Dünya Sağlık Örgütü'nün temiz hava kriterlerine göre Türkiye'de sadece Çankırı'da temiz hava var. Türk Tabipleri Birliği, Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu, Türk Toraks Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından 'Nefes Alamıyoruz' temalı düzenlenen sempozyum bu verilerden yola çıkarak, 'görünmez katil' ilan edilen hava kirliliğini masaya yatırdı.

AKCİĞER KANSERİNİN YÜZDE 24'Ü HAVA KİRLİLİĞİNE BAĞLI

Dünyada her yıl 7 milyondan fazla ölüme neden olduğu için Dünya Sağlık Örgütü hava kirliliğini “görünmez katil” olarak tanımlamaktadır. Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tunçalp Demir, yaptığı açıklamada “Tıp alanındaki uzmanlık dernekleri olarak görünmez bu katili kamuoyunun gündemine getirmek bizim temel bilimsel görevimizdir. Çünkü akciğer kanserine bağlı ölümlerin %36’sı, kronik obstruktif akciğer hastalıklarına bağlı ölümlerin %35’i, inmeye bağlı ölümlerin %34’ü ve kalp hastalıklarına bağlı ölümleri %24’ünün sorumlusu hava kirliliğidir” dedi.

TÜRKİYE'DE HER YIL 32 BİN KİŞİ ÖLÜYOR

turkiye-hava-kirliligi

Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu ise Türkiye'de hava kirliliği nedeniyle her yıl 32 bin kişinin öldüğünü ve ülkemizin 81 ilinin 80'inin havasının Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre kirli olduğunu ifade ettiler. Kalyoncu yaptığı açıklamada "Türkiye'de her yüzbin ölümün 44'ü hava kirliliği nedenli" olduğunu ifade ederek, "Ülkemizde trafik kazaları nedeniyle her yıl 4.000 kişinin hayatını kaybettiğini düşünürsek hava kirliliğini Türkiye için de "görünmez katil" olarak tanımlayabiliriz." dedi.

DÜNYADA HER YIL 4.5 MİLYON KİŞİ BU YÜZDEN ÖLÜYOR

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre evlerde ısınma amacıyla kömür, odun, kuru bitki ve tezek yakılmasının neden olduğu ev içi hava kirliliğine bağlı olarak dünyada her yıl yaklaşık 4.5 milyon kişi ölmektedir. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Sempozyum Eşbaşkanı olan Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan, açıklamasında kapalı ortam hava kirliliğinin yoksullukla doğrudan ilişkili olduğunu ve bu nedenle kadınlar ile çocukların daha çok etkilendiğine dikkat çekerek, “Ç̧ocukların etkilenimi anne karnında başlamakta ve kapalı ortam kirliği akciğer başta olmak üzere pek çok organın gelişimini bozmakta” olduğunu vurguladı.

partikul

Türk Tabipleri Birliği Sempozyum Temsilcisi Prof. Dr. Kayıhan Pala ise dış ortam hava kirliliğinin enerji santralleri, sanayiye bağlı emisyonlar ve ulaşım sistemleri gibi nedenlerden kaynaklandığını ve “Dış ortam hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl 3 milyon erken ölüm yaşanmakta” olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kayıhan Pala yaptığı açıklamada Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın, 2013 yılından itibaren dış ortam hava kirliliğini “Grup 1 Kanserojen” yani kesinlikle kanser gelişimine neden olan bir faktör olarak kabul ettiğini hatırlatarak, “Hava kirliliğinin en önemli bileşeni olan “Partiküler Madde”nin de ayrıca tek başına kanser yaptığı dünyaya ilan edilmiştir” dedi.

KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRALLER GERÇEĞİ

komurlu-termik-santral

Türkiye’de hava kirliliğinin son yıllarda giderek arttığı ve Türkiye’nin hemen tüm illerindeki hava kirlilik düzeyinin Dünya Sağlık Örgütünün normal kabul ettiği değerlerin çok üzerinde olduğu bilinmektedir. Bu konuda açıklama yapan Türk Toraks Derneği Sempozyum Eşbaşkanı Doç. Dr. Haluk Çalışır, ülkemizde sayıları hızla artan ve önümüzdeki günlerde giderek artması hedeflenen kömürlü termik santraller ile hava kirliliği arasındaki yakın ilişkiyi vurgulayarak, “Türkiye’de yalnızca kömürlü termik santrallerinin neden olduğu hava kirliliği nedeniyle her yıl en az 2.876 erken ölüm, 4.311 hastaneye yatış ve 637.643 işgünü kaybı yaşanmakta” olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Haluk Çalışır açıklamasında, dünya genelinde dış ortam hava kirliliğini azaltmak amacıyla özellikle kum tanesi ve saç kılından dahi küçük partikül madde olan PM2.5’a yönelik pek çok önlem alındığını, Türkiye genelinde ise PM2.5’un ölçümünün bile yaygın olarak yapılmadığını belirtti. Doç. Dr. Çalışır, sözlerini “Oysa bu küçük partiküller erişkinlerde akciğer kanseri, kronik bronşit, astım, kalp krizleri, kalp ritim bozuklukları ve inmelere; çocuklarda ise astım, akciğer fonksiyon bozuklukları ve otizme neden olmaktadır” diyerek tamamladı.