Kış aylarında ortaya çıkan ishalin çoğu kez normal karşılandığını ancak bunun sık yaşanmasının altında kolon kanseri tehlikesinin olabileceğini belirten Central Hospital’dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, önemli uyarılarda bulundu.

KOLON KANSERİNE YOL AÇAN NEDENLER

Kolon kanseri, hayli ciddi sonuçlar doğurabilen ve sıkça görülen bir hastalık. En fazla 50 yaş ve üzeri bireylerde karşılaşılan kolon kanseri, obezite, hareketsizlik, alkol, kırmızı et ve hayvansal yağların aşırı tüketimi sonucu ortaya çıkıyor. Ayrıca çoğunlukla batı bölgelerinde karşılaşılıyor. Kadın veya erkek demeden etkisi altına alan kolon kanseri, yaygınlık oranıyla sıralandığında diğer kanser türleri arasında 3. sırada yer alıyor. Erken teşhis ve doğru cerrahi müdahale ise hastalara uzun yaşam fırsatı verebiliyor.

[old_news_related_template title="Kolon kanserinin 5 belirtisi" desc="En çok görülen kanser türleri arasında 3. sırada yer alan kolon kanseri, ne yazık ki ileri seviyelere gelene kadar belirti vermiyor. Kolonoskopinin bu noktada hayat kurtardığını belirten Prof. Dr. Murat Saruç, kimlerin düzenli olarak mutlaka kolonoskopi yaptırması gerektiğini açıkladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/10/kolon-kanseri.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/saglik/kolon-kanserinin-5-belirtisi-1425084/"]

ORTALAMA TANI KOYMA YAŞI 62

50 yaşından sonra her kişiye, kolorektal tetkikler öneriliyor. Burada aileden gelen bağırsak polip hastalığı, ülseratif kolit ve bazı konjenital sendromlar, yüksek risk grubu olarak kabul ediliyor. Kolorektal kanserlerde ortalama tanı koyma yaşı 62’dir. Yaş ilerledikçe risk oranı yükseliyor. Kolon kanseri çocukluk yaşlarında seyrek görülürken, genç yaştaki hastalarda genellikle ailevi - genetik faktörler etkili oluyor.

SABAH GÖRÜLEN İSHALLERE DİKKAT!

Kolon, anatomik olarak bakıldığında sağ alt karından yukarı ve sola doğru dolanıp anüste sonlanır. Yaklaşık 1 metre uzunluğuna sahip kolon yani kalın bağırsak; sağ, yatay (transvers), inen (sol) ve son bağırsak (rektum) bölümleriyle değerlendirilir. Kökenini bu anatomik bölümlerden alan kanserler; klinik, patolojik ve tedavi yaklaşımlarına göre farklı özellik ve davranışlara sahiptirler. Sağ ve sol kolon kanserlerinin alarm verici belirtileri de farklılık gösterir. Sağ kolon kanserleri lümen içine doğru yavaş büyüyen kitleler oluşturur. Bu özelliği nedeniyle sağ kolon kanserleri gizli kan kaybına bağlı anemi, rektum kanserleri dışkıda kan görülmesi ile birlikte görülürken, sol kolon kanserleri dışkılama düzeni bozulması ve tekrarlayan ishal ile kendini hatırlatır. Bu şikayetleri olan hastalara dikkatle yaklaşılması gerekiyor. Sabah ishalleri bir uyarıcı olabilir. Sık dışkılama ve dışkı çapında değişiklikler, gaz, kötü koku ve kilo kaybı eşlik eden diğer klinik bulgulardır.

[old_news_related_template title="Cevizin faydalarına bir yenisi daha eklendi: Kolon kanseri ile savaşıyor" desc="Yeni yapılan araştırmalar, cevizin sandığımızdan daha faydalı olduğunu söylüyor." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/07/ceviz.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/saglik/cevizin-faydalarina-bir-yenisi-daha-eklendi-kolon-kanseri-ile-savasiyor-1300247/"]

SOL KOLON KANSERİNDE BAŞLANGIÇTA KABIZLIK GÖRÜLÜYOR

Sol kolon kanserleri kolon duvarını sıkıştırıcı tarzda çepeçevre saran bir özelliğe sahiptir. Değişik derecelerde bağırsak geçişinde tıkanmalara neden olabilmektedir. Bu tıkanma belli bir dereceye ulaştığında, gelip geçen kıvrandırıcı karın ağrıları ve dışkılama düzeninde bozulmalar ortaya çıkar. Sol kolon kanserlerinde başlangıçta kabızlık ön plandadır. Bir durgunluğa maruz kalan bağırsak muhtevası, ortamdaki bakterilerin faaliyetleri sonucu sulu kıvama dönüşerek ishal tarzında boşalabilir. Özellikle öncesinde kramp tarzında karın ağrıları ve seyrek dışkılama ile ardından görülen ishal tablosu, bir sol kolon tümörünün habercisi olabilir.

ORTA YAŞIN ÜZERİNDEYSENİZ ÖNLEMİNİZİ ALIN

Bir gıda zehirlenmesi ve ishalin diğer nedenleri dışlanabildiği takdirde, özellikle orta yaşın üstündeki kişilerde, yukarıda tanımlandığı gibi tekrarlayan ishal durumu mevcut ise, kolon tümörü olasılığını aydınlatabilmek için mutlaka kolonoskopik incelemeye başvurulmalıdır. İnceleme ihmal edilirse, kolonun tam tıkanması sonucu ile yüz yüze kalınabilir.

