Sevgili okuyucularım, Müslümanlık günümüzde ne yazık ki bazılarının geçim kapısı oldu. Çok uzaklara gitmeye gerek yok, Türkiye’ye baktığınızda ne dediğimi zaten anlamışsınızdır.
Bir yanda Allah, peygamber, din iman, türban, imam hatip nutukları atanların öbür yanda hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, rant vurgunları...
Yapan aynı kesimler, aynı kişiler.
Yılların renkli ve sağ görüşlü siyasetçisi rahmetli Osman Bölükbaşı’nın bana söylediği bir sözü hiç unutmam:
“Siyasi hayatım boyunca bütün sektörleri tetkik ettim, en kârlısının din ticareti olduğunu gördüm.”
Devletler ve ülkeler de aynıdır. “Müslüman” geçinen ülkelere bakınız, içlerinden birinde gerçek bir demokrasi, bağımsızlık, özgürlük olduğunu göremezsiniz.
Rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık paçalarından akar.
Bazıları petrol zenginidir, bol para vardır ama başka ülkelerin kucağında onursuzca yaşarlar.
Bunların Müslümanlığı falan baştan aşağı palavradır, kendi iç kamuoylarını uyutmaya yöneliktir.
Hepsi iktidarını, dinimizi sömürerek sürdürür.
Kazakistan gibi niceleri Rusya’nın, Suudi Arabistan gibi niceleri ABD’nin emrinde ve hizmetinde yaşar.

*  *  *

İki gün önce İstanbul’da büyük tantanalarla İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı yapıldı.
70’e yakın ülkenin temsilcileri geldiler, yediler içtiler, saraylarda, Savarona’da ve beş yıldızlı otellerde ağırlanıp gittiler.
Bunlar güya Müslüman!
Bunlar güya İslam aleminin temsilcileri!
Şimdi bazı konuları irdeleme zamanıdır.

*  *  *

Kıbrıs adasında kan gövdeyi götürüyor ve Hristiyan Rum’lar Müslüman Türk’leri kesiyordu.
Türk Ordusu Temmuz 1974’te adaya çıkıp bu duruma son verdi. O günden bu yana Kıbrıs’ta kan dökülmüyor.
Üstelik Türkiye, 1975 yılında adada bir Türk Devleti kurdu. Kıbrıs Türk Federe Devleti.
Bu devletin adı şimdi KKTC... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.
Genelde Türkiye’nin desteği ile yaşayan küçük bir devlet ama örgütlü. Meclisi, hükümeti, yargısı var. Kendi kararlarını genelde kendi veriyor.
Nüfusunun tümü Müslüman.
Laik bir İslam ülkesi diyebiliriz.
Sınır komşusu ise nüfusunun tamamı Hristiyan olan Rum kesimi devleti.

*  *  *

Dünya üzerinde KKTC’yi tanıyan tek ülke Türkiye... Buna karşın Recep Tayyip’in 2011 yılındaki unutulmaz sözleri hep kafamızın bir yerinde duruyor:
“Bizim üzerimizden beslenenler!..”
Hristiyan ülkeleri bırakın bir tarafa...
İslam ülkeleri KKTC’yi, Müslüman bir ülkeyi acaba niçin tanımaz?
Her birinin Hristiyan Rum kesiminde büyükelçiliği var!
Şeriatla yönetilenler...
ABD, Rusya veya başkalarının kucağında oturanlar...
Para babaları...
Fakirlikten yerlerde sürünen ilkel Asya ve Afrika ülkeleri...

*  *  *

Al sana Suudi Arabistan, Katar gibileri...
Al sana Bangladeş, Moritanya gibileri...
Say sayabildiğin kadar!
Azerbaycan, Mısır, Ürdün, Irak, Cezayir, Yemen, Afganistan, Malezya, Pakistan, Kuveyt, Libya, Fas, Cezayir, Kırgızistan, Türkmenistan...
İş “İslam kardeşliği (!)” palavrası atmaya gelince hepsinde sermaye boldur. Komik olurlar, dünyayı güldürürler ama çoğu birbirinin düşmanıdır.
Oysa bazılarının Müslümanlıkla ilgisi yoktur, bazıları ise başka ülkelerin emir ve komutası altındadır.

*  *  *

Başımızdaki şu AKP hükümetlerinin acınası durumu da bir başka konudur.
İçeride Müslüman geçinirler ama dışarıya karşı sesleri çıkmaz.
Örneğin Filistin için harcadıkları çabanın yüzde birini KKTC için harcasalardı, bu küçük devleti herhalde birkaç ülke tanırdı.
Nerede o dostluk edebiyatı yapan Azerbaycan, nerede! Tek millet iki ayrı devletmişiz, hepsi palavra.
Hani Pakistan!
Nerede askerimizin konuşlandığı, paralarımızı oluk gibi akıttığımız Afganistan!
Hani o Türk olmakla fazla ilgisi olmayan ama bizimkilerin “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri” diye tanımladığı Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan vesaire!
Aradan uzun yıllar geçti, biri bile KKTC’yi tanıma zahmetine katlanmadı.

*  *  *

Diyelim ki her birinin ayrı hesabı var ve o yüzden tanımıyorlar.
Peki bizim bu anlı şanlı Müslüman AKP hükümetlerinin bunlara bir gün olsun şöyle bir çağrıda bulunduğunu hiç duydunuz mu?..
“Ey din kardeşlerimiz, şu bizim KKTC’yi tanımasanız
bile hiç değilse ticari ilişki kurun da ambargo delinmiş olsun.”
Elbette duymadınız çünkü nasihat alacaklarını bilirler.
İçeride ve dışarıda “Biz dünyanın süper gücü olduk, Tayyip’imiz dünya lideridir” diye nutuk atanlar, ümmetçilik diye tutturanlar, umudunu din ticaretine ve din sömürüsüne bağlamış olanlar bu konuda ağızlarını bile açamıyor.
Dolayısıyla dost ve kardeş (!) İslam ülkeleri de onları takmıyor.

*  *  *

Parayı bastırıp İstanbul’da ümmet toplantıları düzenlemek kolaydır. Ama iş KKTC’ye gelince ağzını açmak zordur...
Zira din kardeşliği, İslam muhabbeti palavraları ABD, Rusya ve Batı dünyasının izin verdiği yere kadardır...
Ve çoğu birbirinin amansız düşmanı olan İslam ülkelerinin her biri bunlardan birinin veya bazılarının kucağında oturmaktadır.
Aynen bizim gibi.
Akrep etmez Müslümanın Müslümana ettiğini!