43

Sevgili dostum Suat Taşkıran, yıllar önce belinden yakın zamanda da boynundan ameliyat ettiğim bir hastam. Birçok hastamla olduğu gibi doktor hasta ilişkisi zamanla dostluk ilişkisine dönüşüyor. Hasta size canını emanet ediyor, eğer size en yakın dostundan daha fazla güvenmezse nasıl ameliyat olabilir ki?
Yaklaşık on gün önce de Suat’ın henüz 25 yaşındaki oğlunu boyun fıtığı nedeniyle ameliyat ettim. Kontrolü için geldiklerinde de hep birlikte yemek yedik. Suat Taşkıran her ne kadar Kocaeli’nin en önemli işadamlarından biri olsa da mütevazılığı nedeniyle pek renk vermez. Ama onun ne kadar büyük bir işveren olduğunu bildiğimden en iyi lokantalardan birine götürmeye karar verdim ve Ortaköy’de Zuma Lokantası’nın yerine açılan CAPRİCORN’u seçtim.
Tesadüfen bizim gittiğimiz akşam Rahmi Koç da orada yemek yiyordu, biz de Suat Taşkıran’a “Kocaeli’nin Rahmi Koç’u ile İstanbul’un Rahmi Koç’u aynı lokantada buluştu” diye espri yaptık.

46

Deniz levreğini çok beğendim ama...

O akşam eşimle ben Özlem ve Suat Taşkıran ve on gün önce boyun fıtığı nedeniyle ameliyat ettiğim Ardıç Taşkıran, toplam beş kişiydik. Oldukça şık dekore edilmiş bir lokantaydı. Yuvarlak bir masaya oturduk.

44

Garsonumuzun yönlendirmesi ile balık çorbası ile başladık. Malzemesi bol, gerçekten oldukça lezzetli bir çorbaydı. Sonra iki çeşit salata ve soğuk başlangıçlar geldi ortaya. Uzun zamandır yemediğim sakızlı barbun pilaki, daha kalın kesilmişini tercih edeceğim kılıç balığı lakerda ve midyeli pilav. Özelikle barbun pilaki çok hoşumuza gitti.
Sıcaklara gelince çemensiz çıtır pastırma ile sunulan kalamar carbonara hem sunum olarak çok ilginçti, hem de lezzet açısından bizi çok mutlu etti. Morina balığının patates püresiyle karıştırılması ile yapılan Brandade ise bizde biraz hayal kırıklığı yarattı, patates balık tadını baskılamıştı.

45

Ana yemek deniz levreği idi, gerçekten deniz levreği miydi, yoksa çiftlik balığı mıydı, emin değilim ama son zamanlarda yediğim en lezzetli balıktı, tam istediğim gibi suyu içinde pişmiş, ağızda dağılıyordu.

47

Güzelim spagettiyi yiyemedik

Her şey iyi gidiyordu da en son gelen karidesli spagetti öyle acıydı ki herhalde Adanalı dostlarımız bile zor yiyebilirdi. Masadaki herkes bir lokma aldıktan sonra bıraktı, güzelim spagetti boşa gitti. Açıkçası garsona bu durumu söylediğimde “ne demek, hemen acısızını hazırlatırım” ya da “hemen başka bir yemek sunalım” gibi bir hareket bekledim ama maalesef “şefe iletirim” de kaldık... Tatlı yemedik, bir şişe şarap içildi, bol bol su tüketildi, bin dört yüz lira hesap geldi. Anlaşılan sadece yemekler değil, hesaplar da Rahmi Koç’lar için yapılıyordu.
Bir daha bu lokantaya gelir miyim, kesinlikle gelirim. Listeden yemediğim bütün diğer yemekleri de söylerim ama tabii ki başka biri ısmarlarsa...