Bundan üç dört yıl önce ekonomi böylesine bozulmamışken evin bahçesinde yaklaşık elli kişilik bir arkadaş grubumuza yemek vermiştik. Salon İstanbul Catering’in Günaydın Et ile birlikte yaptıkları sunumlarda yemek öncesi minik hamburgerler sunmuşlardı. Hamburgerler kapış kapış gitmiş, ben ancak bir tanesini eşimle yarım yarım yemiştim. Tadına da bayılmıştım.

MİNİ EATERY MİNİ EATERY


Bir daha böyle bir davet verebilme imkanımız olmadı ama her yerde o ufak hamburgerlerin peşine düş-müştüm. O muhteşem tadı bir türlü bulamadım. Nerede ufak hamburger yapıyorlar dedilerse tatmaya çalıştım, yok, bir türlü tutturamadım.
Geçenlerde bir arkadaş bana Kadıköy Caferağa Mahallesi’nde ufak hamburgerler üreten bir yerden söz etti. Avrupa yakasından karşı tarafa geçmek o kadar zor geliyor ki, anlatamam. Allah, Anadolu yakasında oturup her gün Avrupa yakasına geçmek zorunda olanlara kolaylık versin…

26

İÇERİDE BOŞ YER BULAMADIK


Neyse ki hafta sonu eşimi kandırıp Kadıköy’e geçmeye razı ettim. Kadıköy Çarşısı’nda yürürken tüm mekanlardaki enerji beni çok keyiflendirdi. Kadıköy, özellikle gençlerin ve genç kalanların mekanı olmuş, her yer dolu, her yer neşeli.
Caferağa Sokağı’nda ilerlerken 55 numarada aradığımız yeri, MİNİ EATERY’yi buluyoruz. Burada enerji katsayısı daha da artıyor. Gençlerin bir kısmı geliyor, yiyor, kalkıyor, bir başka kısmı geliyor, yiyecek sipariş ediyor. İçeride yer bulamıyoruz, dışarı oturuyoruz. Neyse hava güzel, dışarısı daha iyi.
Tam istediğimiz gibi, mini hamburgerler ve eşlikçileri var. Buradan arkadaşımız Ayhan Cingi’nin Sonomed Görüntüleme Merkezi’nde 1987 İstanbul Tıp Fakültesi mezunlarını buluşturacağı davetine gideceğiz, fazla yememek lazım.

Mini Burger Mini Burger


Hamburgerlerin hepsi 70 gram, yani ufak orta boy diyebiliriz. Çeşit çok, mini house burger, cheeseburger, şamburger, acıburger, fümeburger, bonfile burger, vejeteryan burger ve vegan burger var. Mini house burger, şamburger ve acı burger söylüyoruz. Fiyatları 9-11 lira civarında. Rica ediyoruz, hamburgerleri ikiye bölsünler, hem eşim hem de ben tadayım diye.
Eşim soğan halkasına bayılır, bu nedenle kızarmış taze soğan halkaları, çıtır paneyle kaplanmış kızarmış keçi peyniri topları, croquetas dedikleri beşamel soslu, dana jambonlu kızarmış toplardan da söylüyoruz. Eşimin itirazına rağmen ufak paket baharatlı patates kızartması da ekliyorum…

Emre Çeri - Naz Tiryaki Emre Çeri - Naz Tiryaki

HEPSİNDEN TATMAK İSTEDİM


Fazla beklemeden siparişler geliyor. Önce ek siparişlerle başlıyoruz. Kızarmış keçi peyniri ve dana jambonlu topları büyük bir keyifle yiyoruz ama ilk gelenlerin yıldızı soğan halkaları. Ben bu kadar lezzetlisini Amerika’da bile yememiştim. Patatesler de tam kıvamında pişirilmiş.
Hamburgerden ilk ısırığı aldığımda, “tamam” diyorum, “doğru yeri buldum”. Burger etinin üzerindeki karamelize soğan çok güzel bir tat vermiş, dudaklarımı yalaya yalaya yiyorum. Sonra şamburgeri alıyorum. Çok enteresan, burger etine şam fıstıklı sos sürmüşler, fıstık kebabı yiyor gibi hissediyorsunuz. Çok lezzetli. En sona acı burgeri bırakıyoruz, karamelize soğanlı normal hamburgere jalapeno biberi eklemişler, maalesef iştah açıcı bir acısı var. İnsan bu burgeri yiyince daha da fazla yemek, bütün hamburgerlerden tatmak istiyor. Ama kendimi tutmalıyım.
Daha gidecek yerimiz var… Söz, bir gün gelip tüm hamburgerlerin tadına bakacağım, yoksa arkamdan ağlarlar.
İki gastronomi mezunu genç kurmuş burayı, Naz Tiryaki ve Emre Çeri. Naz Tiryaki Hanım, dünyanın en iyi şeflerinden biri olan Massimo Botturo’nun eğitiminden geçmiş, geleceği çok parlak büyük bir şef adayı. Emre Çeri ise gastronomi işletmesini çok iyi biliyor. İkisi de gerçekten çok başarılı bir işletme yaratmışlar, umarım yakında işleri büyütür, hamburger dışı lezzetleri de bizlere sunarlar.
Böyle gençler, Türkiye’nin geleceğine umutla bakmamızı sağlıyor, iyi ki varlar.