Hal böyleyken; laik Cumhuriyetin en yüksek makamı Cumhurbaşkanlığı külliyesinde zikir töreni normaldir...

*

Lise yıllarında Suruç’ta Rifai tarikatının bir zikir törenine götürmüşlerdi kuzenle bizi...
Halka olup hep bir ağızdan “hım hım” diye ses çıkarttıklarında, hızla öne eğilip doğrularak ve tef eşliğinde ayaklarını birlikte rap diye yere vurduklarında, insan etkileniyor ne de olsa...
Kuzen heyecanlanıp “Oleyy” diye bağırana kadar iyi gitmişti...

*

Saray külliyesinde zikir töreni yapılması normaldir, çünkü:
Cemaat ile mücadele; yaşam biçiminden, yani birisi daha çağdaş yaşam istediğinden değil...
Cemaat ile mücadele; hukuk anlayışından, yani birisi daha adil hukuk istediğinden değil...
Cemaat ile mücadele; demokrasiyi farklı anlamaktan, yani birisi daha demokrat olduğundan değil...
Cemaat ile mücadele; cumhuriyete, çağdaşlığa, laikliğe, devlet biçimine bakışlarındaki farklılıktan değil...
Cemaat ile mücadele; laik cumhuriyeti yıkıp, kazanımlarını kimin ele geçireceği ve onu kimin yıkıp ülkeye egemen olacağı mücadelesidir...

*

Hz. Muhammed’in kurmak istediği mutlu dünyanın tersine, dört halifesinden üçü öldürülmüş ve hâlâ (BM raporudur) günde ortalama 1000 Müslüman’ın yine Müslümanlar tarafından öldürüldüğü mezhep-tarikat savaşlarının Türkiye versiyonudur bu...

*

Biri kaybetti, biri kazandı...
Işık evleri, Ensar’a...
Kolejler, imam hatibe...
Tuskon, Müsiad’a...
Takke, külaha dönüştü...
Bu kadar...

*

Böyle olunca Cumhurbaşkanlığı külliyesinde zikir töreni normaldir...
Vals yapacak değillerdi...

*

Hoca’nın zihniyeti iktidarda...
İmamın zihniyeti firardadır...

*

Böyle şapşal muhalefet olunca, bizim söyleyeceğimiz sadece:
“Oleyyy...”