Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ndeki programda 19 Mayıs 1919 için; “Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum. Her kim ki zaferleriyle ve yenilgileriyle son 200 yılımızı, hatta son 600 yılımızı soyutlayıp eski Türk tarihinden Cumhuriyet'e atlıyorsa biliniz ki o kişi milletimizin de devletimizin de hasmıdır” demişti.  Erdoğan'ın bu sözleri sosyal  medyada günün konusu oldu. Biz de konuyu Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarlarına, Sözcü Gazetesi yazarlarına sorduk...
 
İşte Sözcü yazarlarının Erdoğan'ın son çıkışıyla ilgili değerlendirmeleri
                                                                         

Emin ÇÖLAŞAN:
                                                     

"Beyefendi tarihimizi 19 Mayıs 1919’dan başlatan tarih anlayışını reddediyormuş! Doğrudur, geç bile kaldı… Mutlaka reddedilmesi ve bütün ulusal kavramlarımızın çöp tenekesine atılması gerekir!
 
Tarihimize “Hasta adam” Osmanlı’nın hezimetlerinden, yıkılışından, saray entrikalarından, içine düşürüldüğü zavallı durumlardan başlamalı ve genç kuşaklara onları öğretmeliyiz.
 
Ancak korkarım ki Atatürk ve devrimlerini unutturmaya bu kadarı bile yetmez.
 
Yine de başlasınlar, bir denesinler bakalım! Altında ezilmesinler de!"

 Yılmaz ÖZDİL:
                     

"Doğru söylüyor,  1881’de başladı."
                             

 Uğur DÜNDAR: 
                  
 
"Tarihimizi 1919'da başlatan yok ama 1919'un ne ifade ettiğini anlamak istemeyenler çok... O nedenle önce milli mücadelenin yurdumuzu düşmandan kurtarmanın ilk adımının Samsun'da atıldığını, bunun ön sözünün de 1915'te Çanakkale'de yazıldığını öğrenmeleri gerekiyor. Tabi öğrenmek isterlerse!.."
                                                                
Rahmi TURAN:
                                                               
 
"Erdoğan, bu konuşmasında Osmanlı özlemini dile getiriyor. 19 Mayıs’ta başlayan Türkiye Cumhuriyeti tarihidir. Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasıyla başlıyor ve yepyeni bir devlet kuruyor. Sanırım bunu kabullenmek istemiyor sayın cumhurbaşkanı. Uzun zamandır dikkatle izliyoruz; Atatürk’ün adını ağzına almıyor. Mustafa Kemal diyor.
 
Mustafa Kemal, komutan iken kullandığı bir isim. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, soyadı kanunuyla Atatürk adını alan, şükranla anmamız gereken devlet büyüğümüzdür. Ancak son dönemde Atatürk’e karşı yapılan kampanya devam ediyor.
 
Erdoğan, Türkiye devleti tarihinden bahsederken, 600 yıldır diyor. Türk devleti tarihi çok daha eskidir. Uygur ve Göktürklere kadar uzanan bir tarihimiz var. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi 19 Mayıs’tır. Erdoğan Osmanlı’yı unutturmamak için böyle bir şeyi ortaya attı.
 
Osmanlı, bize bu yurdu bağışlayan, şükranla andığımız bir devlettir. Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra, çağa ayak uyduramadığı için battı. Son 300 yılda kazandığı zafer yok. Çanakkale ve Kut’ül Amâre dışında. Çanakkale’de komutan Mustafa Kemal’di. Kut’ül Amâre’de ise bir süre sonra kazınılan tüm toprakları kaybettik. İnönü, Sakarya bunlarla mukayese bile edilemez.
 
Erdoğan’ın bu tavrı, Osmanlı özlemini dile getiren, Cumhuriyet kazanımlarını yok etme amacına yönelik bir tavırdır. Eğer Osmanlı özlenecek bir devlet olsaydı, batmazdı. Elbette görüştür, saygıyla karşılamak lazım. Ancak asıl amaç, Cumhuriyet dönemini kabul etmemek. Ama biz her şeyimizi Cumhuriyet’e borçluyuz."

 
Ege CANSEN :
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuşmasında sadece ve adece Atatürk'e karşı olduğunu anlatmak istemektedir. Atatürk , Erdoğan için "laiklik"ile özdeştir.  Laiklik "en hakiki yol gösterici bilimdir" şeklide anlaşılmalıdır. Halbuki Erdoğan'ın paradigması "en hakiki yol gösterici İslam'dır" ifadesidir.  23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos veya Atatürk'ün  dolayısıyla  laikliğin hatırlanmasına yaryacak herhangi bir olayın yıldönümü veya göktaşı düşmesi gibi ilgisiz bir hadise bile Erdoğan açısından " İslami propaganda yapmak" için bir vesiledir. Erdoğan bir siyaset ve propaganda ustasıdır. Amacına yani halkın oyunu almasına yarayacak hiç bir fırsatı kaçırmaz. Bu da onun seçimlerde niçin başarılı olduğunu göstermektedir. 
 
