Sevgili okuyucularım, ülkemizde yaşanan terör olaylarını ve kanlı sonuçlarını hep birlikte, içimiz kan ağlayarak izliyoruz.
Her gün Türkiye’nin dört bir yanında şehit cenazeleri
kaldırılıyor.
Duyarsız toplumda teröre karşı en ufak bir tepki bile yok!
Sadece cenaze namazları kalabalık oluyor, her şehit cenazesine binlerce kişi katlıyor ama sonra her şey unutulup gidiyor.
Ülkeyi yönetenler sorumsuz, duyarsız...
İşin sonunun nereye varacağını onlar da bilmiyor.
Sadece şehitler değil, bir de yaralılar var. Çoğu Ankara’da GATA’ya getiriliyor. GATA ameliyathaneleri tam kapasite çalışıyor, tıklım tıklım yaralı dolu.
Medyada sadece şehitler konu ediliyor. Oysa toplum yaralılar konusunda hiçbir bilgiye sahip değil.

*  *  *

Güneydoğu harabeye döndü. Güneydoğu savaş alanı... İki taraf da dünyanın en seçme silahlarını kullanıyor ama devletin çok büyük bir avantajı var...
Toplar, tanklar, helikopter ve uçaklar.
Kentlerin ortasında binalara tanklarla ateş ediliyor.
Edilmeyecek mi?.. Elbette edilecek ama gerçekleri görelim.
İşte bu yüzden kentler harabeye dönmüş durumda.

*  *  *

Bu olaylarda üzerinde durulması ve hesabının mutlaka
sorulması gereken birkaç konu var.
Bu iktidar döneminde Güneydoğu’daki kent merkezleri terör örgütü tarafından kazıldı, siperler ve barikatlar yapıldı, tüneller açıldı.
Hem de öyle tüneller ki, vur kazmayı Sur’dan, çık Yüksekova’dan!..
Vur kazmayı Şırnak’tan, çık Kuzey Irak’ta adına Barzani denilen herifin karargahından!
Toplamı yüzlerce kilometreden oluşan tüneller, siperler ve barikatlar.

*  *  *

Bunlar birdenbire olmadı.
Hazırlanması yıllar boyu sürdü. Amaç, savaş başladığında askerin ve polisin o bölgelere girmesine engel olmaktı... Zira adına çözüm süreci denilen ve AKP’nin yüz kızartıcı kararıyla oluşan mekanizma devreye sokulmuştu.
Askere ve polise emir verildi:
“Karşı taraf size ateş etmedikçe karışmayın, görmezden gelin!..”
Asker kışlasına sığındı, polis karakoluna!
Şimdi yaşadığımız kepazeliğin, şehit cenazelerinin ve yaralıların tılsımı işte bu kısacık emir altında saklıdır.
Harekat ve operasyon başlatma yetkisi komutanlardan alınıp bölgedeki badem bıyıklı AKP valilerine, başka bir deyişle hükümete devredildi.

*  *  *

Kentlerdeki o siperlerin ve tünellerin kazılıp hazırlanması aylarca sürdü. Özellikle okul binaları örgüt tarafından işgal edilip karargah yapıldı.
Bunların yapımında binlerce kişi kazma kürek ve iş makineleri ile çalıştırıldı.
Bunları bölgede yaşayan herkes görüyor ama kimse ses çıkaramıyordu.
Devlet derseniz her şeyi biliyor ve görüyordu ama görmezden geliyordu!..
Ne de olsa çözüm süreci (!) başlatılmıştı.

*  *  *

Dün hepimiz için çok güzel (!) bir gün olduğunun farkında mısınız? Niçin diye soracak olursanız...
Dün hiç şehit haberi gelmedi, o yüzden böyle diyorum.
Bir önceki gün ise yedi şehidimiz vardı.
Şimdi yanıtlanması gereken sorular şunlardır:
- Ülkemizi bu duruma hangi iktidar düşürmüştür?
- Bunlardan hesap sorulmayacak mıdır?
Hayır, hiçbir zaman sorulmayacak ve ölenler öldüğü ile kalacaktır.
O siperler ve tüneller devletin gözü önünde yapılırken Güneydoğu ve Ankara’daki devlet ayakta mı uyuyordu?
İşin nereye varacağını görmüyor muydu?
Görüyor ve biliyordu ama “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” deyip kılını bile kıpırdatmıyordu...

*  *  *

Vatan evlatları, aslan gibi asker ve polis çocuklar şehit düşmüş, kim takar!..
Bu fırsattan yararlanıp alırsın yanına koruma ordularını, cami avlularında boy gösterirsin... Namazın en ön safında yerin zaten hazır bekletilmektedir...
Katılırsın yarım saatliğine haftada bir cenaze törenine, konuşursun mikrofonlara, kanlarının yerde kalmayacağından dem vurursun, misliyle karşılık verildiğini
söylersin ve sonra her şey unutulur gider.
Bunların içinde Allah korkusu var mıdır bilemeyiz ama oynanan oyunun bir perdesi de budur.

*  *  *

Şimdi Kilis’e Suriye’den IŞİD tarafından fırlatılan roketler düşmeye başladı.
İnsanlar ölüyor... Ne yapmalı?
Hiç kuşkum yok, AKP’nin kalelerinden biri olan ve sosyal yaşamı altüst edilen bu kentte bugün seçim olsa bu parti yine kazanacaktır! Hep Soma’yı anımsıyorum!
Maden faciası olmuş, 300’den fazla insanımız can vermişti. Recep Tayyip dahil büyüklerimiz tam kadro oraya akın etmişti. Soma’lılar hakarete uğruyor, tekmeleniyor, aşağılanıyordu ama sonuç hiç değişmedi.
AKP ilk seçimde yine oyların çoğunluğunu aldı.

*  *  *

Roket faciası başlayınca şimdi Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı tam kadro oraya gittiler.
Herhalde yine misliyle karşılık vermek için!
Kilis halkından dişe dokunur bir tepki yine yok.
Toplum afyonlanınca, baskı altına alınıp susturulunca işte böyle oluyor.