Üsküdar Üniversitesi 13. Uluslararası Kognitif Nörobilim Kongresi’nde “Hayvan Zihni ve Kognisyonu” konuşuldu. İnsan beynini anlamak için önce hayvan zihninin iyice öğrenilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, insan beyni ile hayvan beyni arasında önemli benzerliklerin olduğunu söyledi. Tanrıdağ, aradaki farkın sadece yüzde 4, insan olmanın da bu yüzde 4’te gizli olduğunu kaydetti.

oguz_tanridag 13. Uluslararası Kognitif Nörobilim Kongresi'nde konuşan Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, "insanı insan yapan yüzde 4'lük fark" dedi.


13. Uluslararası Kognitif Nörobilim Kongresi, 19-22 Mayıs 2016 tarihlerinde Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Bu yılki ana teması “Hayvan Zihni ve Kognisyonu” olarak belirlenen kongrenin komite başkanlığını Üsküdar Üniversitesi Nörobilim Anabilim Dalı Başkanı ve NPİSTANBUL Hastanesi nöroloji uzmanı Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ yaptı.

Açılış töreni Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda yapılan kongrede, Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da bir konuşma yaptı.

Prof. Tanrıdağ, insan beynini anlamak için önce hayvan zihninin iyice öğrenilmesi gerektiğini belirterek “Kognitif sadece insan için değil. İnsan beyni için önce hayvan zihninin iyi algılamamız gerekiyor. Bu kongrenin insan beyni araştırmaları için çok önemli ufuklar açacağını düşünüyorum” dedi.

"HAYVANLARIN BEYİN SAHİBİ OLDUĞUNU UNUTTULAR"

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Hayvan Beynini ve Davranışlarını Nasıl Değerlendiriyoruz?” başlıklı sunumunda insanların çoğunun kendi beyinlerinin ne denli karmaşık bir yapı olduğunu söyleyerek beyin çağından dem vurduğunu söyledi. Prof. Dr. Tanrıdağ, “Hayvanların beyin sahibi olduğunu unuturlar. Oysa beyinden söz edeceksek ilk kabul etmemiz gereken beyin değil, beyinler olduğu gerçeğidir. İnsan zihninin diğer canlıları düşünürken verdiği örnekler ve yaptığı yorumlar da bu anlayışın doğal bir uzantısıdır. İnsanlar hayvan zihnininin işleyişini yorumlarken ne düşünürler ne de hayal ederler. Yaptıkları tek şey hayvan davranışlarının nedenlerini insan zihninini genellemeleri içinde açıklamalarıdır. Bu yaklaşım da doğal olarak zihnin evriminin kurallarına aykırıdır. Bu yaklaşıma antropomorfizm yani insanmerkezcilik deniyor. Antropomorfist yaklaşım sadece biyolojide tek bir standart sahibi olma anlamına gelmiyor. Aynı zamanda madde ve fizik kurallarına aykırıdır. Çünkü madde ve fizik olayları biyoloji, gibi aynı kurala bağlıdır: Karmaşık olguları anlamanın yolu daha basit olguların anlaşılmasından geçer” dedi.

"BÜTÜN KONU ORANLAR MESELESİ"

İnsan beyni ile hayvan beyni arasında önemli benzerliklerin olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tanrıdağ, sadece yüzde 4’lük bir farklılık olduğunu belirterek “Ama zihin beyin ilişkisiyle uğraşan insanlar olarak bu oranın genel bir benzeşme ifade ettiğini ama insan olmanın da bu yüzde 4’te gizli olduğunu genetik olarak söylememiz gerekiyor. İnsan beyninde diğer beyinlerden özellikle de primat beyninden yeni ve farklı bir alan yoktur. Bütün konu oranlar meselesidir” dedi.

"ÖDÜL VE HAZ MEKANİZMASI YETERİNCE ÇALIŞMAYINCA DEPRESYONA GİRİYORUZ"

Beyindeki ayna nöronların varlığının keşfi ile beraber taklit, empati ve sosyal öğrenme ile ilgili bilinmeyenlerin anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Tanrıdağ, “90’ların ortasında bir gün elindeki, muzu yiyen maymunun karşısında bulunan maymunun beyninde de benzer dalgaların oluştuğu gözlenince sosyal nörobilimin anahtarı da çözülmüş oldu. O gün sosyal nörobilim başlamış oldu. Çünkü empati ve sosyal öğrenme taklit ayna nöronlara bağlıdır. Ayna nöronların farklı canlılardaki varlığı bunların onda olduğunu gösterir. Daha yakın bir zamanda beynin rasyonel bir organ değil aslında ödül ve haz organı olduğunu gösteren, beynin bir inanç motoru olduğunu gösteren, herkesin haz ve ödül duyduğu için inandığını ve neye inandığından çok inanmasının önemli olduğunu bize gösteren deneyleri beynin limbik sistemle prefontal korteksi arasında güçlü bir ödül ve haz mekanizması olduğunu gösteriyor.

Ödül ve haz mekanizması abartılı bir şekilde çalıştığından ödül ve haz peşinde koşmaktan kendimiz alamıyoruz, ödül ve haz mekanizması yeterince çalışmayınca depresyona giriyoruz. Bu kadar net. Dolayısıyla bunu çalıştıran maddenin de özellikle dopamin olduğunu hatırlarsak tam anlamıyla hipotez tamamlanıyor. Beynin en önemli mekanizmalarından bir tanesi ödül ve haz mekanizmasıdır. Normal sayılan insan beyni bunun kontrolünde çalışır ve sadece insan beyni değil onun bilgilerinin üzerinden geldiği hayvanlarda da..” diye konuştu.