Sevgili okuyucularım, Türkiye’de din ticareti ve din sömürüsü aldı başını gidiyor... Ve bu mamanın kaymağını AKP yiyor.
Bu çirkin sürece karşı çıkanlar ise bombardımana tabi tutuluyor!
“Allahsız kitapsızlar, dinsiz imansızlar... Dinimizin gereklerini yerine getirmeyelim mi!.. Allahımızı peygamberimizi anmayalım mı!..”
Elbette anacağız, dinimizin gereklerini yerine getireceğiz ama o kutsal kavramlara saygısızlık etmeyeceğiz.
Bizim karşı çıkışımızın amacı budur, anlamazdan gelirler.
Müslümanlık bunların elinde bir rant ve kazanç kapısına dönüşmüştür. Din sektöründe trilyonlar dönmektedir.
İktidar kapısının bu yolla açılıp korunacağını görenler şimdi saldırıdadır.
En büyük düşmanı oldukları ise Mustafa Kemal Atatürk ve devrimleridir.
Saldırıda ilk temel hedef budur. İkincisi ise iktidar hırsıdır.
“Türk” kavramına karşı çıkarlar...
Zira kendilerini Türk değil “Ümmet” olarak görürler.
Utanmadan sıkılmadan söverler, belden aşağı vururlar, bütün bunlar olurken fakir fukara Müslümanları sömürür, paraları cukkalayıp cebe atarlar.

* * *

Bu işin en somut örneğini şimdi kutlu doğum haftasında görmekteyiz.
Böyle bir hafta icat ettiler, peygamberimizin bilinmeyen, belli olmayan doğum gününü bu yolla sabitlediler!
Amaçları belli:
Peygamberimizi yalanlara alet edip kullanarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarını gölgelemek!
Oysa bu konuda sorulan ve bundan sonra da sorulacak olan sorular var.
Bunlara yanıt veremiyorlar, bundan sonra da asla veremeyecekler...
Çünkü kendi uydurdukları bu kutlu doğum haftası yalanına kendileri de inanmıyor!

* * *

Dünyada milyarlarca Müslüman yaşıyor, 60’a yakın İslam ülkesi var.
Şimdi birkaç basit soru soralım.
- Diyanet bu yalanı nasıl keşfetmiş, ardına nasıl takılmış?
- Mevlid Kandili’nde peygamberimizin doğumu kutlanır. Bu tarih Arapların kullandığı hicri takvime göredir ve her yıl 10 gün geri atar. O halde şimdi nisan ayına sabitlenmiş olan kutlamalarda biz kimin doğumunu anıyoruz?
- Kutlu doğum haftası diye bir kavram öteki İslam ülkelerinde yok. Şii, Sünni, Vahabi, hiçbir ülkede yok da niçin sadece Türkiye’de var?
- Böyle bir gün veya hafta bizim geçmişimizde de bulunmuyor. Örneğin Osmanlı’da bile yok... Üstelik Osmanlı padişahları aynı zamanda halifelik unvanını taşıyordu. Böyle bir durum onların hatırına niçin gelmemişti?
- Mevlidleri, kandil gecelerini, ramazan ayının başlangıcını ve bitişini, bütün dinsel tarihleri İslam takvimine göre belirleyen dinimiz, nasıl olur da peygamberimizin doğumunu sabitleyenlerin eline bırakılır? Bu tarih şimdi hangi gerekçeyle sabitlenmiştir?
- Bu tarih niçin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na denk getirilmiştir? Bunda kasıt yok mudur? Ulusal bayramlarımıza karşı yapılan bu saygısızlığın amacı nedir?
- Peygamberimizin doğumu ulusal bayramlarımızın alternatifi olarak mı görülmektedir?

* * *

Sevgili okuyucularım, adına Diyanet denilen teşkilat yıllardan beri AKP iktidarının ön bahçesi, güçlü bir şubesi olarak görev yapmaktadır.
Diyanet Türkiye’nin en zengin ve paralı kuruluşudur.
Devlet bütçesinde neredeyse en yüksek payı alır.
Diyanet siyasetin tam da göbeğindedir.
Bir dediği iki edilmez...
Ancak gelin görün ki, sorulan soruların hiçbirine yanıt veremez.

* * *

Karşımızdaki din tüccarları, din sömürücüleri hem maddi hem de manevi açıdan son derece uyanık.
Ellerine geçen, üstelik kendileri tarafından yaratılan fırsatları dibine kadar kullanmanın ustası...
TRT Müzik kanalını açıyorsunuz, bu hafta nedeniyle ilahiler okunuyor.
Liselerde, ilköğretim okullarında hatta küçük yavruların gittiği anaokullarında bile kutlu doğum haftası kutlanıyor...
Beş yaşında çocuklar bile örtünmek zorunda kalıyor!
Ülkemizde yaşanan çarpık sürecin en dikkat çeken unsuru nedir?
Kutsal dinimizin saç kıllarına ve baş örtmeye endekslenmiş olmasıdır!
Müslümanlığın kurallarını istediğin kadar çiğne, hırsızlık ve yolsuzluk yap, rüşvet al, kul hakkı ye, kızların ve kadınların başı örtülüyse, saç kılları görünmüyorsa yeterlidir!

* * *

Oysa Kur’an’da örtünmeyle ilgili böyle bir hüküm yok.
“Saç kıllarınız görünmesin, aksi takdirde günah işlemiş olursunuz” diyen bir ayet mevcut değil.
Varsa hiç çekinmeden göstersinler, hepimiz öğrenmiş olalım...
Ancak bugüne kadar gösteremediler.

* * *

Bu beylerin keyfince miladi takvime göre sabitlenen kutlu doğum haftası, toplum üzerinde oynanan nice oyunlardan sadece biridir.
Dinimiz bunların oyuncağı olmuştur.
Müslümanlığın Kur’an’da yer bulan emirleri yozlaştırılmış, yeni ve anlamsız kurallar getirilerek toplum kandırılmak istenmiştir.
Başka ülkeleri tartışmanın yeri burası değildir...
Ama ne yazık ki ülkemizdeki Müslümanların önemli bir bölümü bu kandırmaca ve yutturmaca oyununa alet edilmiştir.
Oysa biraz düşünseler ve sorgulasalar, örneğin yukarıda sorduğum soruların yanıtını Diyanet’ten isteseler, din tüccarlarının oyunu yarıda kalacak da...
Kim yapacak bunu!