ŞAŞIRDIM

Hürriyet’in Washington temsilcisi Tolga Tanış Amerikan kaynaklarından çok iyi haber alan bir gazeteci olarak tanınıyor.
Bugüne kadar Türkiye-Amerika ilişkileri ile ilgili sayısız önemli habere imza attı.
Tanış’ın Hürriyet’teki dünkü köşesinde verdiği bilgiler inanılmaz. Çünkü bu yazıda IŞİD’in patlayıcı hazırlamak için kullandığı bütün mühimmatı Türkiye’den aldığı belgelerle ortaya konuyor.
Üstelik IŞİD’in Tür askerine ve Kilis’e yönelik saldırılarda kullandığı roketleri de Türkiye’den aldıkları mühimmatla hazırladıkları ileri sürülüyor.
Tolga Tanış verdiği bilgileri İngilizlerin bağımsız sivil toplum kuruluşu Conflict Armament Research’ün (CAR) Musul raporuna dayandırıyor.
Bu kuruluş Musul ve çevresindeki IŞİD silah üretme merkezlerine girmiş. Bu merkezlerde IŞİD militanlarının son derece hassas silahlar ürettiğini raporlayan CAR raportörleri silah yapımında kullanılan çok sayıda malzemenin Türkiye’den satın alındığını ortaya koymuşlar.
Alimünyum, gres, çimento gibi malzemelerin yanı sıra potasyum nitratın da Türkiye’den geldiği saptanmış.
Potasyum nitrat aslında gübre olarak bilinmesine rağmen patlayıcı yapımında kullanılıyor. Bu nedenle bütün ülkelerde satışı denetim altında.
Buna rağmen Türkiye’deki bir firmadan Suriye’deki militanlara partiler halinde potasyum nitrat satılmış.
Tolga Tanış IŞİD’e potasyum nitrat satan firmayı da bulmuş ve sormuş. Ancak firma yetkilileri bu bilgiyi veremeyeceklerini, istenirse MİT’ten bilgi alınabileceğini bildirmiş.
Bu haber Türkiye’nin başını ciddi sıkıntıya sokabilecek bir haberdir.
Çünkü İngiliz araştırmacılar IŞİD’e silah yapımındaki mühimmatın Türkiye üzerinden satıldığını belgelemeleri, Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütlerine yardım yaptığı iddialarının güçlenmesine neden olacaktır.
Zaten kimi teröristlerin Türkiye’ye rahatlıkla giriş çıkış yaptıkları, sağlık, gıda ve eğitim yardımı aldıkları, bazı militanlara silah verildiği iddiaları var. Ayrıca Türkiye’nin IŞİD üzerinden petrol aldığı yolundaki iddialar da bulunuyor. İddiaların CIA tarafından yayıldığı ileri sürülmüştü ve hatta CIA’nın bu nedenle Türkiye’den özür dilediği de söylenmişti ama bu haberler yalanlandı.
Suriye’de sona yaklaşılırken, bölgedeki terör örgütlerine Türkiye’nin silah ve mühimmat yardımı yaptığı iddiaları Türkiye’nin uluslararası arenada zora düşmesine neden olabilir.
Hatta bazı ülkeler bunu bahane ederek Türkiye’nin Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmasını bile talep edebilirler.
Tolga Tanış’ın yazdıklarının ve dayandığı kaynakların ne kadar doğru olduğu önümüzdeki günlerde yapılması gereken resmi açıklamalarla ortaya çıkacaktır.
Kimbilir belki de iktidar yetkilileri de yaklaşan tehlikeyi görerek Türkiye’nin bütün dünya ülkeleri tarafından kıskanıldığını, büyük bir hınçla AKP iktidarını devirmek istediklerini söylemeleri, böyle bir oluşuma karşı kamuoyunu şimdiden hazırlamak içindir.
Bir noktayı daha belirtmek istiyorum; Amerika başkan adaylarından Hillary Clinton Dışişleri bakanı olduğu dönemde IŞİD’in kuruluşunda Amerikan parmağı olduğunu söylemişti. Bu durumda IŞİD’e Türkiye üzerinden yapılan mühimmat ve silah yardımının bir Amerikan projesi olduğu konusunda da şüphe uyanıyor zihnimde.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Cemil Çiçek konuşacak da haliyle korkuyor biraz


