“Babamın Kanatları” sinemamızda yıllarca görmezden gelinen işçi ölümlerini konu alıyor. Eskiden Türk sineması işçi ve emek üzerine daha çok film yapar, toplumun bu önemli kesimine ve sorunlarına daha çok eğilirdi. Ancak şimdi gişe komedileri, romantik filmler ve cinli korku filmleri arasında farklı hikayelere ve toplumun kimi önemli dertlerine kapandı adeta sinemamız. Bu yüzden “Babamın Kanatları”na özellikle dikkat çekmek gerekiyor.

Ailesinden uzakta İstanbul’da inşaatlarda çalışan İbrahim ve yeğeni Yusuf’un hikayesi bu. İbrahim akciğer kanseri olduğunu öğrendiğinde ailesine bulabileceği kadar para bırakmanın yollarına bakarken, Yusuf da geleceği için bir çıkış yolu aramaktadır. Aynı inşaatta çalışan genç bir işçi yüksekten düşerek öldüğünde inşaat şirketi hukuki sorumluluktan kaçmak için ailesine kan parası teklifinde bulunur. Bu olay amca-yeğenin geleceğini tümden etkileyecektir.

babamin_kanatlari_2

“Babamın Kanatları”nda genç yönetmen Kıvanç Sezer, inşaatta çalışmanın ve inşaat işçilerinin dünyalarının nasıl bir şey olduğunu çok doğru bir sinema diliyle anlatmayı başarıyor. Gerçekçi ve trajik hikayesini sömürü boyutuna götürmeden görselleştiriyor.

Doğal diyaloglarla birlikte şantiye atmosferine hakim sahnelerin varlığı dikkat çekici. Seyirci için sıkıcı gelebilecek kimi detaylar iyi yazılmış sahnelerle sunuluyorlar. İşçi ölümleri, inşaat sektörünün kirli hesapları ve harcanan hayatlar abartılmamış bir duygusallıkla sinemalaştırılmış. Belki senaryoda İbrahim’in sahneleri daha işlevsel olabilirdi ama yılların tecrübeli aktörü Menderes Samancılar’ın yürek burkan performansı İbrahim’in hikayesini daha da etkileyici bir hale getirebiliyor. Filmde İbrahim’in çaresizliğini hissetmemek mümkün değil. Yusuf’un hikayesi de güzel aslında. Hem bir sınıf atlama çabası var hem de tezgahtar kızarkadaşı Nihal ile geçen sahneleri çok güzel yazılmış ve gözükenden daha zengin bir hikaye potansiyeli sunmakta. Yusuf karakterinde izlediğimiz genç oyuncu Musab Ekici’de ise şeytan tüyü var adeta! Oyuncu karakterini daha cazip hale getiriyor beden diliyle de. Nihal rolünde izlediğimiz ve festivallerden ödüllerle dönen Kübra Kip de kısıtlı bir alanda karakterini ete kemiğe büründürüp akılda kalıcı olmayı başarıyor.
Sezer’in yönetmenliği senaristliğinden çok daha başarılı aslında. Film boyunca kamerasıyla o koca şantiyenin her yerine girip çıkıyor. Kürtçe ve Türkçe şarkılar söyleyen folk rock grubu Bajar’ın müzikleri de filmin atmosferine eşsiz bir katkı sağlıyor.

3,5 yıldız
Babamın Kanatları
Yönetmen: Kıvanç Sezer
Oyuncular: Menderes Samancılar, Musab Ekici, Kübra Kip
101 dakika, 7+ 13A

Her şey Vatan için!

Çağdaş Amerikan sinemasının önemli yönetmenlerinden biri olan Robert Zemeckis kariyerinin 18. filmi olan “Müttefik”te 2. Dünya Savaşı ortamında yaşanan bir romantik gerilim hikayesi anlatıyor.
1942 yılında Alman işgali sırasındaki Fas’a gizli bir görev için gelen Kanadalı casus Max Vatan, Fransız direnişinden bir ajan olan Marianne adlı güzel kadınla görevleri süresince karı-koca rolü yapmak zorundadır. Ancak bu süre zarfında ikisi de birbirlerinden hoşlanırlar, sonrasında bu süreç gerçekten de evlenmeleriyle sonuçlanır. Bir sene sonra çift Londra’da küçük kızlarıyla birlikte yaşamaya başlamıştır, savaş hâlâ devam ediyordur ve bir gün Max Vatan’a sürpriz bir gizli görev verilir...
Zemeckis’in filmi Alfred Hitchcock’un romantik ajan gerilimlerini andırıyor en başta. Max ve Marianne arasındaki cinsel gerilim en çok da filmin ilk yarısında gösteriyor kendisini. Fas görevi sırasında çiftin arasında yaşananlar gerçekten ilgiyle izletiyor filmi. “Casablanca” gibi klasik Amerikan filmlerini çağrıştırıyor zaten filmin tamamı. İkinci yarısında ise başka türlü bir gerilim giriyor devreye. Bu kısımda senarist Steven Knight çiftin arasına dışardan bir ‘şüphe’ ekleyerek yeni bir gerilim yaratıyor. Zemeckis bu kısımda hikayeye biraz aksiyon katarak gerilim dozunu yükseltmeyi amaçlamış. Vatan’ın içinde bulunduğu karakola gelen alman askerleriyle girdiği çatışma sahnesi iyi çekilmiş belki ama ‘yama’ gibi durduğunu da belirtmek lazım.