[old_news_related_template title="Kabızlık kanser riskini artırıyor" desc="Doç Dr Oğuz Özyaral'ın kanserden korunmak için üç önerisi var; obez olmayın, kabız olmayın, tembel olmayın. Kansere karşı bir beslenme biçimi olmadığını belirten Özyaral, bu tehlikeye karşı ancak tedbir alınarak riski azaltmanın mümkün olduğunu belirtiyor." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/11/kabizlik.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/saglik/kabizlik-kanser-riskini-artiriyor-1532626/"]

50 YAŞINDAN SONRA MUTLAKA YAPILMALI

Dünya Sağlık Örgütü, kolon kanserinin erken tanısı için kolonoskopik incelemeyi altın standart olarak önermektedir. Kolonoskopi testleri, teknolojinin gelişmesi ile birlikte daha kolay, ağrısız ve kısa sürede yapılabilmektedir. Kolonoskopi, 50 yaşından sonra herkese yapılmalıdır. Ancak ailede birden fazla kişide kalın bağırsak kanseri veya yaygın polip sorunu var ise, kolonoskopik taramanın 20 yaşından itibaren yapılması önerilir. Polip tespit edildiyse en geç senede 1 kere kolonoskopi yapılmalı, polip kaybolduysa tarama 3 seneye indirilmelidir. Kanser tanısı mutlaka biyopsiyle konulmalıdır.

Kolon kanseri taraması için 50 yaş üstü kişilerde, Ulusal Kanser Enstitüsü’nce yılda bir kez parmakla rektal muayene ve gaitada gizli kan testi önerilmektedir. Şüphe çeken durum saptananlarda ise kolonoskopi ve biyopsi eklenmelidir.

CERRAHİ MÜDAHALE ÖNEMLİ

Kolon kanseri tedavisinde başarılı olabilmek için erken tanı büyük önem taşımaktadır. Öncelikle hastalığın belirtilerini yaşayan kişinin doktora başvurması, hastalığa neden olan sebeplerin özellikle poliplerin araştırılması ve belirlenmesi gerekir. Kolorektal tümörlerin tedavisi ise; hastalığın boyutuna, yerleşim yerine, evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak planlanır.

Kolon kanserinin tedavisi cerrahidir. Tümörlü olan kısım cerrahi yöntemlerle çıkarılarak, bağırsak devamlılığı yeniden sağlanır. Bu sayede tümörün yayılması engellenir. Eğer kanser güvenlik mesafesi olmayacak kadar anüse yakın bir yere yerleşmiş ise, anüsün tamamen çıkarılması ve bağırsağın karın duvarında ağızlaştırılması gerekebilir.

[old_news_related_template title="Kanser oranı yüzde 200 arttı" desc="Son 15 yılda kanserin görülme oranları ile ilgili bilgiler veren Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, Türkiye'de ve dünyada kansere ilişkin korkutucu gerçekleri gözler önüne serdi. Dizdar, 1995'te kanserli hastalar için açılan dosyası sayısının 3 bin civarında olduğunu belirtirken, bu sayının günümüzde 8 bin civarına çıktığını söyledi. Bu süre içerisinde kanser oranını yüzde 200'den fazla artıran sebepler neler? İlaç sektörü kanserin tedavisine izin vermiyor mu? Tarım ilaçları, sentetik tohumlar, radyasyon ve doğal olmayan yoğurt... Bu ürünler hayatımızın neresinde? Dizdar, bu soruların cevaplarını verdi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/08/kanser-1.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/saglik/kanser-orani-yuzde-200-artti-1520041/"]

İLAÇ TEDAVİSİNDEN KORKMAYIN

Tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar, kişinin hastalıkla savaşmasına yardımcı olması açısından çok ağır değildir. Operasyon sonrasında hasta mutlaka dinlenmelidir. Kolon kanserleri, erken tanı konulduğu ve yeterli bir cerrahi işlem uygulandığı takdirde, başarıyla tedavi edilebilen ve hastaların uzun yaşam fırsatı elde edebildiği bir hastalıktır. Tedavi sürecinde ailenin desteği, hastayı daha hızlı bir iyileşme sürecine sokacaktır. Yapılan tedavilerin dışında morali yüksek olan hasta, kısa zamanda tedaviye olumlu cevap verecektir.

SİGARA İÇENLERDE TEHLİKE ARTIYOR

Araştırmalar bazı davranış biçimlerinin kolorektal kanserle ilişkili olduğunu göstermektedir. Fiziksel olarak hareketsizlik, obezite, aşırı alkol tüketimi, kırmızı veya işlenmiş et, rafine edilmiş tahıl ve hayvansal yağlar başta olmak üzere yağ açısından zengin beslenen kişilerde kolon kanserine yakalanma riski artmaktadır. Ayrıca, sigara içen kişilerin kolorektal kansere yakalanma olasılığı içmeyenlere göre yüzde 30-40 daha fazla olmaktadır.

[old_news_related_template title="Sigara içenlerin mesane kanserine yakalanma riski yüksek" desc="Mesane kanserine neden olan en önemli etkenlerden biri sigara..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/08/sigara.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/saglik/sigara-icenlerin-mesane-kanserine-yakalanma-riski-yuksek-1365878/"]