4. Kolordu Komutanı Metin Gürak savcılık ifadesinde 15 Temmuz günü Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın emriyle önce Zırhlı Birliklere sonra Kara Havacılık Okuluna giderek, tank ve uçakların birliklerinden çıkmaması emrini ilettiğini söyledi. Gürak, dönüş yolunda Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar'ın arayıp ‘ Genelkurmay'da patlamalar oluyor, silah sesleri duyuluyor’ dediğini ve bunun üzerine Genelkurmay'a gittiğini belirterek şunları anlattı:

DARBE SÖYLENTİSİ RUTİN: 15 Temmuz saat 18.30 sıralarında Genelkurmay Başkanımız aradı. 'Etimesgut Zırhlı Birliklerde bir tank dahi çalışmayacak, Kara Havacılıkta da hiçbir hava aracı uçmayacak. Uçarsa indirin' emrini iletti. Ben de hemen Etimesgut'a gittim. Yolda önce Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'ı, sonra Zırhlı Birlikler Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol'u aradım. Etimesgut'a çağırdım. Komutanlık binası önünde kendisine o an itibarıyla hareket eden tank olup olmadığını sordum. Varsa durdurulmasını emrettim. Kendisi ‘Her yıl bu dönemde darbe söylentisi çıkıyor. Bize güvenilmiyor mu, Servet Yörük paşa zamanında da bize bu şekilde bakılmıştı’ dedi. Tankların garajda emniyette durduğunu söyledi. 2. bir emre kadar hiçbir tank hareketine müsaade edilmemesini istedim.Sonra Hulusi Akar'ı bilgilendirdim.

HELİKOPTER İNCELEDİLER:  Kara Havacılık Komutanlığı'na da saat 19.45'de ulaştım. KKK Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar oradaydı. ABD'den yeni gelen CH-47 yük helikopterini inceledik. Tümgeneral Hakan Atınç ve Tuğgeneral Ünsal Coşkun da vardı. Olağanüstülük yoktu. Atınç hiçbir hava aracının kalkışına izin verilmeyeceğini ve planlı bir uçuş olmadığını söyledi.  21.15'e kadar birlikte oturduk sonra ben ayrıldım.

VALİ ARADI: Dönüş yolunda Dışişleri Bakanlığı civarına geldiğim sırada Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar aradı. 'Haberiniz var mı, Genelkurmay'da patlamalar oluyor, silah sesleri duyuluyor' dedi. Bilgim olmadığını söyleyip, derhal Genelkurmay'a gittim. Kapıların kapalı ve kuvvetli bir ışıkla dışarının aydınlatıldığını gördüm. Megafonla ‘durma durma sizi vururuz, gidin’ diye bir ses bağırdı. Aracımdan indim ellerimi de kaldırarak ben Garnizon Komutanıyım dedim ve yaya giriş kapısını açtım. Yolda yatan sivil giyimli erkek cesedi gördüm. Bir Binbaşı mevzide tüfekle duruyordu. Askerlere sordum. Kimi suikast, kimi  teröristler girdi, kimi de tatbikat diye cevap verdi.

ÜZERİME SALDIRDILAR: O esnada 5 kişilik özel kuvvetler personeli düşmanca bir tavırla benim üzerime geldi, yakama yapıştılar. Yumruk attılar. ‘Korgeneral, morgeneral dinlemem, otur burada’ diyerek beni bir sandalyeye oturttular. Silah doğrultarak 'kes sesini' dediler. Ben de ne biçim askersiniz dedim. 'Sen artık Komutan değilsin, çok konuşuyorsun' dediler. 4 kişi yumruklarla saldırdı ve yere indirdi. 'Türk askeri olmazsınız, bunun hesabını vereceksiniz' dedim. Biri  hiddetlendi üzerime çullanıp, ' Konuşma yoksa vururuz' dedi. Bu sırada alçaktan uçak sesleri geldi. Durumun vehametini anladım. Gözlerimi komandoların kullandığı bandana ile kapattılar. Ellerimi arkadan kelepçelediler. Bir odaya soktular. Odada inilti seslerini duydum. Bize çok kötü muamele ederek kafamızı eğerek bağırıp çağırdılar. Sıkıyönetim ilan edildiğini, herkesin alındığını ve köprülerin kapandığını söylediler.

AKINCI'YA GÖTÜRDÜLER: Orada bir müddet kaldıktan sonra gözlerimiz bağlı helikoptere bindirdiler. 15 dakika uçtuk. Uçak sesleri gelince, Akıncı'da olduğumu anladım. Ayaklarımızı da bağlayarak bir odaya koydular. Sabaha kadar yemek vermediler, kapıyı kilitlediler. Beni üzerinde çarşaf olmayan tek kişilik bir yatağa koydular ve kıpırdamamı söylediler. Orada gün ağardıktan sonra birisi gelip arkada olan el bağımı öne aldı. O vaziyette 17.45'e kadar bekledim.

“KURTULDUNUZ” DEYİP SARILDI: Sonra birisi geldi 'Kurtuldunuz' dedi. Bandanaları açtı. Kelepçeleri çıkardı, sarıldı. Bu kişi TAİ'nin güvenlik müdürü olan ve devre arkadaşım Emekli Albay Sefa Eman idi. Üsse operasyon yapıldığını, darbecilerin bir kısmının kaçtığını, bir kısmının etkisiz hale getirdiğini söyledi. Dışarı çıktığımda benim gibi derdest edilmiş, aralarında Genelkurmay 2. Başkanı  Yaşar Güler'in de bulunduğu birçok kişi gördüm. Birbirimize sarıldık ve bir araçla oradan şehre doğru bizi getirdiler.

YERİME ATAMA YAPILMIŞ: Mamak'taki birliğime döndüm. Gece Kolordudan zırhlı araçlar çıkmış. Benim yerime Tümgeneral Osman Ünlü atanmış, Beni de pasif bir görev olan GATA Komutanı yapmışlar. 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına Tuğgeneral Ali Kalyoncu atanmış, o da tank ve zırhlı araçları şehre göndermiş. Bu olayları kim yaptıysa şikayetçiyim. En ağır şekilde cezalandırılmalarını ediyorum. Yaptıkları eylem vatana ihanettir''