muttefik_2

Filmde çok güzel yazılmış diyaloglar da var. Mesela; karı-koca rolü yapmak zorundalarken gözlendikleri bir sırada Marianne, Max’a ‘benimle konuşur gibi yapıp güler misin?’ şeklinde bir direktif verir. Max’in cevabı “Niye ki? Biz evliyiz!” olur...
Yaş aldıkça kıvamı artan aktörlerden biri olan Brad Pitt ve yeteneği kadar güzelliğiyle de dört dörtlük bir kadın olan Marion Cotillard’ın kimyaları da çok tutmuş doğrusu. “Müttefik” belki bir “İngiliz Hasta” değil ama başından sonuna ilgiyle izlenen heyecanlı, romantik ve hüzünbaz bir aşk filmi yine de.

3,5 yıldız
Müttefik
Yönetmen: Robert Zemeckis
Oyuncular: Brad Pitt, Marion Cotillard, Jared Harris
124 dakika, 15+

Yar etmem seni kimseye!

Sinemanın ticari yanına daha çok önem vererek gişe filmi yapanların bir kısmı ‘öykünün gücü’nü hafifser. Yıldız oyuncu, şıkır şıkır bir görsellik, oynak müzikler ve ‘slapstick’ diye tabir edilen ve oyuncunun düşme-kalkma, abartılı hareketlerle sağladığı komediye bel bağlayan bu filmler belki kârlı hasılatlar yakalarlar ancak yine de kimsenin saygı duymayacağı,, yıllar sonra kimsenin hatırlamayacağı filmlere de imza atılmış olur.

“Görümce”nin arkasında bir sürü yetenek var kuşkusuz. Özellikle de senaristi ve başrol oyuncusu Gupse Özay. Ancak Özay, belli ki ‘gişe komedisi böyle oluyor bizde’ mantığıyla yazmış bu senaryoyu.

gorumce_1

Erkek kardeşi Ahmet’in evlenmeyi düşündüğü Deniz adlı kızla arasını açmaya çalışan Yeliz adlı hasta ruhlu bir kızı anlatıyor film! Özay’ın komedi potansiyelinin altında kalan bu abartılı garip karakter ve onun erkek kardeşi üzerine hiç çalışılmamış, onların geçmişleri, aralarındaki ilişki hiçbir şekilde işlenmemiş. Ahmet’in ablasına bütün aşırılıklarına rağmen doğru düzgün bir tavır alamaması, sürekli hatalar yapması ise ayrı bir çelişki. Yeliz karakterinde de komediden çok grotesk bir dram var aslında. Makyajından, konuşma tarzına kadar çok fazla abartılı ve yer yer de ‘yabancı’ bir karakter. (Zaman zaman Seda Sayan’ın sabah programlarındaki tavırlarını hatırlatıyor sanki) Bir erkek tarafından bastırılmış akıllı bir kadın olduğu iması ve finaldeki dönüşümü de yeterince kuvvetli değil. Deniz’in de reklamcı olması, reklam şirketinde geçen sahneler ise maalesef çok klişe ve tatsız.

Yine de Özay’ın komedi performansının parladığı birkaç an yok değil. Diğer yandan, perdede izlediğimiz bütün bu abartılı sahneler, kadın izleyiciler için daha komik de gelebilir belki, bilemiyorum. Oysa gelin-görümce çekişmesi çok daha ayakları yere basan bir senaryoyla çok daha güçlü bir komedi filmine malzeme olabilirdi.

2 yıldız
Görümce
Yönetmen: Kıvanç Baruönü
Oyuncular: Gupse Özay, Eda Ece, Buğra Gülsoy
110 dakika, 7+