Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde Sultanahmet'te düzenlenen canlı bomba saldırısı vardı. Kılıçdaroğlu, "Terörü bitirmek konusunda açık çek veriyorum" dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, saldırı ile ilgili alınan yayın yasağını da eleştirdi. Kılıçdaroğlu yayın yasağına ilişkin "daha ambulans gitmeden yayın yasağı getiriyorlar. Milletten neyi gizleyeceksiniz" dedi.

Foto: DHA -Kemal Kılıçdaroğlu, terörü bitirmek için açık verdi


İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

Aslında bugün Türkiye'nin değişik sorunlarına değinip görüşlerimizi ifade edecektik. Ama Sultanahmet meydanında patlayan bomba bütün gündemi allak bullak etti.

Terörü bitirmek konusunda açık çek veriyorum. Bütün partilerin amasız lakinsiz fakatsız terörü lanetlemesi lazım. Defalarca uyardık Ortadoğu bataklığına Türkiye'yi sürüklemeyin dedik.

"MİLLETTEN NEYİ GİZLEYECEKSİNİZ"


Bu hükümet Türkiye'yi yönetemez, yönetemiyor. Üçüncü sınıf kadrolarla Türkiye yönetilemez. Düne kadar sabrettik artık sabrımız taştı. Yönetemiyorsanız gideceksiniz yönetenler gelecek. Yaptıkları şu; daha ambulans gitmeden yayın yasağı getiriyorlar. Milletten neyi gizleyeceksiniz. Bütün dünya izliyor zaten. Yazık, günahtır bu ülkeye.

3. SINIF ADAMLARLA TÜRKİYE YÖNETİLMEZ


İstanbul gibi bir yerde turizmin kalbinde canlı bomba patlayacak ve siz hiçbir önlem almayacaksınız. Sonra ambulanstan önce yayın yasağı getireceksiniz. Üçüncü sınıf adamlarla Türkiye yönetilemez. Defalarca sizi uyarmadık mı? Türkiye'yi ortadoğu Hükümet şikayet merci değil orası sorunların çözüm merkezidir. Nerede senin istihbaratın? Bizi dinlemekten teröristleri dinlemeye fırsat bulamıyorlar. Pat gene bizim diktatör bozuntusu konuşmuş. Bu ülkenin bir başbakanı var bırak başbakan konuşsun. Bir Anadolu Ajansı var patlama haberini yapmıyor yayın yasağını haber yapıyor.

Devlette liyakati öldürdüler. Benim adamım diye getirdiler, senin adamında iş yapamıyor kardeşim. Liyakat, devlet yönetiminin olmazsa olmazıdır. Yayın yasağı getiriyorlar. Vatandaş haberleri dinlemesin okumasın diye. Vatandaş doğruları senin ağzından mı öğrenecek. Sen de doğruları söylemiyorsun. Bütün dünya bilecek, sen bilmeyeceksin.

"HAVUZ HARİÇ HANGİ GAZETECİ HAYATINDAN MEMNUN"


Hangi gazeteci hayatından memnun? Havuz medyası hariç. Binlerce gazeteci işsiz. Medya özgürlüğünde geri kaldık. Afganistan ve Nijerya basın özgürlüğünden bizden önde.

Bunlar Türkiye'yi yönetemez. Bunlar Türkiye'nin başını belaya sokar. Gazeteciler konuştu mu hapse atıyorsun, yazdı mı hapse atıyorsun. Patronuna telefon açıp işten attırıyorsun. Gazeteciler kamu adına görev yapıyor. Karda kışta haber peşinde koşar bu insanlar. Bunlar halkı doğru bilgilendirmek istiyorlar. Bunlar tamamını perişan ettiler.

Gazete bürolarını bastılar. Camını çerçevesini indirdiler. Sonra o camı çerçeveyi indiren adamı bakan yardımcısı yaptınız. Sadece cam çerçeve kırmadılar, sokağın ortasında gazeteci dövdüler. Bir de çıkıp bununla övündüler. Gazetelere el koydular, televizyonlara el koydular. Başlarına kendilerinin bile inanmayacağı paralarla kayyum getirdiler. Kimin parasıyla başkasının parasıyla.

