EXPO 2016 Antalya tarafından desteklenen Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, yeni bulunan bitki türlerine 'Cephalaria Anamurensis' ile 'Verbascum Nihatgoekyiğitii' isimleri verildi. Proje kapsamında ilk örnekleri 2015 yılında Taşeli Platosu ve Hakkari'nin ormanlık bölgelerinde kayıt altına alınan bu iki tür, bu yılın mart ve nisan aylarında uluslararası literatürde yayımlanarak bilim dünyasına tanıtıldı. 'Cephalaria Anamurensis' adı verilen yeni türü bulan profesörlerden Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Sümbül, bu türü yaklaşık 32 yıl önce doktora tez çalışması yaptığı Anamur'un Taşeli Platosu'nda keşfettiğini söyledi. Prof.Dr. Sümbül, şöyle dedi:

"Yıllar önce orada fark ettiğim bir türdü ama o zamanki imkanlar yeterli değildi. Başka bir türe benziyordu ancak yeterli inceleme şansımız olmadığı için üzerine gidememiştik. Daha sonra bu cinsi doktora tez konusu olarak o zamanki öğrencim, şimdiki meslektaşım Prof.Dr. Süleyman Ramazan Göktürk'e tez konusu olarak verdik. Kendisi de grubu ile birlikte bu türü tüm tariflerime rağmen aradı ama bulamadı. Ardından Ramazan hocamız bu konuda uzmanlaştığı için bu türün üzerine artık gitmedim."

[caption id="attachment_1462735" align="alignnone" width="880"]FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu. FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu.[/caption]

EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi ortaya çıkınca, Prof.Dr. Süleyman Ramazan Göktürk ile birlikte Taşeli Platosu'na yeniden gittiklerini ve bu türü bulduklarını hatırlatan Prof. Dr. Sümbül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu tür çok kısıtlı bir alanda ve Türkiye'de tüm Cephalaria türlerinin içerisinde yayılış alanı en kısıtlı olan tür. Aslında bu türün mutlaka koruma altına alınması lazım, yayılması lazım. Türün şöyle bir özelliği var. Hayvanlar bunu çok seviyor ve yiyor. Yedikleri için de çiçek açıp tohuma geçemiyor. Tohuma geçemediği için de yeni bireyler üretemiyor. Mutlaka korunması gerekiyor. Oldukça az sayıda bireyler var. Her an yok olabilecek bir tür. Yok olduğunda ne olacak diyeceksiniz? Bu türler milyonlarca yıl önceden geliyor. Bize düşen de onları milyonlarca yıl ileriye taşımanın yollarını bulmak."

[caption id="attachment_1462733" align="alignnone" width="880"]FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu. FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu.[/caption]

Bu türün daha ne olduğu, ne işe yaradığı konusunda bir fikirleri olmadığını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Hüseyin Sümbül, şöyle dedi:

"Belki de hiç ummadığınız bir özelliği var. Belki de AIDS hastalığında kurtarıcı olacak. Kimyasal içeriğindeki maddelerin neye iyi geldiği hepsi araştırıldığında belki de böyle bir özelliği ortaya çıkacak. Onun için doğadaki her tür ayrı ayrı çok değerlidir. Hepsinin mutlaka korunması gerekiyor."

[caption id="attachment_1462732" align="alignnone" width="880"]FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu. FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu.[/caption]

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Bilim Bölümü Sorumlusu Burçin Çıngay ise EXPO 2016 Antalya'ya övgü yağdırarak Hakkari'de keşfedilen yeni tür 'Verbascum Nihatgoekyiğitii' hakkında bilgi verdi. Dünyada yapılan diğer Expolarda, Türkiye'deki gibi ülke biyoçeşitliliğinin fuarlara yansıtılmadığına dikkat çeken Burçin Çıngay, şöyle dedi:

"Bu konuda dünyadaki ilk organizasyon. Geçen yıl farklı üniversitelerden gelen hocalarımızla birlikte Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde arazi çalışmaları yaptık. 90 günlük arazi çalışmasının ardından bu yeni türü Hakkari Üniversitesi Yüksekova Meslek Yüksekokulu'ndan Yardımcı Doçent Faik Ahmet Karavelioğulları ile birlikte Hakkari'nin Nehir Sazlığı Bölgesi'nde bulduk. O alana başka bir endemik bitkiyi toplamak için gitmiştik. Bu bitkinin farklı olduğunu alanda fark ettik. 6-7 aylık çalışma sonunda da bilim dünyasına kazandırdık. Bitkiye, Varbascum Nihatgoekyigitii adını vermemizin sebebi ise Ali Nihat Gökyiğit hem botanik bahçemizin, hem de TEMA'nın kurucusudur. Doğa aşığı bir insandır. 90 yaşında olmasına rağmen hala Türkiye'nin biyoçeşitliliği konusunda aktif çalışmalarda bulunur. Ona ithafen bu ismi verdik."

[caption id="attachment_1462734" align="alignnone" width="880"]FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu. FOTO: DHA - EXPO 2016 Antalya Doğadan Bitki Temini Projesi kapsamında, dünya üzerinde sadece Türkiye'de yayılış gösteren iki yeni bitki türü bulundu.[/caption]

Bitkinin küçük bir alanda yayıldığını ve öncelikle bulunduğu yerde korunması gerektiğinin altını çizen Burçin Çıngay, "Oradan toplanan bitkilerden üretim çalışmalarının yapılması gerekir ki, ondan sonra araştırma yapılsın, veriler elde edilebilsin. Eğer korunmaz ise neslinin kaybolma ihtimali yüksek. Bu bitkinin Türkçe ismi de 'Nehil' olarak literatüre geçti" dedi. Çıngay, Türkiye'de bilinen 12 bin bitki türü bulunduğu ve bunların 3 bin 500 tanesinin Türkiye'ye özgü endemik bitki olduğunu ekledi.

EXPO 2016 Antalya Ajansı Bitki Uzmanı Dr. Özlem Mavi İdman ise bu organizasyon bitiminde bitki kitabı çıkarılacağını hatırlatarak şöyle konuştu:

"Bulunan bu yeni bitkiler de kitapta yer alacak. EXPO 2016 Antalya sergisinin ana temalarından biri biyoçeşitliliktir. Bu bağlamda, ülkemizin zengin doğal bitki biyoçeşitliliğinin böyle büyük ve önemli bir organizasyonda başarı ile sergilenebiliyor olması gurur verici. Bununla birlikte, sadece ülkemizde doğal olarak yetişen bitkilerimizin pek çoğu farklı sebeplerden dolayı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu türlerin mümkün olan en kısa zamanda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, sistematik şekilde koruma altına alınmaları gerekiyor. İşte yıllardır ülkemizdeki bu büyük eksiklik nihayet Cumhurbaşkanımızın himayesinde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'mızın bünyesinde Türkiye Milli Botanik Bahçesi'nin inşası ile giderilmektedir. Uluslararası boyutta Türkiye'nin ilk botanik bahçesi, Türkiye Milli Botanik Bahçesi projesi hayata geçmektedir."

DHA