Sevgili okurlarım, Rusya büyükelçisini Ankara’da göz göre göre öldüren katil polis, polis tarafından öldürüldü. Terör uzmanı falan değilim ama bence yanlış bir iş yapılmış oldu.
Adam cinayet işlemiş, sonra herkesin kaçmasına göz yummuş. İstese birkaç kişiyi daha vururdu. Binada neredeyse tek başına... Silahında mermi kalmamış.
Olay yerine gelen polis bu şahsın üzerine gaz sıksa, ya da kolundan bacağından vursa etkisiz duruma gelecek, yakalanacak ve cinayet bir süre sonra aydınlanmış olacaktı.
İşte bu durumda öldürüldü. Oysa sağ yakalansa mutlaka ötecek ve cinayetin bütün sırları ortaya dökülecekti.

* * *

Cinayet kararını kendisi mi aldı, başkalarından mı talimat geldi? Arkasında başka güçler var mı? Adam yandaş medyanın ısrarla iddia ettiği gibi FETÖ’cü mü, değil mi? Kendisine kimler yardım etti? Niye büyükelçiyi hedef aldı? Tek nedeni Halep mi, yoksa işin içinde başka karışık ve karmaşık dümenler mi var?
Bazı şeriatçı kesimler Ankara ve İstanbul’da Rusya ve İran temsilcilikleri önünde birkaç gün önce gösteriler düzenlemişti. Katilin cinayet sırasında onlarla aynı sloganları atıp tekbir getirmesi rastlantı mıydı?
Eğer öldürülmemiş olsaydı bütün bu soruların yanıtı bir süre sonra ortaya çıkacaktı.

* * *

ABD Başkanı John Kennedy 1963 yılında Teksas’ın Dallas kentinde Lee Harvey Oswald isimli biri tarafından uzaktan atışla, dürbünlü tüfekle öldürüldü.
Katil olduğu iddia edilen adam yakalandı.
Polislerin arasında ifadeye götürülürken orada beliren Jack Ruby isimli bir gece kulübü işletmecisi tabancayla ateş edip, herkesin ortasında Oswald’ı öldürdü.
Mahkemeye bir türlü çıkarılmayan Ruby, hapishanede güya eceliyle (!) öldü...
Tek söylediği şuydu:
“Onu, Kennedy’i çok sevdiğim için öldürdüm.”
Ve bir ABD Başkanının öldürülmesini aydınlatmak bugüne kadar mümkün olmadı.
Büyükelçi cinayeti de öyle kalacak, sırlar mezara gidecek. Aynen Kennedy cinayetinde olduğu gibi.

Ulu hakanın hayali!


Yapımı tamamlanan Avrasya tüneli İstanbul’da hizmete girdi. Bizim yandaş medya günler öncesinden yayına başlamıştı:
“Bu tünel ulu hakan Abdülhamit Han’ın hayali idi. İktidarımız onun bu hayalini gerçekleştirdi!..” Bu arkadaşlarda palavra bol.
Tarih bilmezler, öğrenmek de istemezler.
Göklere çıkardıkları ve adeta tapındıkları padişah olan Abdülhamit, anayasayı iptal etti, Osmanlı’yı baskı ve zulümle tam 33 yıl boyunca yönetti. (1876-1909)
Son derece korkak bir adamdı. En büyük korkusu öldürülmek, ya da tahttan indirilmekti.
Korkunç bir ihbar sistemi kurdu, hafiyeler yetiştirdi. O sahtekarların para karşılığı gönderdiği jurnallerle binlerce aydın ve yurtsever insanın hayatını kaydırdı.
33 yıl boyunca yaşadığı Yıldız Sarayı’ndan dışarıya burnunu çıkarmaktan bile korkardı. Tek çıkışı cuma günleri sarayına yakın Hamidiye Camisi’nde namaza gitmekti.

* * *

Bizimkilerin “Ulu hakanı Abdülhamit Han (!)” denizin yakınında yaşadı ama bir kez olsun Boğaz’ın karşı kıyısına ayak basamadı. Üsküdar’a hiç gidemedi. Bırakın bunları da bir yana, ömrü boyunca deniz kıyısına inemedi.
Bu korkak adamın en büyük hayali, Boğaz altından yapılacak bir geçişmiş, şimdi rüyası gerçek olmuş!
Nereden çıkarıyorlar bu yalanları, bu palavraları!..
Yandaşların elinde bu konuda bir tek olay, bir tek belge var mı? Elbette yok.
Amaç toplumu kandırmak, neredeyse ilah ilan ettikleri bir padişahı kendilerince yüceltmek...
Bunlarda her türlü yalan ve palavra serbest!

Yandaş gazete “günahkar” iktidarı uyarıyor


Sevgili okurlarım, bu AKP iktidarının en büyük destekçisi olan bir gazete var.
Yeni Akit.
Şeriatçı bir gazete!..
Ve her konuda iktidarın yandaşı, destekçisi...
Türkiye’nin bir Milli Piyango geleneği vardır. Uzun yıllardan beri çekiliş yapılır. Satışlar özellikle yılbaşı çekilişi öncesinde artar, devlet çok büyük gelir elde eder.

* * *

Dün bu gazetenin birinci sayfasında verilen haberin başlığı aynen şöyle:
“İlahiyatçılar uyardı: Cehenneme bilet almayın.”
Sonrasını özetliyorum:
“Allah’ın (c.c.) Maide suresi ile açıkça haram kıldığı kumar illeti, Milli Piyango adıyla her yıl olduğu gibi yine toplumun imanına kastediyor. Yılbaşı dolayısıyla her yıl düzenlenen ve insanlarımızı kumara teşvik eden piyango sistemine karşı Müslümanları ikaz eden ilahiyatçılar ‘Cehenneme bilet almayın’ uyarısında bulunuyor.”
Sonra çeşitli ilahiyatçıların görüşleri sıralanmış:
“Piyangonun İslam’da yeri yoktur. Bilet almak ve satmak haramdır. Alan da veren de hayır görmez. Bunlar cehennem ateşine ulaşan yolun yapı taşlarıdır. Her piyango bileti cehenneme alınmış bilettir.
Toplum uçurumun kenarında dolanıyor. Sokakta piyango, yani kumar kağıdı satıcısı görmek istemiyoruz. Bu rezaletin önüne bir an önce geçilmelidir.”

* * *

AKP’nin keskin destekçisi olan şeriatçı gazete işte böyle uyarıyor. Bu durumda piyango bileti satan, alan ve sattıran herkesin cehennem yolcusu olduğunu açıkça ilan ediyor!
Hükümetimizin bu konuda derhal önlem almasını, elde ettiği gelirden vazgeçerek Milli Piyango’yu yasaklamasını öneriyorum!
Aksi takdirde (satanları ve alanları hiç saymıyorum) bu işe göz yuman başta dünya liderimiz Tayyip ve hükümetin başı Binali Bey’ler olmak üzere hepsi cehennem ateşinde cayır cayır yanmaya mahkûmdur.
Beter olsunlar!