PARA İÇİN İNSAN EŞİNİ ÇOCUĞUNU SATAR MI?


Ülke bir felakete doğru gidiyor, bir ayrışmaya doğru gidiyor ve bunlar Türkiye'yi yönetemiyorlar. Türkiye içinden çıkılmaz dar sokaklara sürükleniyor. Herkes kaygı içinde. Hepimizin çocukları var. Neden Türkiye kamplara bölündü, sorumlusu kim? Bu soruyu kendine sormuyorsan görevini yapmıyorsun demektir. 13 yıldır Türkiye'yi yönetiyorlar. Terörsüz aldılar terörün batağına soktular. Havuz medyasına kamu bankalarından eski parayla 1 katrilyon para aktarıldı. Kimin parası vatandaşın parası. Ethem Sancak, Erdoğan için "Anam babam eşim çocuklarım sana feda olsun" diyor Param feda olsun delmiyor ama. Paraya değer mi bunlar para için insan eşini çoluk çocuğunu satar mı?

Hitlerin Almanya'sında ne varsa 21. yüzyılın Türkiye'sinde aynı şeyler yapılıyor. Bu tablo daha ilerlerse bunun sadece Türkiye'ye değil Ortadoğu ve dünyaya bir maliyeti olacaktır.

"O SÖZLERİ ZAYTUNG'UN HABERİ SANDIM"


Konuşmak yasak neredeyse. Böyle bir demokrasi olabilir mi? Erdoğan'ın çalışan gazeteciler gününde söylediklerini gördüm Zaytung'un haberi zannettim. Cümle doğru da söyleyen adam yanlış. Bir televizyon programında kadın öğretmen çıkıp "çocuklar öldürülmesin" diyor, programı yapan sanatçı arkadaş özür üzerine özür diliyor. Niye özür diliyorsun yürek yok mu sende cesaret yok mu? Kimi üzdün, üzsen üzsen çocuk katillerini üzersin bırak da üzülsünler. Ne zaman çocuklar öldürülmesin demek terör propagandası oldu. Şimdi o savcıya sormak istiyorum şehirleri terör örgütü silah deposu haline getirirken valilere dokunmayın talimatı verenlere neden soruşturma açmıyorsun?

Son 5 ayda 58 çocuk öldü. Çocukların, kadınların, sivillerin ölmesini istemeyiz. Şehitlerimiz geliyor içimiz kan ağlıyor. Şehitlerimize "kelle" dediklerini unuttuğumuzu mu sanıyorlar? Soma'da da ciddi acılar yaşandı, 301 madencimiz toprak altında kalıyor. Maden şehitleri dedik. Öyle bir tezgah hazırlıyorlar ki, madencilerin aileleri haklarını almasın diye öyle bir tezgah hazırlıyorlar. Davutoğlu ne diyordu yolsuzluk yapanın kolunu koparırım diyordu. Kopar elinden tutan mı var. Hesap sorabilir mi soramaz abisi izin vermez çünkü. Bütün bunlar olurken birisinin derdi sadece başkanlık. Başkanlık için ne gerekiyorsa yapıyor. Vatandaşa doğru bilgi vermiyor. Başkanlık için şu örneği verdi gelişmiş ülkelerin tamamına yakınında başkanlık sistemi var diyor. Gelişmiş 20 ülkeden 16'sında parlamenter sistem var. En az gelişmiş son 20 ülkesinden 15'inde başkanlık sistemi var. Yani söylediğinin tam tersi var.

Baktı bu örnekler tutmuyor. Hitler örneği verdi. Parlamenter sistemdi, başkanlık sistemine döndü dedi. Söylediğinin farkına vardı, kendi internet sitesinde kendi sözlerini sansürledi. Aynı Almanya başkanlık sisteminden vazgeçip parlamenter sisteme geçti. Ve Almanya bugün Avrupa'nın en gelişmiş ülkesidir. 13 yıldır terörü çözemediniz kim size engel oldu. 13 yıldır iktidardasınız hangi sorunu çözdünüz? 6 milyon gencimiz işsiz.