Eren Erdem'in Meclis'teki konuşması Genel Kurul'u karıştırdı. Erdem, AKP ile IŞİD'in arasında ilişki olduğunu iddia etti.
Türkiye’de IŞİD’le alakalı 14 ayrı soruşturma yürütüldüğünü ifade eden Erdem, “IŞİD, Türkiye’de yapılanmakta olan, hücre evleri takipte olan, hakkında 14 ayrı soruşturma olan, bu soruşturmalar kapsamında teknik takipleri yapılan, somut yapılanma içinde olduğu tescilli bir terör örgütü. Dün bildiğiniz gibi Ankara Gar Saldırısının İddianamesi yayınlandı. Saldırının baş şüphelisi İ.B.’nin tamamında gizli ibaresi bulunan şu belgelerde, 2011 yılı itibariyle, Türkiye’den Suriye’ye 1800 tane militan taşıdığı bu militanları üçerli dörderli gruplar halinde götürdüğü anlatılıyor.

ERDEM'İN MECLİS'TEKİ KONUŞMASI




Konuşma tutanaklarında İ.B. “Ben bir adres söyleyeceğim, sizi oradan araba alacak’ diyor, adres veriyor, ertesi gün araba gidiyor, onları alıyor ve militanlar Suriye’ye gidiyor. Hani nerede emniyet? Dosyayı vereyim inceleyin beraber görelim. Antep’te IŞİD’e katılmak isteyenlere ‘Şu otelde kal, biz seni göndereceğiz’ deniyor, arayan kişi oraya gidip o otelde kalıyor ertesi gün arabaya binip Suriye’ye gidiyor.

AKADEMİSYENLER, ÖĞRENCİLER, GAZETECİLER TUTUKLU, IŞİD MİLİTANLARI SERBEST
Geçtiğimiz aylarda serbest bırakılan Ebu Hanzala’yı hatırlatan Erdem, “Bu şahsın adı 3 ayrı soruşturmada geçiyor: Afganistan’da El Kaide yapılanması dosyasında adı var, Türkiye’de militan yetiştirdiği iddiası var, Suriye’de merkez kamp dedikleri Rakka’ya Türkiye’den militan göndermiş, evinde yapılan aramalarda silah, mühimmat ve patlamaya hazır halde tutulan bir araba var ve bu kişi serbest. Akademisyenler, öğrenciler, gazeteciler cezaevinde ama bu kişiler serbest. Soruyorum, bu düzenin adı nedir?” dedi.

IŞİD KOMİSYONU KURUN, YAPILAN İHMALLERİ İSPATLAMAYAN ŞEREFSİZDİR!
IŞİD’in aleni bir şekilde propaganda yaptığını ifade eden Erdem, “Elimde IŞİD’in dergisi var ve 5. sayıyı çıkarmışlar. Üzerinde ayet-i kerimeyi çarpıtarak ‘Küfredenler tağut yolunda savaşır, Firavun’un askeri’ yazmışlar. IŞİD dergi üzerinden örgütleniyor, kitabevi dergileri hücrelere gönderiyor, devletin haberi var. Bu derginin basıldığı matbaa dahil hiçbir operasyon yapılmıyor.

Diğer taraftan Ankara saldırısının baş sorumlusu İ. B. ‘Beni bulmak isteyen buraya gelir’ diyor. Bu kürsüde bir milletvekili çok iddialı bir laf kullandı, göz yumulduğunu ispatlamayan şerefsiz namussuzdur dedi. Bu komisyonu kurun, eğer ben bunu ispatlayamazsam şerefsiz namussuzum bunun sözünü de veriyorum. On binlerce sayfa belge var. Çok basit bir soru soruyorum arkadaşlar; MİT tırları dosyasındaki gizliliği neden kaldırmıyorsunuz? Herkesi paralelci kefesine koydunuz, gizliliği kaldırın eğer paralel varsa da kamuoyu bilsin yoksa da. Davutoğlu o tırlar Türkmenlere gidiyor demesine rağmen, sizin bakanınız değil miydi ‘O tırlar vallahi de billahi de Türkmenlere gitmiyordu’ diyen? Bu çelişki üzerine tartışmak bile yasak.” dedi.

BİZ NE SÖYLERSEK YANLIŞ DİYORSUNUZ, BELGELERİ GÖRMÜYORSUNUZ!
CHP’li Erdem, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Hz. Ali’yle Muaviye arasında yaşadığı iddia edilen bir hadise var. Kufe, Ali taraflarının yaşadığı bir kenttir, Şam’da da Muaviye validir. Kufe’den bir Arap dişi devesine biner, Şam’a gider, Şam’ın girişinde bir tane Şamlı gelir ve ‘O deve erkektir ve benimdir’ der. Kufeli buna itiraz edince Şamlı ‘Gel gidip Şam’da valiye soralım.’ Der ve Muaviye’ye giderler. Muaviye ise halkı topluyor, tarafları dinliyor ve ‘Ben de bu devenin erkek olduğuna ve Şamlının olduğuna inandım’ diyip halka da soruyor, onlar da aynı şekilde ‘Deve erkektir ve Şamlı’nındır.’ Deyince, Muaviye Kufe’ye gitmek üzere yola koyulan Kufeli’ye ‘Git Ali’ye söyle, Şam’da dişi deveyle erkek deveyi ayırt edemeyen, Muaviye ne derse ona biat eden, 10 bin adam var.” diyor. Şu an burası da bunun gibi bir hikâye. Biz ne söylersek yanlış diyorsunuz, belgeleri görmüyorsunuz.”

IŞİD’Lİ TERÖRİSTLERE KARŞI TAHKİKAT YÜRÜTÜLMÜYOR!
TBMM Kürsüsü’nde bazı belgeler gösteren Erdem, “Bu belgeler, Suriye’de yaralanan teröristlerin tedavi ettirildikten sonra kendi hastaları için oluşturduğu veritabanının arayüzü. Hani bir hastaneye gittiğimizde, bizim bütün bilgilerimiz toplanıyor ya, onun bir benzerini Antep’teki tedavi üssünde yapmışlar. Bu belgede bir militan ağır yaralanmadan dolayı gelmiş, tedavi olmuş ve emniyet tüm bunları takip etmiş. Belge var, doküman var. Ben belgesiz konuşmam arkadaşlar. Bu adam geliyor, tedavi oluyor burada, daha sonra hastaneden çıkıyor, elini kolunu sallayarak Suriye’ye gidiyor. Belki de gelipr Türkiye’de kendini patlatacak, garantisi mi var. Niçin bir tahkikat yürütülmüyor? Yayın yasağı getirmekle yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar. Siz yayın yasağı getirdiğiniz için Hakan Fidan patlamalardan haberdar olamıyor.” dedi.