer, bu tür suçların önüne geçilmesini sağlayacak, caydırıcı cezalar içeren Sağlıkta Şiddet yasasının bir an önce çıkması talebini yineledi.

Özer'in konu ile ilgili basın açıklaması:

“Kanun yapıcıların, bakanlık yetkililerinin duyarsız kaldığı, yok saydığı sağlıkta şiddetin önlenmesi için, bazı hakimlerimizin duyarlılıkları takdire şayandır. Sağlıkta şiddetin önlenmesinin en temel şartlarından biri olan etkin ve caydırıcı bir kanun için, yasa koyucular maalesef hiçbir eylem içinde olmamışlar, içerisinde bulunduğumuz vahim durumu sadece izlemekle ve kınamakla yetinmişlerdir. Defalarca verilen sözlere rağmen, şiddetin önlenmesine yönelik etkin bir kanun, “Meclis Sağlık Sosyal İşler Komisyonu”nda dahi gündeme gelmemiş, herhangi bir adım atılmamıştır.

Kamu hizmeti sunan sağlık çalışanlarına yapılan fiziki ve sözlü saldırılar sonucu, kamu hizmetleri kesintiye uğramış, bu hizmetlerin devamından sorumlu olan bakanlık yetkilileri ve kanun yapıcılar bu durumdan en küçük bir rahatsızlık duymamıştır. Bu ilgisizlik ve boş vermişlik, sağlık tesislerinin adeta kamuyla hesaplaşma/kamuya meydan okuma alanları haline dönüşmesine vesile olmuştur. Her türlü olumsuz koşullara rağmen, sağlık sunumunda kararlı olan sağlık çalışanları ile aile hekimlerinin en etkin örgütlü gücü AHEF, şiddete karşı mücadeleye kararlılıkla devam etmiştir. Kararlı duruş ve sürdürülebilinir sağlık hizmeti inancımızla hukuksal mücadelemiz hep devam etmiş, bu mücadelenin aklı selim yargı mensuplarında karşılık bulmasıyla şiddet cezasız kalmamaya başlamıştır.

AHEF olarak her türlü şiddet olayında, meslektaşlarımızla birlikte her türlü platformda mücadelemiz devam edecektir. Sağlık bakanlığı yetkilileri, şiddet olaylarında ilgili kişiye avukat vererek sorumluluğu üzerinden atamayacağını bilmelidir. Tüm STK’lar zaten bunu yapmaktadırlar.

Bakanlık bir an önce ALO 184 şiddet hattını kapatmalıdır. Yasal dayanağı bulunmayan mobbing hattı, yetkin olmayan ellerde, “şiddete davetiye hattı” olmuştır. Şiddetin en büyük nedeni olan uygunsuz ve yasal olmayan hasta isteklerine dahi ‘"Hekimin inisiyatifindedir” diye yanıt veren çalışanlar ve dolayısıyla bakanlık, şiddetin en büyük azmattiricisi haline gelmiştir.

“Angarya üretmeyin çözüm üretin” argümanımıza duyarsız kalan bakanlık, son genelgesiyle defin ruhsatı işlemlerini belediye hekimlerinden alıp aile hekimlerine devretme gayreti içerisinde olmuştur. Akla zarar bir yöntem uygulanarak, aile hekimlerinin telefon ve adres bilgileri tüm vatandaşlarla paylaşılmaya başlanmıştır. Böylece, olumsuz bir durumda en kolay şekilde ulaşılabilecek olan aile hekimleri sorumlu lanse edilebilecek, adeta şiddete eğilimli kişilerin önüne atılmış olacaklardır. Aile hekimlerinin kurumları dışarısında uğrayacağı sözel ve fiziki şiddetin sorumlusu, kişisel bilgileri tüm kamuoyuyla paylaşan bürokratlardır. Şiddete zemin hazırlayan bu tür uygulamaların bir an önce sonlandırılması elzemdir.

Sağlıkta şiddetin önlenmesi adına etkin ve caydırıcı bir kanun çıkıncaya dek, şiddete ve mobbinge karşı mücadelesini her platformda sürdüren meslektaşlarımı, onurlu duruşlarından dolayı tebrik ediyorum. Kanun koyucuları şiddet yasası için ivedilikle harekete geçmeye davet ediyorum. Bakanlık yetkililerin şiddete neden olacak uygulamalarını derhal sonladırmalarını bekliyorum.

Şiddete karşı mücadelede her platformda AHEF her daim olacaktır.

Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarına AHEF her daim tam destek verecektir."