Sevgili okuyucularım, iktidar Meclis dahil her yerde mutlak çoğunluğu sağlamış olmanın rahatlığını ve keyfini yaşıyor.
Yeni hükümetin programı geçen hafta Meclis’te okundu.
Bakanlar Kurulu listesi saraya sunulmuştu, doğal olarak onaylandı. O listeyi zaten saray hazırlamıştı, dostlar alışverişte gördü.
Hemen ardından sıra geldi önceden hazırlanmış olan hükümet programının okunmasına ve güvenoyu alınmasına. Hiçbir aşamada herhangi bir sorun yoktu.
İş otomatiğe bağlanmıştı.
Son sadrazam Binali Bey çıktı Meclis kürsüsüne, eline verilmiş olan programı okudu...
Herkes bıkkındı, kös kös dinledi!
İki gün sonra güven oylaması yapıldı ve AKP oylarıyla iş bitti.
Ne ilginçtir, hükümet programı iktidar yalakası yandaş medyada bile yer bulmadı. Nesi bulacaktı ki!..
Aynı laflar üç aşağı beş yukarı eski sadrazam Ahmet’in hükümet programında da yer almıştı.
O halde onu niye şutladılar!
Eski hamam eski tas, sadece tellaklar değişmişti.

*  *  *

Çok kısaca bakalım:
“Hükümetimiz terörle ve FETÖ paralelcileri ile mücadeleyi sürdürecektir, yargının güvenilirliği sağlanacaktır, gençlerimize iş bulunacaktır, yeni anayasa hazırlanıp başkanlık sistemine geçilecektir, yargıda, sağlıkta, eğitimde ve her alanda reformlar yapılacak, mali disiplin sürdürülecek, ekonomik büyüme gerçekleşecek, kültür ve sanata önem verilecektir...”
Bol miktarda cektir caktır, falan filan!..
Bir sürü palavra, bir sürü tıraş... Standart, alışılmış, bıktırıcı ve içi boş vaatler...
Bunlar Meclis’te okundu, üzerinde hemen hiçbir tartışma yapılmadı, birkaç dakika sonra unutulup gitti.

*  *  *

Şimdi soruyorum, Meclis’te güvenoyu alan bu göstermelik hükümet programını acaba kaç milletvekili adam gibi okudu?
Ben diyeyim 10, siz deyin en fazla 15...
Zaten okumalarına da gerek yoktu. Okumak zaman kaybıdır.
Kelle çoğunluğu ellerinde, her şey günler öncesinden belliydi.
Göstermelik tiyatronun senaryosu bir kez daha aynen hazırlanmıştı...
Binali dahil figüranlar rollerini oynadı, iş bitti.

Fetih komedisi


Sevgili okuyucularım, pazar günü İstanbul’da düzenlenen fetih komedisini ekranlardan, ya da gazetelerden mutlaka izlemiş olmalısınız.
Hazırlıklar haftalar öncesinden başlamıştı.
Dünya liderimiz şov yapacak, harcamaların tamamı kamu kurumları tarafından karşılanacaktı.
Harcama deyince küçümsemeyin.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından binlerce otobüs kaldırıldı, yüzlerce vapur seferi düzenlendi. Tamamı beleşti, paralar devletin ve milletin kesesinden çıktı.
Binlerce polis görev aldı.
Miting alanına iki hastane çadırı, çeşitli yerlere sağlık noktaları ve altı adet mescit kuruldu.
Deniz güvenliği de ihmal edilmemişti.
Savaş gemilerinin yanında bir de denizaltı bekliyordu.
Türk Yıldızları gösteri uçuşları yaptı.
Türk Ordusu’nun AKP’nin emrinde ve hizmetinde olduğunu bir kez daha gördük ve gurur duyduk!

*  *  *

Tahtadan ve briketten çakma surlar inşa edilmişti. Yeniçeriler o surlara tırmanıp İstanbul’u bir kez daha fethedecekti.
Yüzlerce kişiden oluşan mehteran takımları miting alanında bekliyordu.
Belediye zabıta memurlarından oluşan palabıyıklı yeniçeriler surlara saldırıp ele geçirdi!
Palabıyıklar takma idi!
Kendileri ufacık badem bıyık bırakanlar, her nedense yeniçerilere palabıyık taktırmıştı!

*  *  *

İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in ruhu, bu işin olaydan 563 yıl sonra iç siyasete alet edildiğini gördüğünde herhalde incinmiştir.
Dünya lideri kürsüde bağırıp çağırırken fetih olayına da değindi ama esas gündeminde terör, anayasa değişikliği vesaire gibi fetihle uzaktan yakından ilgisi olmayan konular vardı.
İstanbul’un fethi bahanesiyle bir kez daha kendi propagandasını yaptı.
Sen ulusal bayramlarımızı tanımayacak, kutlamalarını iptal edeceksin, sonra da siyaset yapmak için Fatih Sultan Mehmet’in ismini kullanacaksın!
Biraz ayıp kaçtı.

*  *  *

Sen Cumhuriyet rejimini inkar edip her gün Osmanlı’ya sığınacaksın, Osmanlı’ya övgüler düzeceksin ama işine gelmeyen olayları unutup görmezden geleceksin.
Tarihimizde 93 Harbi diye bilinen 1878 Rus savaşı sırasında hezimete uğrayan ve adına Abdülhamit denilen adam padişah... Rus ordusu Trakya’dan Yeşilköy’e kadar geldi ve İngiltere’nin devreye girmesiyle orada durdu. Ruslar orada altı katlı büyük bir zafer anıtı inşa etti.
Adına Abdülhamit denilen onursuz padişah o anıtı tam 32 yıl boyunca orada gözlerinin önünde tuttu. Yıktırmaya yüreği elvermedi! Sonra anıt 1914 yılında İttihat Terakki yönetimi tarafından bombalanıp yıktırıldığında Abdülhamit tahttan indirilmişti.
Adına Vahdettin denilen bir başka zavallı padişah (aynı zamanda Müslümanların halifesi) 1922 yılında İngiliz işgal ordusunun Malaya isimli zırhlısına binip yurt dışına tüydü.
Sen Fatih Sultan Mehmet adına mitingler düzenleyeceksin ama Abdülhamit, Vahdettin gibi aciz ve hainleri görmezden geleceksin, ne iştir bu!