Sevgili okuyucularım, başımızda “Muhafazakâr” olduğunu iddia eden bir iktidar var. Din iman, insanların ahlakı ve inancı onlardan sorulur!
Ancak bunlar işlerine geldiği zaman topluma muhafazakârlık taslar, işlerine gelmeyince o kavramı yok sayar.
Çeşitli kanallarda yayınlanan evlendirme rezaletlerini izlemeyi sürdürüyorum.
İnsan onurunun, insan haysiyetinin ve evlilik kavramının böylesine ayaklar altında çiğnenmesi inanılır gibi değil.
Çeşitli kanallarda yer bulan bu programlarda utanmazca sahnelere yer veriliyor.
Katılanları bırakın bir yana, programları izleyenlerle de açıkça alay ediliyor.

*  *  *

Oraya eş aramaya gelen bazı saf vatandaşlarla açıktan gırgır geçiliyor, onlara soytarı muamelesi yapılıyor.
Kanalın birinde saf bir katılımcı var. Erkek...
Karşısına güya evlenme niyetinde olan kaçın kurası, cazgır kadınlar çıkarılıyor. Saf vatandaşımız da artık alışmış, işi iyice soytarılığa vuruyor.
Bir başka kanalda saf, zavallı, hastalıklı bir kadın var. Ona da aynı muamele yapılıyor. İnsan izlerken utanıyor. İsimlerini vermiyorum.
Bir başkasında her fırsatta ortaya çıkıp göbek atan Roman kızı var. Ona talip olan genç yalvarıyor, göbek atmasını istemiyor, iş uzadıkça daha beter cıvıyor.

*  *  *

Bu programlara katılanların hepsi olmasa bile büyük çoğunluğu sorunlu ailelerden geliyor. Kendileri de sorunlu.
Aile yapıları çürük, aile bireyleriyle kavgalı, toplumdan kopmuş garibanlar. Ellerine biraz para tutuşturulunca program sunucularının esiri olup önceden yazılan senaryoları uygulamak zorunda kalıyorlar.
Rolleri önceden belli. Her sözün arkasında senaryo var!
Çoğu işsiz... Varoşlardan geliyor, şöhrete ulaştığını zannediyor.
Mutsuz, bir baltaya sap olamamış genç ve yaşlı tipler... Ekranda görünmek onlar için hayal edebilecekleri en büyük olay.
Kadınların çoğu kenarın dilberi, cazgır!
Çoğu boşanmış, çocuk sahibi. Dolayısıyla evlenmeleri zaten çok zor.

*  *  *

Hemen hepsi beleş otellerde yatırılıyor. Birkaç yıldan bu yana programda olanlar var.
Bazılarına resmen maaş ödeniyor. Bazıları haftalık alıyor.
Üstelik program yapımcıları, bazılarının ev kirasını bile ödüyor. Onlara Acarkent gibi lüks yapılarda ev tutuluyor.
Örneğin örtülü kızın ev kirasını kanal ödüyor çünkü epeyce popüler oldu. Talipleri geliyor ama o her seferinde reddediyor!
Bir de kanallar arasında transferler var.
Popüler olan birilerine öteki kanal para teklif edip kendisine alıyor. Futbolcu transferi gibi.
Bu işin de cılkı çıkınca kanallar anlaştı, transfer yasaklandı!

*  * *

Sunucu kadınların günlük ücreti ise dudak uçuklatan cinsten!.. İnternet sitelerinde yer alan rakamlara göre günde 60 ile 100 bin lira arasında. Neden, çünkü bol reklam geliyor.
Her kanalda örtülüler var. Ötekiler gibi hepsi baş rolde...
Evlendirme programlarının ana unsuru hakaret-yalan-iftira-çirkeflik-karşılıklı bağrışma ve küfürleşme...
Herkes birbirine hakaret ediyor, bazı sözler kanal yönetimi tarafından bipleniyor!
Bu karşılıklı hakaretler sonrasında programların reytingi artıyor!
Bu tezgaha alet olmayıp locada efendice oturanların ise programda hiçbir şansı yok.
Arka sıralara oturtuluyor, yüzünü ekranda kimse görmüyor.

*  *  *

Sanırım toplum bu işin içyüzünü geç bile olsa anladı. Dolayısıyla artık dışarıdan katılım sayısı çok azaldı.
Şimdi senaryolar locada bulunanlar arasında yaratılan düzmece aşklarla yürütülüyor.
Talimat veriliyor:
“Ahmet, sen şimdi Ayşe’ye aşık olmuş olacaksın. Sizin aşkınızı birkaç hafta boyunca gündemde tutacağız. Bir küsüp bir barışacaksınız. Ahmet sana maço erkek muamelesi çekecek, kavga edeceksiniz, sen ayrılacaksın, sonra yine barışacaksınız. Sizin olayınız bize en az iki hafta zaman kazandırır...”
Olay böyle tezgahlanıyor, her şey böyle ayarlanıyor.

*  *  *

Evlendirme programlarına katılan bazı uyanıkları da unutmamak gerek! Oraya gelip locadan kız tavlıyorlar. Kanal onları çeşitli yerlere gönderip çekim yapıyor...
Hamile kalanlar var, kalmayanlar var!
Birkaç gün önce kızın biri, kendisini bırakıp locadan başka biriyle aşk yaşamaya (!) başlayan gence ciyak ciyak bağırıyordu:
“Ben sana her şeyimi vermedim mi, beni nasıl bırakırsın...”
İnsan bu sahneleri gördükçe utanıyor.

*  *  *

Evlendirme programları başımızdaki “Muhafazakâr (!)” iktidarın en büyük ayıplarından biridir.
Bu programlarda sergilenen utanç verici sahnelere göz yummak, evlilik kavramının ayaklar altına alınıp çiğnenmesini görmezden gelmek ayıptır, topluma saygısızlıktır.
Bu konuda her gün yüzlerce şikayet alan RTÜK nerede? Yok!..
Hükümet nerede? Yok!..
Çirkefin, rezilliğin bini bir paraya giderken, sahte evlendirme piyasasında kan gövdeyi götürürken umursayan yok.
Her şey senaryo... Toplum resmen kandırılıyor.
Ağlama sahneleri, aşklar, itiraflar, hakaretler, her şey düzmece...
İnsanların onuruyla oynanıyor, küfürler ve hakaretler havada uçuşuyor, bazen yumruklaşmalar oluyor, devlet ise olanları seyretmekle yetiniyor.
“Muhafazakâr (!) iktidarımız için önemli olan, yüzlerce trilyonun döndüğü sektörde bu programları hazırlayan kanal ve sunucuların büyük paralar kazanması.
Manevi değerler tahrip ediliyormuş, terbiyesizlik yapılıyormuş, kime ne!
Mühim olan yandaş kanalların malı götürmesi!