21

Eskişehir, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri... Öğrenci nüfusunun ve eğitimli kişilerin çoğunlukta olması, şehrin sürekli dinamik ve gelişmeye açık olmasını sağlıyor. Ne mutlu ki demokrasiye ve Atatürk ilkelerine inananların çoğunlukta olduğu, aydın güzel insanlarla dolu bir kent.

22

Eskişehir’in sadece yöneticileri değil halkı da şehrin gelişimi ve daha da güzelleşmesi için çaba harcıyor. Bu güzel insanlardan en bariz örnekler medya hukukçusu Dr. Barış Günaydın ve turizm danışmanı Ragıp Ferda Aydınalp. Kentin yerel kanalı Kanal 26’da “Gündem Turizm” adlı bir program sunuyorlar. Eskişehir’in turizm kaynaklarını artırmak için uğraşıyorlar. 
Maalesef son zamanlardaki terör olayları, siyasi belirsizlikler nedeniyle dış turizm neredeyse sıfıra yaklaştı. Bu nedenle turizmde yeni arayışlar şart. Bunlardan Türkiye’nin en şanslı olduğu dal sağlık turizmi... Eskişehir de bu konuda bir çıkış yakalamak istiyor. 

24


İLK DURAK: KIRIM ÇİBÖREK EVİ

Sağlık turizminde etkin bir marka olan Global Medikal Turizm’in sahipleri İlknur Durmuşkaya ve Murat Barakalı ile birlikte Kanal 26’daki programda sağlık  turizmini konuşuyoruz... Yurtdışından bana çok fazla bel ve boyun ağrılı hasta geldiğinden tecrübelerimden yararlanmak istiyorlar.
Eh, Eskişehir’e gelip de muhteşem lezzetlerinden tatmamak olmaz tabii ki. Televizyon programı öncesi kentin en turistik mekanlarından biri olan tarihi evlerin restore edildiği Odunpazarı’nda  dolaşıyoruz, amacımız çibörek ve mantı yemek... Çi Tatarca güzel anlamına geliyor, çiğköftedeki çiğ anlamında değil yani. Eşimle birlikte etrafta dolandık... Eskişehirliler bize Kırım Çibörek Evi’ni önerdiler, sorarak bulduk.
Babaannem Kırım Hanlık sülalesi Giraylar’dandı, isminden etkileniyorum. Ama tamamını bayanların teşkil ettiği bir gezi grubu doldurmuş Kırım Çibörek Evi’ni... Girip girmemekte tereddüt ediyoruz. “Doktor Bey, buyrun, buyrun” diye bağırıyor gruptaki bayanlar, şakalaşıyoruz. Eşimin yanında bayanlardan bu kadar ilgi görmekten hem gururum okşanıyor, hem de biraz utanıyorum.
Mekan çok kalabalık ama sadece bir bayan aşçı bir de genç bir servis elemanı var. Genç bayan hem servis yapıyor, hem de çibörek sarıyor. Mutfağa girip bir porsiyon çibörek, bir porsiyon mantı, bir porsiyon da yaprak sarma söylüyorum. Grubun siparişleri bitince geliyor. Eşim beş tane çiböreği görünce bunları nasıl yiyeceğimiz konusunda endişeleniyor, ama o kadar hafif ve lezzetli ki anında bitiveriyor, mantı da lezzetli. Zeytinyağlı yaprak sarma çok ince sarılmış ve alışmadığımız şekilde yanında yoğurtla servis ediliyor. İstanbul usulü dolmalar kadar lezzetli olmasa da büyük bir keyifle yiyoruz. 
Arkasından da tabii ki tatlı. Arasta tatlısı varmış, ne olduğunu merak edip istiyoruz. Baklava hamuru içine ceviz ve incir koymuşlar, üzerine de şerbet. Biraz fazla tatlı olmuş ama mutlaka denenmesi gereken bir lezzet. Bu kadar ağır yemeklere rağmen midemiz hiç rahatsız olmuyor, mutlu bir şekilde kalkıyoruz sofradan, toplam 37 lira ödüyoruz.

20


MASAMIZ BÖREKLERLE DOLDU

Çibörek o kadar hoşumuza gidiyor ki program sonrasında da yine popüler mekanlardan Papağan Çibörek Evi’ne gidiyoruz. Sadece çibörek yapıyorlar, mekan doluyor, boşalıyor. Tesadüfen belinden ameliyat ettiğim bir hastam aynı mekanda, beni büyük bir coşkuyla karşılıyor, birden mekandaki itibarım artıyor, önüm çiböreklerle doluyor. Papağan’daki çibörekler daha da büyük ama son kırıntısına kadar yiyorum. Eşim “artık sana bir hafta hamur işi yok” diyor. Mümkün değil, dayanamam.

23

Günübirlik geldiğimiz Eskişehir’den ellerimizde met helvası ve haşhaşlı çörek dolu olarak ayrılıyoruz, zaman zaman 250 km hıza çıksa da genelde 60 km hızla giden hızlı trenle arabamızı park ettiğimiz Pendik’e doğru yola çıkıyoruz, arkamızda güzel ve aydın Eskişehir’i bırakarak...

19