Sevgili okuyucularım, Suriye sınırına yakın olan Kilis, Türkiye’nin 81 ilinden biri. Valisi var, polisi ve askeri var, can güvenliği dışında her şeyi var...
Genelde bir Türkmen kenti...
İki milletvekili çıkarıyor, ikisi de AKP’li.
İsimleri Reşit Polat ve Mustafa Hilmi Dülger.
Bu isimleri bugüne kadar hiç duymadık, kendilerini tanımadık!
Son 1 Kasım 2015 seçimlerinde partilerin aldığı oy sayısı (yuvarlak rakamlarla) şöyle:
AKP 45 bin, MHP 12 bin, CHP 8 bin.
AKP açık ara önde...
Ve Türkiye Cumhuriyeti toprağı olan Kilis aylardan beri roket saldırısı altında. Roketleri Suriye sınırımızda üslenmiş olan IŞİD isimli İslamcı terör örgütü fırlatıyor.
Bugüne kadar 21 sivil can verdi.
83 kişi yaralandı, pek çok bina isabet aldı.

*  *  *

Geçtiğimiz cuma günü gazetelerde tam sayfa bir ilan çıktı. Daha doğrusu devlete bir çağrı...
Bir feryat.
Hükümet hiç umursamadı, görmezden ve duymazdan geldi. Aynen veriyorum:
“Sayın Cumhurbaşkanımıza, TBMM Başkanımıza, Başbakanımıza, İçişleri Bakanımıza, Genelkurmay Başkanımıza ve Yüce Türk Milleti’ne açık çağrı.
Kilis’e SES ver.
Evlerimize roketler düşüyor. Üzerimize şarapnel yağıyor. Evimizde öldürülüyoruz, sokakta öldürülüyoruz.
Biz haberlerde alt yazı, iki haber arasında bir kare değiliz.
Magazin programlarının arasına sıkıştırılmayı kabul etmiyoruz.
Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız.
Can güvenliği istiyoruz. Yaralarımız sarılsın istiyoruz.
Devletimize bağlıyız.
Devletimizin korumasını ve şefkatini talep ediyoruz.
Sesimizi duyun, sesimize kulak verin.
Unutmadığınızı, çaba harcadığınızı biliyoruz.
Ama acele edin, ölüyoruz.
KİLİS SALDIRI ALTINDA, VATAN SALDIRI ALTINDA.”

*  *  *

Bu çığlığın, bu feryadın altında dört imza var.
Kilis Barosu Başkanı Avukat Muammer Fazlıağaoğlu, Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Erdal Öndeş, Kilis Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ömer Sevengül ve Kilis Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mehmet Kanar.
Ülkemizdeki baskı, zulüm ve sindirme sürecinde gazetelere hele böyle imzalı açık ilanlar vermek her babayiğidin harcı değildir.
Hükümet vereni mahveder.
Korkmamışlar, onları kutluyorum.

*  *  *

Son iki yıl içerisinde sadece Kilis’te değil bütün Suriye sınırına yakın il ve ilçelerimizde nüfus yapısı değişti.
Şimdi Kilis’te nüfus çoğunluğu Suriyeli sığınmacılarda!
Kentin asıl sahipleri Kilis’ten kaçarcasına ayrılıp gidiyor.
Hemen her gün roketler patlıyor...
Ancak roketler Suriye tarafından rastgele fırlatıldığı için hedef belli değil. Nereye düşeceği de bilinmiyor.
Bazen boş alanlara düşüyor, bazen okullara, çarşıya...
Dükkanların çoğu şimdi kapalı. Çocuklar okula gidemiyor. İnsanlar korkuyor.

*  *  *

Cumhuriyet tarihimizde böyle bir dönem yaşamadık. Terör olaylarını çok gördük ama böylesini değil!
Bu kez bir kentimiz sürekli bombalanıyor, roket saldırısına uğruyor.
Devlet nerede?
Devlet ortada yok!
Her gün bir sürü bahane yaratıp nutuk atanlar, ekranlarda boy gösterenler, düzmece açılış törenleri düzenleyip milleti kandıranlar, yandaş medyayı dibine kadar kullanıp parti propagandası yapanlar, Kilis’te olanlar için ağızlarını bile açamıyor!

*  *  *

Peki roketle saldıranlar nerede? Onlar hemen burnumuzun dibinde, Suriye’de!..
Çok başarılı (!) Suriye politikalarımız sayesinde onları sınır komşumuz yaptık, adeta ellerinden tutarak Kilis’in 10 kilometre ötesine yerleştirdik.
Evet, onlar orada...
Yanlarına yürüyerek gitmek isteseniz yarım saatinizi alır ama gelin görün ki aslan hükümetimiz onlara bir şey yapamıyor.
Oysa heriflerin yeri belli...
Uçak kaldıramıyoruz, roket mevzilerini havadan bombalamak mümkün olmuyor çünkü yasak!
O halde ne yapmalı? Bugün olduğu gibi oturup seyretmeli, gerektiğinde “Misliyle karşılık verilmiştir, biz bu numaraları yemeyiz” diye bağırmalı!

*  *  *

Evet sevgili okuyucularım, Kilis olayı Cumhuriyet tarihimizde bir ilk...
Daha önce yaşanmamış bir örnek...
İlk kez bir kentimiz sınırlarımız dışından sürekli bombardımana tutuluyor ve biz çaresizlikle izlemeyi sürdürüyoruz.

*  *  *

CHP milletvekillerinden oluşan bir heyet iki gün önce Kilis’e gitti, halkın çektiği perişanlığı belgeleriyle sergiledi...
Aynı şeyi Vatan Partisi de yaptı.
Ama bugüne kadar oraya Yalçın Akdoğan dışında bir AKP heyetinin, ya da hükümetten birilerinin gittiğini, ya da çözüm aradığını hiç görmedik ve duymadık.
Kilis olayı ülkemizi Suriye bataklığına sürükleyip rezil edenlerin adeta belgeseli!
Şimdiye kadar 21 kişi can verdi... Ölen ölür kalan sağlar bizimdir!
Diren Kilis diren, dayan Kilis dayan...
Başının çaresine bak!