ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, Pennsylvania Üniversitesi’nin Wharton School of Finance and Commerce isimli işletme fakültesinden lisans derecesiyle mezundur. Ben, ODTÜ’yü bitirip, Arçelik’te çalışmaya başlamış ve şirketin verdiği bursla aynı fakülteye gidip oradan “Yüksek Lisans” (MBA) derecesiyle 50 yıl önce mezun olmuştum.
Wharton ve benzeri ünlü işletme fakülteleri, öğrencilerine yüksek özgüven vermeye odaklanmıştır. Okula girdiğinizden itibaren, “mademki buraya kabul edildin, öyleyse sende bir cevher vardır” söylemiyle bir beyin yıkamasına tabi tutulursunuz.
Wharton’un ünlü mezunlarından biri de Columbia Üniversitesi’nde kalp cerrahisi profesörü ve TV yıldızı Dr. Mehmet Öz’dür. Dr. Öz, hem Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni hem de Wharton School’un yüksek lisans bölümünü aynı anda bitirmiş ilk kişidir. Başarılarına bakılırsa, onun gerçekten cevher sahibi olduğu açıktır.

SEÇİMİ TRUMP DEĞİL, CUMHURİYETÇİLER KAZANDI


Başkanlık seçimini kişi olarak Alman asıllı Donald Trump kazanmıştır. Ama bağımsız olarak değil, Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak kazanmıştır. Ona oy verenler, sadece onun kişiliğine değil, aynı zamanda ve hatta daha ziyade “cumhuriyetçiliğe” oy vermiştir.
Trump, yarışı kazanan jokeyse, bindiği at da Cumhuriyetçi Parti’dir. Cumhuriyetçi Parti (Republican Party) ABD’yi kuran zihniyeti temsil eder. Bir adı da G.O.P. (Grand Old Party) yani “Büyük Eski Parti”dir. Pennsylvania Üniversitesi’nin kurucusu Dr. Benjamin Franklin (1706-1790) (Paratoneri icat eden kişi) 1787’de yapılan bir Anayasa Kurultayı’nda, kendisine “Doktor Bey, şimdi elimizde ne var, bir cumhuriyet mi yoksa bir saltanat mı?” diye soran bir hanıma şöyle cevap vermiştir: “Bir cumhuriyet; eğer muhafaza edebilirseniz.”
Amerika’da “bizim ülkemiz bir cumhuriyettir, demokrasi değil” diye de bir söz vardır. Bu sözü söyleyenler “demokrasi, bir çoğunluk tiranlığıdır, cumhuriyet ise herkesin hakkının korunduğu bir düzendir” derler.

DOLAR NE OLACAK?


Trump’ın başkan seçilmesinden sonra piyasaların yönü ne olacaktır? Eğer sıradan bir vatandaş bunu merak ediyorsa, kafasının gerisinde “dolar alayım mı, satayım mı?” sorusu var demektir.
Cevabım “düşünce al, çıkınca sat” bu işlemi yılda on kere yap. Bak ne kadar para kazanıyorsun veya bak sıfırı nasıl tüketiyorsun olur. Unutun gitsin. Bu bir şakaydı.
Görünen o ki, Amerika biraz daha içe kapanacak, yani küresel dış ticaretin büyümesi yavaşlayacaktır. Bol ve ucuz para dönemi yavaşça kapanacaktır. Amerika’da “açık bütçe ile” bayındırlık yatırımları yaparak ekonomiyi canlandırma önerisi popüler olacaktır.
Son söz: Bütçeyi gevşeten, parayı sıkar.