Sevgili okuyucularım, ülke olarak Tanrı’ya şükretmemiz gereken bazı dönemler vardır ki, o zaman geleceğimiz kurtarılmış demektir!
İşte!.. Bugün başımızda olan büyük devlet ve hükümet adamı, günümüzü ve geleceğimizi kurtaran çok sayın ve muhterem Recep Tayyip onların başında gelendir!
Bir dünya lideri!
Bir konuştu mu beş kıtayı korkutup ayağa kaldıran, ağzının içine baktıran muhteşem biri.
AB ülkeleri, ABD ve Rusya dahil bütün dünya liderlerini karşısında esas duruşta durduran, posta koyan, fırçalayan, azarlayan, gerektiğinde yol gösteren bir büyük adam.
“Tarafsız (!) cumhurbaşkanı.
Anayasa, yasalar, devletin kuralları, gelenek ve görenekleri, demokrasi, insan hakları, yargının bağımsızlığı vesaire, her şey o yüce varlığın karşısında solda sıfırdır.
Onların hiçbir önemi yoktur!

*  *  *

Kendisini her gün neredeyse 24 saat boyunca karşımızda görüyoruz.
Her gün bıkmadan usanmadan nutuk atıyor, her fırsatta karşımıza çıkıyor.
Televizyon kanalları 24 saat emrinde.
Gazetelerin çoğu da öyle. Birkaçı dışında tamamı Cumhurbaşkanlığı basın bülteni olarak yayınlanıyor.
Onsuz bir günümüz, günü de bırakın bir yana, neredeyse bir tek dakikamız bile geçmiyor.
Kendisinden uzak kalmak, o güzel yüzünü görmemek ve sesini duymamak isteyenler varsa, tek çare kırlara açılmak, mümkünse evdeki televizyonu kırmak veya satmak, gazete mazete okumamaktır.

*  *  *

Sayın dünya liderimiz doğrusu çok etkili konuşuyor! Başkalarının yazdığı metinleri önündeki cam aygıttan güzelce okuyor, dünyadan habersiz saf vatandaşlara “Aferin yaa bu adama, ne güzel konuşuyor, hiç teklemiyor” dedirtiyor.
Geçtiğimiz cumartesi günü Diyarbakır’da toplu açılış töreni (!) yaptı, nutuk attı...
Teröristler için “Bunlar ateist (Allahsız) bunlar Zerdüşt” dedi.
Dilinde hep Allah, din iman, ümmet...
Pazar günü İstanbul’da fetih mitinginde konuştu. Gerçi mitingde Fatih Sultan Mehmet’le ilgili bir pankart, pano vesaire yoktu ama çakma surların takma palabıyıklı belediye zabıta memuru yeniçeriler tarafından ele geçirilmesini seyrederken liderimiz ve sadrazamı Binali haklı olarak coşmuştu!
Devletin ve milletin milyarlarca lirası bu şov programı için harcandı ama olsun varsın!
Dünya liderimize feda olsun.

*  *  *

Çok sayın ve muhterem cumhurbaşkanımız pazartesi günü ise oğlunun başında olduğu, Suudi Arabistan tarafından 100 milyon dolar bağışta bulunulan TÜRGEV isimli vakfın toplantısında konuştu, halka çağrıda bulunup şöyle dedi:
“Zürriyetimizi artıracağız, neslimizi (İslam neslini) çoğaltacağız. Nüfus planlaması imiş doğum kontrolü imiş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayışın içinde olamaz. Rabbim ne diyorsa, peygamberimiz ne diyorsa biz o yolda gideceğiz.”
Aksini yapan varsa kahrolsun. Dünya liderimiz çok çocuk istiyor...
Haklı!.. Zira istenmeyen çocuklar doğunca fakir fukara ailelerin yardımına o koşacak.
Büyüme, beslenme, sağlık, eğitim harcamalarının tamamını Erdoğan Ailesi karşılayacak!
Örneğin sahibi oldukları gemiciklerin bir kısım geliri o aileler için harcanacak.
Sayın büyüğümüzün bu konuda bir bildiği var. Dolayısıyla insanların yatak odasına bile karışmaktan kendini alamıyor.
Bir süre önce karşısına çıkan gariban bir devlet memuruna “Senin kaç çocuğun var” diye sorduğunda memur “İki” demişti...
Beyefendi o zaman şu unutulmaz yanıtı vermişti:
“Bas gaza bakalım, üç lâzım!”
O memuru tanısam soracağım “Bastın mı gaza” diye ama tanımıyorum ki!

*  *  *

Her gün bir fırsat yaratıp nutuk atıyor, birilerine laf sokuşturuyor.
Bunu yaparken toplumun sinirlerini geriyor, insanları birbirine düşman ediyor.
Her gün yerli veya yabancı mutlaka birilerine bindiriyor, fırça atıyor, azarlıyor.
Zamanı geliyor Obama’ya, Putin’e, sonra Merkel’e, bir başka gün Kılıçdaroğlu’na en ağır sözlerle saldırıyor.
İsrail’e “Van minıt” diye posta koyuyor, gün geliyor barışıyor!
Cumhurbaşkanı dediğin işte böyle olmalı. Bağımsız yargı da neymiş, yargı dahil her şeyi kucağında tutmalı.
İnşallah başkan olmayı da başarırsa, onun pençelerinden uçan sinek bile kurtulamaz. Böyle biline!

*  *  *

Her gün mutlaka kendisine bir nutuk atma, açıklama yapma, bu yolla şov yapıp medyayı dibine kadar kullanma olanağı yaratıyor.
Muhtarlar toplantısı, kanarya besleyenler derneği genel kurulu, dinci vakıf ve derneklerin toplantıları, camilerde cuma namazı şovları, uçağına aldığı yandaş gazetecilerin çanak sorularına yanıt vermeler...
Her yerde, her şeyde ve her zaman, 24 saat karşımızda o var!
Böylesi bugüne kadar gelmedi yani, helal olsun.

*  *  *

Ancak bu büyük dünya liderimizden şimdi naçizane, haddimi aşarak bir istirhamım olacak:
“Yetti artık, lütfen haftada hiç değilse iki gün sus be kardeşim... Milletin kafası biraz olsun dinlensin, sinir sistemi düzelsin. Geri kalan beş günde yine azarla, bağır çağır, posta koy, fırçala!.. Dış dünya senden zaten yeterince korktu. Karşında esas duruşa geçmiş emirlerini bekliyor. Biz de öyle. Tek ricamız biraz daha az konuş, bize de acı... Biraz insaf yani yahu, insaf, insaf!..”