Sevgili okuyucularım size şimdi aktaracağım belgeli olay gerçekleştiğinde AKP hükümeti ile Fethullah cemaati henüz kapışmamış, birbirine girmemişti.
2013 yılının ekim ayındayız... Fethullah Gülen bir kalp rahatsızlığı geçiriyor. Kalp ritminde yüksek tansiyona bağlı bir bozukluk ortaya çıkınca 12 saat boyunca hastanede gözlem altında tutuluyor ve sonra taburcu ediliyor.
Cemaatin yayın organı olan televizyonlarla birlikte Zaman gazetesi de bu haberi kamuoyuna duyuruyor...
Ve hemen ardından siyasetçiler, gazeteciler, büyük işadamları dahil herkes Pensilvanya’ya geçmiş olsun mesajları gönderme yarışına giriyor.
En önemli kişiler telefonla arıyor.
İnsanlık görevi!..
Hocamız bu yoğun ilgi nedeniyle çok mutlu oluyor ve Zaman gazetesinde kendi imzasıyla iki adet tam sayfa teşekkür ilanı yayınlatıyor.
Dediğim gibi, o sırada ortalıkla FETÖ metö yok!
Herkes insanlık görevini (!) yerine getirmek için adeta kuyruğa giriyor...

* * *

Yan yana iki tam sayfadan oluşan iki ilanın giriş bölümleri aynı. Sonrasında isimler değişiyor:
“Teşekkür. Kalp ritmine bağlı olarak geçirdiğim rahatsızlık sebebi ile bizzat telefon eden, dostlarım ve yakınlarım vasıtasıyla dualarını, şifa dileklerini ve hissiyatlarını (duygularını) ulaştıran, elektronik posta veya sosyal medya aracılığıyla geçmiş olsun temennilerini ileten, gece gündüz dua yakarışlarını vicdanımda hissettiren kardeşlerime ve dostlarıma canı gönülden teşekkür ediyorum.
Gönlüm isterdi ki bu kadirşinas (değer bilen) insanların her birinin seslerini duyayım, onlara tek tek cevap vereyim. Ne var ki buna imkanlar müsaade etmiyor. Onların engin vefasına hiç olmazsa mukabelede (karşılıkta) bulunmak ve gönlümün soluklarını bir teşekkür arzı ile kadirşinas seslerine katmak isterim.”
İki ilanın da başlangıç bölümü böyle. Sonra sıra geliyor ilk tam sayfa ilana. Burada isimler değişiyor, yağcılık düzeyi artış gösteriyor.

* * *

Büyük harflerle:
“Hassaten herkesi kucaklayan yaklaşımı ile devletimizi hakkıyla temsil eden, onca yoğun devlet işlerinin arasında lütfedip fakiri (Fethullah’ı) bizzat arayarak her zamanki nezaketini bir kez daha gösteren Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül Beyefendi’ye,
Milli iradenin tebellür ettiği (aydınlandığı) Parlamentomuzun başkanlığı görevini bihakkın ifa eden siyaset ve devlet adamı, Meclis Başkanımız
Sn. Cemil Çiçek Bey’e, İstanbul Valisi Sn. Hüseyin Avni Mutlu’ya...”
Hepsi de insanlık görevini yerine getirmiş!

* * *

Bu sayfanın devamında “İş dünyamızın ve sivil toplumun değerli simaları” ile öteki tarikat liderleri geliyor, kendisini arayanların isimleri tek tek sıralanıyor. Özetliyorum:
Muharrem Yılmaz, Bülent Eczacıbaşı, Ferit Şahenk, Hüsnü Özyeğin, İshak Alaton, Hacı Boydak, Aydın Doğan, Ahmet Çalık, Akın İpek, Mehmet Emin Karamehmet, Fettah Tamince, Zeynel Abidin Erdem, Adnan Polat, Hamdi Akın, Ethem Sancak, Mehmet Torun, Mehmet Ali Yalçındağ...”
Tarikat liderleri:
“Mahmut Ustaosmanoğlu hocaefendi, Siirtli molla Bedrettin Sancar efendi, Mersinli Nurettin Mutlu efendi, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Cengiz Hortoğlu...”

* * *

Şimdi gelelim tam sayfalık ikinci ilan metnine. Yine aynı giriş yapılıyor ve sonrası şöyle geliyor:
“Onca iç ve dış gailenin getirdiği yoğunluk arasında lütfedip bizzat telefon ederek, samimi sesi, kalbe sürur (sevinç) veren duasıyla geçmiş olsun temennisinde bulunan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’ye”
Hemen ardından AKP bakanları, siyasetçiler, gazeteciler yer alıyor. Sırasıyla özetliyorum:
Bülent Arınç, Ali Babacan, Faruk Çelik, Erdoğan Bayraktar, Ahmet Davutoğlu, Sadullah Ergin, Taner Yıldız, Suat
Kılıç, Zafer Çağlayan, Binali Yıldırım, İsmet Yılmaz, Hüseyin Çelik, Mehmet Ali Şahin, Süleyman Soylu, Yalçın Akdoğan, Kadir Topbaş, Melih Gökçek...”

* * *

Peki gazeteciler kim?..(Hepsi üst düzey görevli.)
“Enis Berberoğlu, Nuh Albayrak, Erhan Başyurt, Eyüp Can, Mustafa Çelik, Zahid Akman, Metehan Demir, Nuri Elibol, Mustafa Kartoğlu, Abdülkadir Selvi, Deniz Zeyrek.”
Hepsi de insanlık görevini yerine getirmiş!
Her iki tam sayfa ilan aynı cümleyle son buluyor:
“Burada isimlerini tek tek sayamadığım bütün dostlara ve dualarını her daim vicdanımda hissettiğim aziz milletimize, gösterdikleri vefa ve sergiledikleri samimiyetten ötürü şükranlarımı arz ederim. Fethullah Gülen.”

* * *

Bu teşekkür ilanları elime geçince dünyanın şu hallerini düşündüm, kendi kendime nereden nereye dedim!
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakanı Tayyip Erdoğan, hoca efendiyi bizzat arıyor!..
Tayyip Erdoğan telefonda duasını esirgemiyor.
Neredeyse bütün Bakanlar Kurulu üyeleri, en büyük işadamları ve gazeteciler de geçmiş olsun dileklerini çeşitli yollarla iletiyor.
İnsanlık görevi!
Fethullah yatıp kalkıp Allah’a dua etsin, şu ortamda hastalanmasın!
Yoksa şu isimlerin birkaçı olsun kendisini ararsa, çoğu da “Oh olsun” demezse namerdim!