Kendini bilen hiç kimse tarihini inkar etmemektedir. Atatürk özellikle Türk Tarih Kurumunu ve Türk Dil Kurumunu kurarak, Türklüğün köklerinin çok eskilere dayandığını kanıtlamak istemiştir. Türk tarihini 1919'dan başlatmak gibi tez yoktur. Olmayan tezin antitezi de olmaz. Ama laiklik diye bir dez vardır, bunun anti tezi İslamcılıktır.  Konu bundan ibarettir. 
                                                                        
                                                                             

Bekir COŞKUN:
                           
 
Cumhurbaşkanı hakikaten cahil. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, 1919’da başlar. Bizim tarihimiz de saray, saltanat, ümmet, cariye, harem, hizoğlanları yoktur. Osmanlı Türkleri saraya bile sokmadı, haberi yok. Derdi Atatürk’ü ve büyük eserini silmek.
                                                                            

Saygı ÖZTÜRK:
                                                 
 
"Cumhurbaşkanının bu açıklaması ATATÜRK’ le başlayan cumhuriyet tarihini dışlamaktır. 19 Mayıs cumhuriyet tarihinin başlangıcıdır."
                                      

Zeynep GÜRCANLI:
                                                    

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1919 çıkışı, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ne saldırı. 
 
Başkanlık sistemi, yeni Anayasa, laiklik tartışmaları, şimdi de bu; 
 
Hepsi birbiriyle bağlantılı, zamanlaması düşünülerek atılan siyasi adımlar. 
 
Türkiye Cumhuriyeti'nin yerine, "yeni Türkiye" gibi ne olduğu belli olmayan bir sistemi getirme çabaları. "

                                                             
Soner YALÇIN:
                                                                                             
 
"Hiç sürpriz değil, Erdoğan bunu 14 yıldır yapıyor. Bu ülkenin siyasal hafızasını silmek istiyor. Bu dinciler tarihi olayları idealleştirip, hayallerinin istediği oranda nitelik veriyorlar. Bu bir algı operasyonudur. 
 
Bu sözlerden şunu anlayacağız: Gerek Recep Tayyip Erdoğan, gerek İsmail Kahraman bu halkın önüne tıpkı İran'da Humeyni'nin yaptığı gibi bir referandumla anayasayı değiştirecekler. 
 
Humeyni İranlı'lara anayasayı şöyle yutturdu: İslam'a evet mi; hayır mı diyorsunuz? Bunlar da aynı algıyla istedikleri anayasayı değiştirip, başkanlık sistemini getirecekler. Bu kurnazlıktır. Ama bunu yutmayacağız. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Türkiye'de tarihin nerede başladığı ile ilgili bir tartışma yoktur. İslami anayasa da yoktur. Türk halkı laikliği benimsemiştir ve öyle yaşamak istiyordur."
                                                                            

Necati DOĞRU:
                                                                              

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cumhuriyetin tarihi ile ilgili bir problemi var. Cumhuriyetin tarihini değiştirmek istiyor. Bu durumu kamuoyuna hazırlıyor. Tarihi ancak tarihçiler değerlendirebilir. Cumhurbaşkanı böyle bir cümleyi ortaya atarak cumhuriyetin yapısını değiştirecek ortamın hazırlığına girdi.

Tarihimizin 1919'da başlamadığını hepimiz biliyoruz.1919'dan önce hilafet vardı, şeriat hukuku vardı, tarikatlar vardı, külliyeler vardı. Hilafeti yeniden getirmek ve 'Ulu Hakan Abdülhamit'in yerine 'Ulu Hakan Erdoğan'ı koymak istediği için tarihi yeniden yazmaya soyunmuş olabilir."
                                                 
Ayşe SUCU:
                                   

"600 değil 2000 yıllık Türk Tarihi reddedilmesin diye Türk Tarih Kurumu’nu kurdurdu Ulu Önder Mustafa Kemal  Atatürk;  Sayın Cumhurbaşkanı doğru hatta, bana kalırsa eksik söylemiş. Tük Milleti dünya tarihine damgasını vurmuş bir millettir."
                                                       

Yekta Güngör ÖZDEN:
 
Lâik Cumhuriyete  karşı olanlar, yetersiz bilgileriyle Türklerin tarihini Osmanlı ile başlatıp ATATÜRK ‘le başlayan cumhuriyet tarihini inkâr ederler.