ŞANLIURFA Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda 2006 yılında cezasını çeken eczacı Süleyman Deveci, görevli infaz koruma memurları tarafından tartaklanma, sakalının zorla kesilmesi, şikayette bulunmaması için tehdit edilme ve sorumluların cezasız kalması nedeniyle haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle avukatı Suat Çetinkaya aracılığıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi yeniden yargılama kararı verirken Şanlıurfa 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin kararına yer olmadığını belirtip eski kararında direndi.
Süleyman Deveci, 2006'da resmi evrakta sahtecilik ve kamu kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetinin infazı için Şanlıurfa Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildi. İnfaz koruma memurları tarafından sakalını kesmesi söylenen Deveci, böyle bir kural olup olmadığını sordu ve sakalını kesmek istemediğini belirtti. Tartışmanın ardından müşahede odasına alınan Deveci'nin sakalı kesildi. Kulağından kan geldiğini belirterek doktora gitmek isteyen Deveci, Şanlıurfa Devlet Hastanesine götürüldü. Deveci, hastanede doktorlara dövüldüğünü, ancak kendisiyle gelen ceza infaz kurumu memurlarının gerekli işlemlerin yapılmasına engel olduklarını söyledi. Deveci ayrıca, hastaneden sonra cezaevi müdürünün odasına götürüldüğünü, tehditle cezaevine girmeden önce sağlık sorunları olduğunu beyan ettiği dilekçe yazdırıldığını, başka bir kuruma gönderilmesi koşuluyla dilekçe vermeyi kabul ettiğini savundu. Yaklaşık 2,5 ay sonra Halfeti Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilen Deveci, Şanlıurfa Ceza İnfaz Kurumunda kötü muamele gördüğü gerekçesiyle kendisini darbeden, suçu bildirmeyen ve bildirilmesine engel olan kamu görevlileri hakkında şikayetçi oldu.
7 BİN TL MANEVİ TAZMİNAT
Şanlıurfa 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Deveci'nin şikayetçi olduğu sanıklardan Ş.K. dışındakilerin beraatine hükmetti. Ş.K. ise kasten yaralama suçunu haksız tahrik altında işlediği gerekçesiyle 2 bin 240 lira adli para cezasına çarptırıldı. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Beraat hükümlerine itiraz eden Deveci, davayı temyiz etti. Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi ise yerel mahkemenin kararını onadı. Bunun üzerine Deveci, avukatı Suat Çetinkaya aracılığıyla hak ihlali yapıldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, eziyet yasağı ile devletin etkili soruşturma yapma usul yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verdi. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, Deveci'ye 7 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmedildi.
ESKİ KARARINDA DİRENDİ
Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yargılama talebi üzerine, Şanlıurfa 3'üncü Ağır Ceza Mahkmesi'nde görülen davaya Süleyman Deveci'nin avukatı ve bir kısım sanıklar katıldı. 10 sanıkla başlayan ve sanıklardan M.D.'nin, ölmesiyle 9 sanıkla devam edilen duruşmada, mahkeme heyeti eski kararında direndi. Mahkeme kararında şunları belirti:
“Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararı nedeniyle sanıklar aleyhine yargılamanın yenilemesi kararının verilmeyeceği anlaşılmış olmakla, Anayasa Mahkemesi'nin müştekinin bir kısım haklarının ihlal edildiğine ilişkin kararına karşı mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, ancak müştekinin Anayasa Mahkemesince yargılama aşamasında bir kısım haklarının ihlal edilmiş olduğu kabul edilmesi nedeniyle müştekinin bu hususu tazminat konusu yaparak tazminat davası açmakta muhtariyetine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin 16-12-2015 tarih ve 2013/3017 Baş.No sayılı kararı ile ilgili mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir" dedi.
Süleyman Deveci'nin avukatı Suat Çetinkaya, yerel mahkemenin verdiği karara itiraz etti. Çetinkaya, Şanlıurfa 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce değerlendirilecek olan itirazda, karar kaldırılmadığı taktirde “hak ihlali" yapıldığı gerekçesiyle tekrar Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapacağını, buradan da bir sonuç çıkmaması durumunda davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) taşıyacağını söyledi.

 

DHA