Haber: Bora ERDİN / Kamera: Çağatay GÜRÜCÜ / sozcu.com.tr

Sözcü Yazarı Ekonomist Ege Cansen, internette "Panama belgeleri" ismiyle ortaya çıkan skandalı Bora Erdin'e değerlendirdi.

"Offshore bankacılığı" terimini açıklayan Cansen, Offshore'un 'devletin denenitimi olmayan uzak kıyıda olan' anlamına geldiğini, kıyı bankacılığı da dendiğini ve herhangi bir devletin denetiminden çıkmak için uydurulan adres olduğunu belirtti.

VERGİ KAÇIRMAK İÇİN UYGULANAN TEZGAH!


Offshore bankacılığın devlete vergi ödememek için hesabı herhangi bir devletin denetiminde bulunmayan yerlerde bulundurma anlamına geldiğini belirtip "Herhangi bir devletin vergi denetim sistemi dışında para bulundurmak, daha az vergi vermek üzere uygulanan tezgah." dedi.

Cansen, Panama'da hesabı olan kişi ve kuruluşlar için "Kimsenin Panama'ya gittiği falan yok. İş yapılan avukatlık ya da mali şirketler belki Londra'da merkezi belki başka yerde. İş yaptıkları bürolar bu kişi veya kuruluşların hesaplarını denetim dışında tutmak için ülke ülke gezdirmiş, en sonunda skandal Panama'da patlamıştır. Vatandaşı olduğun ve oturduğun ülkenin dışında bir servetin var ve bu offshore olarak geçiyor. Bunun ne manası var? Vergi vermemek ya da az vergi vermek." dedi.

AZICIK PARA OLSA BİLE...


Cansen büyük şirketlerin dünyanın her yerinde hesapları olduğunu ve bunda kanun dışı bir olay olmadığını söyledi. Cansen "Ama o ülkede bulunan ülkedeki gelirimizi vergide beyan etmemiz gerek. Buradaki hadise bir iz kaybettirme gibi. Offshore hesaplarda küçük bir rakam bile olsa insanın aklına iyi bir şey gelmiyor." dedi.

İSPATLANMASI ZOR


Cansen, bir kaydın bu şekilde çıkmasının kanıt olamayacağını düşündüğünü belirterek "Savcılık bunu ihbar kabul edebilir ama savcılık bunun üzerine gidebilir mi? Bunun üzerine gitmekte çok kolay olmayabilir. Bu belgeler sonuçta internette ortaya çıkmış doğruluğu tartışılır belgeler. Bunun için görevlilerin Panama'ya gitmesi ve bu belgeleri orada araştırması gerekir ki Panama Devleti de buna izin vermeyebilir. Bu belgeler ispat edilmemiş şühe uyandıran rivayet kabul edilebilir. O yüzden kamuoyunda uyandırdığı rüzgar daha önemli." dedi.

Cansen sözlerini "Bu işin sonu devletin alması gereken verginin tamamını almadığı sonucuna gidiyor. Gelirin kendisi meşru ya da gayrimeşru olabilir. Meşru servetin geliri vergiden kaçırılabilir. Bir de uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi gayrimeşru servetler var ki onların kaydının tutulması zaten imkansız. Devlet bazen yurt dışına çıkan servetleri affeder. Devlet yüzde 3'ünü alıp paranın nerden geldiğini sormaz. Böylece bu hesaplardaki paraların ülkeye girişine izin verir. Bir nevi af çıkarıp bu hesapları aklar" dedi.

KÜÇÜK YATIRIMCININ HAKKI YENMİŞ DEMEKTİR!


Ege Cansen eldeki verilerle yorum yapmanın yanlış olacağı ama kayda girmemiş gelir varsa bunun küçük yatırımcıdan da para kaçırıldığı anlamına geldiğini ifade etti. Cansen "Eğer kayda girmemiş gelir varsa küçük hissedarın bunun içinde payı var. Küçük hissedardan da para kaçırılmış olunur. Modelin içinde bir halka açık şirketin Offshore da parası varsa ve bundan dolayı bazı gelirler Türkiye'ye gelmediyse küçük yatırımcının hakkı cebirsel olarak yenmiştir." dedi.

RÜŞVET İÇİN OLUŞTURULMUŞ HESAPLAR


Panama belgelerinde ismi geçen Türk şirketlerinin çoğunun enerji sektöründe yer almasını ise Cansen şu şekilde değerlendirdi:

"Enerji işlerinde rüşvet dönüyor olabilir. Açıktan parayı veremeyeceğin için "bir yerde bir miktar kayıt dışı para bulundurmak zorundayız yoksa işi ilerletemeyiz" diyebilirler."