Meclis eski Başkanı ve bakanlardan Cemil Çiçek’e “Cumhurbaşkanlığı sistemi” sorulmuş. Cemil Çiçek konuşmuş konuşmasına ama sıra eleştirilere gelince orada durmuş.
Habertürk Gazetesi Cemil Çiçek’le yapılan bir röportajı dün yayınladı. Röportajı yapan Kübra Par Çiçek’e “Yeni Anayasa teklifinde “Şunu eksik görüyorum” dediğiniz bir şey var mı?” diye sormuş.
Çiçek’in cevabı çok ilginç. Aynen şunu söylemiş; “Bunları söylerim, fakat korkarım muhalefet benim üzerimden partimi vurmaya çalışır. Sayın Başbakan fikrimi sordu; nerede, ne olması gerektiğini söyledim.”
Demek ki Cemil Çiçek getirilen taslaktan pek memnun değil. Ama bunu söylemesi halinde partisinin zarar göreceğini düşünüyor. Yani partinin çıkarları her şeyden önde geliyor yine.
Buna rağmen, haksızlık yapmayayım, Çiçek her şeye rağmen bazı gerçeklerin üzerine çizmeden de edememiş.
Örneğin Türkiye’de insanların dinen de kandırıldığını belirten Çiçek bunun sonucunda kimilerinin Meclis’i bombalayacak kadar kendilerinden geçtiklerini söyleyerek şöyle konuşuyor; “Cennete gitmek için bir efendi hazreti bekliyoruz. Dünyadaki sıkıntılarımızdan kurtulmak için de bir kahraman bekliyoruz. Halbuki demokrasi, doğru kurallarla vasat zekâlı insanların işlettiği bir sistemdir. Doğru kuralları koyacaksınız. Öyle süper zekâ, büyük kahramana falan gerek yok. Ülke meselelerine hep şahıslaştırarak çözüm aramaya çalışıyoruz. Bu kadar savaş görmüş, sıkıntı çekmiş ve rejim değiştirmişiz. 150 sene sonra hâlâ iki cihanda bizi kurtaracak tek adamlar arıyoruz.”
Merakla bekliyorum, bakalım Çiçek’in konuşması AKP’de ne kadar etki yaratacak?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

HDP, başkanlığa evet oyu verirse saldırılar kesilir mi?


Önce Dolmabahçe ardından da Kayseri’deki hain bombalı saldırılar müthiş bir öfke yaratırken, bazı yerlerde HDP’ye yönelik saldırılar da başladı.
7 Haziran seçimlerinden sonra HDP’ye yöneltilen “PKK terörüne destek veriyorlar” iddiaları ve ard arda patlayan bombalar HDP’yi de hedefe koydu.
AKP’li mi MHP’li mi oldukları “karışık” bazı gruplar Türkiye’nin birçok yerinde HDP binaları basmaya, taşlamaya hatta yakmaya başladılar.
İktidar yetkilileri ise her ne kadar saldırganlarla ilgili soruşturmalar açsalar da demokratik bir ülkede bu tür tepkilerin kabul edilemeyeceğini söylemeyi de pek istemiyorlar.
Önümüzdeki hafta “Cumhurbaşkanlığı sistemi” için Meclis çalışmaları başlayacak.
Gerçekten çok merak ediyorum, MHP zaten dünden istekli Erdoğan’ı başkan yapmaya, HDP ise bugüne kadar hep karşı olduğunu “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı ile dile getiriyor, ama son anda bir karar değişikliği yapar ve “Bu anayasa teklifine evet oyu vereceğiz” derse ne olacak?
HDP’ye yönelik saldırılar bitecek mi, hapisteki HDP milletvekilleri çıkacak mı, HDP’li yöneticiler üzerindeki gözaltı operasyonları son bulacak mı?

