Sevgili okuyucularım herhangi bir ortamda en kötü şey, suç işleyen ya da yanlış yapan birinin başkalarına güvenip “Benden kimse hesap soramaz” diyebilmesidir.
Eğer hesap gerçekten sorulmuyorsa bu söz daha sonra özellikle siyasette başkalarına da yol gösterir ve önüne gelen herkes suç işlemeye, yasaları açıkça çiğnemeye başlar.
Şimdi biz bu örneği Türk siyasetinde görüyoruz...
Hem de açık seçik ve net olarak.
Karşımızda bir siyasi iktidar var.
Anayasa ve yasaları hiç çekinmeden, fütursuzca çiğniyor.
Anayasa ve yasalarda yer alan kuralları ve yasakları hiç korkmadan, silindir gibi ezip geçiyor.

*  *  *

Bu şımarıklığın ve cahil cesaretinin bir tek nedeni var:
“Biz iktidar olarak Türkiye’nin tamamını ele geçirdik. Para gücü elimizde... Bütün kurumlar artık bizim emrimizde ve hizmetimizde. Buna yargı dahil, askeriye dahil. Dolayısıyla önümüz açık. Kuralları çiğnesek bile bizden hiç kimse hesap soramaz...”
İşte bu çarpık anlayışın sonucu olarak meydanı boş bulduklarını ve istedikleri gibi at koşturacaklarını zannediyorlar...
Ama yanılıyorlar.
Anayasa ve yasalarla getirilmiş kurallar ve yasaklar var.
Cumhurbaşkanı “Tarafsız” olmakla yükümlüdür.
Cumhurbaşkanının eğer varsa, seçildikten sonra partisiyle ilişiği kesilir.
Ama gelin görün ki hem AKP kongresinde, hem de dünkü AKP Grup toplantısında tam tersi mesajlar açıkça verildi.
Recep Tayyip’in AKP’nin genel başkanı olduğu defalarca vurgulandı.

*  *  *

Yeni sadrazam Binali’nin dünkü Grup toplantısında ağzından çıkan şu sözlere bakınız:
“Partimizin kurucusu, mesajıyla kongremizi onurlandıran genel başkanımız ve liderimiz Recep Tayyip Erdoğan... Yolun yolumuz, davan davamız, sevdan sevdamızdır. Dün böyleydi bugün de böyledir, hep böyle olacaktır...”
Bu sözleriyle anayasayı çiğnediğinin ve suç işlediğinin belki farkında, belki değil.
“Genel başkanımız ve liderimiz!..”
Bu sözler başka bir ülkede söylense kıyamet kopar, muhalefet partileri haklı olarak yaygarayı koparır, toplum sokaklara iner ve hesap sorulur ama kim kime hesap soracak ki!..
Muhalefette hayat yok, ses yok, tepki yok.

*  *  *

Benzer sözleri kısa süre öncesine kadar eski sadrazam Davutoğlu Ahmet’in de ağzından duyardık.
Genel başkanına, liderine aynı sözcüklerle övgüler düzerdi...
Ama Davutoğlu Ahmet dünkü Grup toplantısına gelmedi, katılmadı, boy gösteremedi...
Küsmüştü, tavır koyuyordu...
Zira saf dışı bırakılmış, şutlanmıştı.
Makam sahibi iken o şahsa övgüler düzeceksin, emirlerini alacaksın, sayın genel başkanım diyeceksin ama itilip kakıldıktan ve şutlandıktan sonra partinin Grup toplantısına bile katılmayacaksın!..
Bunların dürüstlük ve samimiyet ölçüsü işte budur, bu kadarcıktır.
İşlerine geldiği sürece vardır, gelmediği sürece yoktur.

*  *  *

Bu gibiler Türk siyasetinde her zaman vardı, bundan sonra da olacaktır.
Makam sahibi iken esip gürlerler, iktidarlarına toz kondurmazlar, kendi partilerinden bile olsa birilerini suçlarlar...
Görevden alındıkları anda ise suspus olup ağızlarını açamazlar çünkü bilirler ki açtıkları takdirde başkaları da kendi haklarında konuşup bildiklerini
açıklayacaktır.
Şimdi sıkar mı Davutoğlu Ahmet’in konuşup eleştirmesi!..
Sıkar mı örneğin Bülent Arınç’ın konuşup bildiklerini açıklaması...
Hani seçimden önce bol kepçe konuşup sopanın ucunu gösteriyordu...
“Melih Gökçek Ankara’yı cemaate peşkeş çekmiş ve büyük kazançlar sağlamıştı. Çok büyük vurgunlar olmuştu. Olanları seçimden sonra açıklayacaktı!..”
Meclis Başkanı, Başbakan Yardımcısı olarak görev yapmış olan bir şahsın bu sözleri elbette ciddiye alınır ve zamanı geldiğinde açıklaması beklenir.
Tık yok!..
Sözlerini yaladı yuttu!
Ötekiler de öyle zira her birinin açıkları var, korkuları var...
“Aman haa, biz ötersek liderimiz bizim defterimizi de dürer...”
Davutoğlu Ahmet aynı doğrultuda düşünüyor. Bildiklerini asla açıklayamaz.
Niçin şutlandığını anlatsa yer yerinden oynar ama anlatamaz.
Bu gibiler ömür boyu susmaya mahkûmdur.

*  *  *

Aslında kendileri siyaset sahnesinde bir hiçti. Tayyip’in sayesinde yükselip makam sahibi oldular. Onun hatırı için ve kaprisleri doğrultusunda anayasayı paspas gibi defalarca çiğnediler...
Hepsinin kafasında aynen bugünküler gibi aynı şey vardı:
“İktidar bizde, ülkeyi nasıl olsa ele geçirdik. Suç işliyor bile olsak kimse hesap soramaz!”
Oysa unuttukları bir şey var:
Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner...
Görürüz bakalım bu hesapların günü gelince yargı önünde sorulup sorulmayacağını.

*  *  *

Adamlara bak sen yaaa, kürsülerden haykırıyorlar...
“Sayın liderimiz ve genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan!..”
Kalabalıklar bir kez afyonlandı mı onları ayıltmak ve yeniden kendine getirmek zordur.
Türkiye şimdi bu süreci yaşıyor.
Gün gelir kendini çok güçlü, yenilmez zannedersin...
Kişiliğini vestiyere asıp onurunu çiğneten, siyasette bir başkasının gölgesine sığınan sen, bir bakarsın ki hesaplar şaşmış, her şey tepetaklak olmuş ve hesap günü gelivermiş!
Sonra sayın genel başkanınız seni kurtarır.