Taksim Sıraselviler’de iki genç, Tarık Beyazıt ve Savaş Ertunç, 1999 yılında Türkiye’nin alışık olmadığı bir lokanta açıyorlar. ‘Changa’ adlı bu lokanta fine dining merkezi oluyor.

Ülkemize gelen bütün ünlü yabancılar bu mekana götürülüyor, 2002 yılında da dünyanın en iyi 39’uncu lokantası seçiliyor. İkili 2005 yılında Sabancı Müzesi’nde de bir yer açıyor: ‘Müzede Changa’. Gezi olayları sırasında Taksim’deki yeri kapatıp bir daha da açmıyorlar. Bu yılbaşından itibaren kendilerine zaman ayırmak için Changa efsanesini bitirmeye karar veriyorlar.

tarik-beyazit-ve-mehmet-yassin-ile

Biz de gurmelerin gurmesi Mehmet Yaşin’in de içinde bulunduğu arkadaş grubumuzla bir efsaneye veda yemeği yaptık. Yaşin ne zaman çok fazla lokanta dolaşsa beli ağrır ve bana gelir. Biz de onu tekrar çok sevdiği, damak çatlatan sofralarına kavuştururuz. Changa’nın kurulmasında da desteği olan sevgili Mehmet Abi muhteşem bir yemek yememiz için Kaya Özgül ve Mustafa Seçkin ile beraber her şeyi yapmıştı.

Ana yemek fesleğen sos ve nane salsayla sunulan levrekti. Levreği ince şeritler halinde kesmişler ve rulo yapmışlardı. Ben hayatımda bu kadar lezzetli bir levrek yememiştim.

levrek

Tatlı olarak ise Changa’nın spesiyalitesi sakızlı dondurma ve pişmaniye eşliğinde sunulan kırmızı biber ve şarapta pişmiş armut geldi. Böylesine güzel bir lokantanın kapanacak olması hüzün vericiydi ama Tarık ve Savaş’a hak vermemiz lazım. Hoşça kalın dostlar, yolunuz açık olsun…

Levreğin tadı damağımda kaldı


Birlikte olmaktan mutluluk duyan otuz kişi olarak yemeğe geçmeden önce hasret giderdik. Neler yemedik ki o akşam. Başlangıç olarak soframıza;

· Kargı tulum peynirli semizotu salatası,

· Ayvalık favası tabağı,

· Yeşil elmalı zeytinyağlı kereviz ve cam patates cipsi,

· Antakya tuzlu yoğurtlu, mantarlı hınkal,

· Lapsang souchong

· Kaz ciğerli muska böreği,

· Ayva murabbası geldi.