Sevgili okurlarım, iktidarı temsil edenler çok büyük bir panik içerisinde. Dövizdeki yükseliş bunları acayip bir biçimde korkuttu.
Ekonomi zaten bitik durumda. Kriz çarşıya pazara bile yansıdı.
Her an her şey olabilir.
Siz bakmayın onların “Teğet geçer, ekonomimiz güçlüdür” laflarına...
Dolardaki her bir kuruşluk artış Türkiye’nin dış borcunun milyarlarca dolar artmasına neden oluyor.
Hem kamu, hem de özel sektör, bu korkunç borç sarmalının altında ezilip duruyor.

*  *  *

Dünya liderimiz bağırıyor:
“Yastık altındaki dövizlerinizi bozdurun, yerine lira koyun veya altın alın!”
Bunlar panik sözleridir.
Kim neyi bozduracak, döviz nasıl düşecek.
Serbest piyasa kuralları gereğince döviz düşerse kendiliğinden düşer, artarsa kendiliğinden artar.
Nutuk atmakla ve çağrı yapmakla döviz fiyatı
değişmez.

*  *  *

Şimdi her olayımızda olduğu gibi piyasaya yine arabesk çözümler (!) sürülmeye başlandı... Yandaş medya bu işin öncülüğünü yapıyor:
“100 dolar bozdurana ücretsiz çay ve simit ikramı!..”
“Dolar bozdurana otobüs ücreti bedava olacak!..”
“Kasap Mehmet 100 dolar bozdurup makbuzunu getirene 250 gram kıyma verecek!..”
Son olarak Bursa’da bir mermerci çıktı. Onun tarifesi biraz daha yüksek...
İki bin dolar bozdurana bir adet mezar taşı bedava!
Böyle tuhaf, gülünç, arabesk tantanalar...

*  *  *

Bu ülkeye dövizin egemenliğini getiren bu iktidardır. Alımların ve ihalelerin çoğu dövizle yapılır, dövize endekslenmiştir. Fiyatlar da öyle.
Otel ücretleri (dolara göre daha pahalı olduğu için) euro üzerinden karşınıza çıkarılır.
Bırakın yabancıları bir yana, yerli malı futbolculara bile transfer ve maç ücretleri euro üzerinden ödenir.
Köprü ve otoyol geçiş ücretleri hükümet tarafından döviz olarak belirlenir.
Türkiye Futbol Direktörü ünvanına sahip olan İmparator, o korkunç maaşını euro üzerinden alır.
Televizyona reklam verenlerden ücreti döviz üzerinden tahsil edilir.
Günlük yaşantımızdan böyle daha yüzlerce örnek vermek mümkün.

*  *  *

Sen yıllardan beri iktidarsın ve sen böyle bir Türkiye oluşturmuşsun...
Sonra ortaya çıkıp nutuk atıyorsun:
“Ey benim vatandaşım, dövizini bozdur ve altın al!..Döviz vurgununa izin verme, ülkeni kurtar!”
Oysa o vurgunları senin iktidarın yaratmıştır.
100 dolar bozdurana çay-simit vermekle döviz fiyatı düşmez.
100 dolar bozdurana 250 gram kıyma, iki bin dolar bozdurana
mezar taşı vermekle dövizin fiyatı gerilemez.
Bu gibi arabesk çözümlerle ekonomi yönetilmez.
Evet, iktidar panikte!
Biri çıkıp faizi düşürelim arkadaşlar der, öbürü sakın haa diye yanıt verir. Sanırsınız ki her birinin elinde bir sihirli değnek var.
Oysa hiçbir şey yok.
İçlerinde bugünden yarına ne olacağını, milletin başına
neler geleceğini bilen bir kişi bile yok.
Millet aç, işsizlik almış başını gidiyor, yatırımlar durmuş, üretim yok, adliyelerdeki icra iflas dosyaları tavana vurmuş, bizimkiler hâlâ şov peşinde, yastık altındaki dövizlerin peşinde!
Onların derdi ekonomiyi bir parça düzeltip vatandaşın sorunlarına çözüm bulmak falan değil...
Onların derdi başkanlık sistemi getirip kendilerini kurtarmak...
Ve ne yazık ki bunu bile toplumun belli kesimlerine yutturmaya başarıyorlar.

İşte orada PKK bayrağı


Urfa’nın Akçakale ilçesinin karşısındaki Telebyad şimdi PKK’nın elinde.
Dün sınırımıza bu örgütün silahlı gücü olan YPG bayrağını çektiler.
Sınırımıza uzaklığı sadece 200 metre. Herifler inadına oraya asmış olmalı.
Bugüne kadar defalarca yazdık, adeta yalvarıp yakardık...
“Etmeyin eylemeyin, bu Suriye işinde büyük bir yanlış içindesiniz. Esad’ı devirmek uğruna Türkiye’yi bir sürü terör örgütü ile komşu yapıyorsunuz. Başımıza bela açıyorsunuz” dedikse de hiçbir işe yaramadı.
Şimdi sınırımızın belli yerlerinde IŞİD, belli yerlerinde ise PKK bayrakları asılı.
Peki bizi yönetenler ne yapıyor?
Bu rezaleti seyretmekle yetiniyor.

*  *  *

Haydi girsenize oraya, indirsenize o sinir bozucu bayrağı... Bayrak mıdır, paçavra mıdır, her neyse onu yani...
Çok mu zor olur?
Ama giremezler çünkü ABD izin vermez.
İşte güzelim ülkemizi durup dururken bu durumlara düşürdüler.
Yazıklar olsun.