Ben demiştim; ekonomiden anlar...
Ekonominin durumunu kim bu kadar güzel anlatabilir:
“Tulumbanın suyu bitti...”

*

Şimdi dünyanın ünlü ekonomistlerini topla, de ki bana Türk ekonomisini anlatın... Cari açık, faiz, üretim, istihdam, yatırım, ithalat, ihracat, kur, banka, rezervler, Merkez Bankası, para politikaları, milli gelir, Hazine, özelleştirme...
Her birisi ayrı bir bilmece...
Mesela; yoksulluk sınırının altındakiler artıyor, dış ve iç borç artıyor, işsizlik artıyor, ithalat-ihracat açığı artıyor, Türkiye nasıl “Büyüyen yıldız ülke” oluyor?..
Bunu anlatacak ekonomist yok...

*

Bu biliyor...
Üç kelimeyle anlattı:
“Tulumbanın suyu bitti...”

*

Hızlı tren yapıyor, vagonlar ve raylar ithal... Metro yapıyor, deliği açan Çinliler, raylar İspanyol, vagonlar Kore...
Köprü açıyor “Ya Allah Bismillah” diyenlerin yarısı Japon...
Dört bir yan aynalı kuleler, camdan gökdelenlerle doldu, tümünün asansörü, yürüyen merdiveni, cam sistemleri ithal...
“Çiftçinin yüzü güldü” diyor,
ot ithal, ot...
(9 Ağustos 2012 tarihli ithalat kararı ile “kuru ot” ithalatına izin verildi...)

*

7 milyon işsiz, 15 milyon yoksulluk sınırının altında, 3 milyon aç...
Bir ayda iflas eden esnaf sayısı;
50 bin...
Ama dünyanın en büyük sarayını
yaptırınca, sanki “yıldız ülke” gibi...

*

Cumhuriyetin 70 yıllık tüm birikimlerini sattılar; limanlar, fabrikalar, kurumlar, işletmeler, elektrik, telefon, tekel, gaz, bankalar, tersaneler, terminaller...
Bunlar bitince; orman, koruluk, koy, arsa, arazi, dere, yayla...

*

O da bitince...
Sıradan insanların yastıklarının altındaki dolarları istedi, dünkü rakamlara bakılırsa, yastık sahipleri güvenmedi...
Sonunda çok güzel anlattı durumu:
“Tulumbanın suyu bitti...”

*

Bence battılar...