Bİ SORALIM BAKALIM

Yeniçağ Gazetesi baskını ne oldu?


İki hafta önce MHP’li ama MHP Genel Merkezi’ne mesafeli bir yayın çizgisi olan Yeniçağ Gazetesi’ne bir grup baskın yapmıştı.
Yüzleri maskeli bu grup gazetenin girişine taşlı sopalı saldırıda bulunmuştu.
Sadece mal ziyanı olan baskından sonra bütün saldırganlar kaçmayı başarmıştı.
Ancak ne tuhaftır ki o günden bu yana gazeteye baskın yapanlardan yakalanan olup olmadığını öğrenemedik.
Gerek gazetenin kendi kameraları gerekse çevredeki onlarca kameraya rağmen hiçbir saldırganın yakalanmamış olması ister istemez şüphe yaratıyor.
Bu saldırıyı kimse üstlenmedi. Akla ister istemez Genel Merkez yansılı MHP’liler geliyor elbette ama bunu başka grupların yapmış olması ihtimali de var.
İstanbul Emniyeti nedense bu saldırganları yakalamıyor. Neden acaba?

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Yine yılbaşı yasakçılığı  talepleri başladı


Son yıllarda her yılbaşı dinci kesimler atağa kalkıyorlar ve “Müslüman Noel kutlamaz” veya “Hıristiyan adeti yılbaşı gecesi çılgınlığına son verin” sloganlarıyla ortaya çıkıyorlar.
Bugüne kadar yılbaşı karşıtlığı hep “din” üzerinden yapılırdı. Sanki Türkiye’de yılbaşı gecesi Hıristiyanların Noel kutlaması ile aynı şeymiş gibi gösterilmek istenirdi.
Bu yılbaşı yaklaşırken benzer “yasakçılık” talepleri gelmeye başladı yine. Ancak bu kez din üzerinden değil şehitler üzerinden yapılıyor propagandalar.
Bunca şehidimiz varken yılbaşı kutlamaları yapmak olmazmış.
Kimi sosyal medya trolleri açıkça o gece sahneye çıkacak sanatçıları hedef alarak “Bu yılbaşında sahne almayın” tehditlerine bile başladı.
Bu yılbaşının yaşadığımız bunca olaydan sonra tatsız olacağı bir gerçek. Ancak bu tür tehdit ve şantajlarla daha da tatsız hale getirmeyi kimse “Şehitlere saygı” türü duygusal popülizme saparak savunamaz.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Avrasya Tüneli ve çevre yolları çok güzel olmuş


Cumartesi akşamı Bahçelievler’de bir işimiz vardı. Dönüş yolunu sahilden yapmayı düşündüm. Böylelikle Avrasya Tüneli nedeniyle yapılmakta olan yolları da görmeyi istedim.
Birkaç ay önce geçtiğimde yollar hayli yüksek metal koruma perdeleriyle çevrilmişti. Osmaniye kavşağından Yenikapı’ya kadar olan bu metal perdelerin arasından kıvrılarak gidebiliyor ve hiçbir şey göremiyorduk.
Önceki akşam bu perdelerin yüzde 90’ının açıldığını gördüm. Yıllarca trafik eziyeti halinde gittiğimiz Sahil Yolu üç şeritli hayli ferah bir yol olmuş.
Avrasya Tüneli açılınca ve şimdilik kapalı olan bazı bağlantı yolları da açılınca sanıyorum Sirkeci- Ataköy hattı çok ferahlamış olacak.
Tabii Ataköy-Kazlıçeşme arasında yapılan binlerce lüks konut ve AVM’ler bittikten sonra o yollara katılacak araçlarla o yollar ne hale gelecek şimdiden bilemiyorum ama şu anda yapılanlar gerçekten mükemmel olmuş.
AKP’lileri Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve sosyal konularına yanlış bakmakla çok eleştiriyorum ama bu işleri iyi becerdiklerini de söylemek gerek.
“Ellerine sağlık” demek isterim.