Sevgili okuyucularım bir siyasetçi eğer dün söylediğini bugün inkâr ediyorsa, dünkü sözleri ile bugünküler arasında 180 derece çelişki varsa, geçmişte ak dediğine bugün kara diyorsa, o siyasetçi bunun hesabını vermekle yükümlüdür.
Ancak Türkiye’de böyle bir uygulama ne yazık ki yoktur.
Meydanı boş bulan konuşur, sonra geçmişte söyledikleri unutulup gider ve hiç kimse o çelişkileri gündeme getiremez.

*  *  *

Türkiye terörle mücadele ediyor. PKK terörü 1984 yılında başladı, o tarihten bu yana başımızın en büyük belası.
Teröristler tek tek öldürülüyor ama herifler maşallah uzaydan indirilmiş gibi, bir türlü tükenmek bilmiyor.
En büyük koruyucuları ise adına Barzani denilen, Kuzey Irak’taki aşiret lideri.
Geçmiş hükümetler döneminde Türk askeri bu örgütün Kuzey Irak’taki üslerine girip dağıtırdı.
Tayyipgiller iktidarında ise durum değişti.
Bunlar Barzani ile al gülüm ver gülüm ilişkisine girdiler, büyük ticarete başladılar.

*  *  *

CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray önceki gün Meclis’te basın toplantısı yaptı ve bazı sorular sordu.
Öğrendik ki Tayyip’in damadı olan Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın bir aile şirketi varmış ve bu şirket Kuzey Irak’ta petrol işine girmiş.
Tayyip derseniz, damadın önünü açmak için İsrailli yetkililerle görüşmeler yapmış.
Doğru ise çok acı... Bu bilgilerin yanlış olmasını dilerim!

*  *  *

Şimdi Barzani isimli katile dokunmaları, bırakın dokunmayı da bir yana eleştirmeleri bile asla mümkün değil zira aralarında çok büyük paralar dönüyor. İçeride ise hükümet ve Genelkurmay tarafından her gün yapılan açıklamaları izliyoruz:
“Falanca yerde dün düzenlenen operasyonlarda şu kadar terörist etkisiz hale getirilmiştir.”
Etkisiz hale getirmek öldürmenin kibarcası oluyor!
Buna göre bugüne kadar son bir yıl içerisinde binlerce terörist öldürülmüş oluyor.

*  *  *

Peki bu insanlar yargılanarak mı öldürülüyor, yoksa yargısız infaza mı tabi tutuluyor?
Şimdi bu soruyu okuyunca haklı olarak diyeceksiniz ki “Bunu ne hakla soruyorsun kardeşim, sen vatan haini misin?..”

*  *  *

Bu iddiayı gündeme getiren, bu soruyu insanların kafasına yerleştiren ben değilim.
Ya kim?
Dünya liderimiz çok sayın ve muhterem Recep Tayyip!
Ne demiş?
Şimdi yazacağım görüntülü haberi dün odatv internet sitesinden aynen aldım.
Recep Tayyip bir kapalı salon toplantısında kalabalık kitleye hitap ediyor...
Bağıra çağıra... Sesinin en son gücüyle...
Belli ki çok sinirli!..

*  *  *

Sözlerinin banttan çözümünü veriyorum. Bu toplantıda dönemin hükümetini eleştirirken bakınız aynen neler diyor:
“Bu hükümet Güneydoğu Anadolu’da, Türkiye’nin genelinde acaba kaç bin kişinin katline (öldürülmesine) hükmetti?
Size bir şey söyleyeyim, bu hükümet yargılayarak öldürmez.
Yargılamadan öldürür.
Ve Güneydoğu’daki insanlar yargılanmadan, günahsız katledilmişlerdir.
İçlerinde suçlu olan yok mu? Amenna, olabilir. Vardır.”

*  *  *

Bant burada bitiyor...
Katliam (!) epey büyük olsa gerek ki “Kaç bin kişi” diye soruyor.
Peki Tayyip bu sözleri ne zaman söylemiş?
1988 yılında kendisi Refah Partisi İstanbul İl Başkanı iken!..
Genel başkanı o dönemde Necmettin Erbakan...
Tayyip’in hocası, tipik bir din tüccarı ve din sömürücüsü...
Hani 2002 yılında AKP’yi kurma aşamasında iken ilk önce şutlayıp yerine geçtiği Erbakan var ya, işte o!..
Ve bu ağır sözleri, inanılmaz suçlamaları gündeme getirdiği zaman Türkiye’de Özal (ANAP) iktidarı var.
(Odatv bu videoyu sitesinde bugün de tutarsa, bu yazıyı okuyanlar gözleriyle görüp kulaklarıyla duyabilir!)
Ne biçim devlet adamı bu!..Dün kara dediğine bugün ak diyor, geçmişte kınadığı eylemleri bugün kendisi yaptırıyor.

Allah başka dert vermesin!


Milli takım gruptan çıkamayınca en çok üzülenler “İmparator”la birlikte futbolcular ve kafiledeki beleşçiler oldu. İmparator ve futbolcular üzüldü çünkü gruptan çıktıkları takdirde büyük bir prim kazanma umudu ile yaşıyorlardı.
Paylaşım konusunda otelde aralarında hırgür çıktı, imparatorla para kavgasına tutuştular.
Sadece paraya endeksli ulusal görev!
Ancak mucizeler bu kez gerçekleşmedi ve işleri bitti.

*  *  *

Beleşçilerin üzüntüsü ise farklı...
Takım gruptan çıkmayı başarsaydı toplumun kesesinden yapmakta oldukları avanta Fransa tatili uzayacak, tatlı hayat birkaç gün daha sürecekti.
Yanıt gelmeyeceğini bildiğim halde bir daha soruyorum:
Beleş tatile federasyon davetlisi olarak kaç kişi götürüldü?
İsimleri nedir?
Liste niçin gizli tutuluyor?
Turistik kafileyi düzenleyenler listeyi açıklamaktan utanıyor mu?