Sevgili okuyucularım, ben gazetecilerin yazdığı kitapları severim, buldukça mutlaka okurum... Çünkü gazeteci olayların içinde, bazen de tam göbeğinde yaşayan biridir.
Burada gazeteci derken satılık-emir kulu kalemleri değil, omurgalı, mesleğine saygılı, adam gibi gazetecileri kastediyorum.
SÖZCÜ’nün Ankara bürosunda birlikte çalıştığımız Saygı Öztürk işte onlardan biri... Benim uzun yıllardan beri dostum, can arkadaşım.
Bu meslekte onun kadar çalışkan, habercilik ruhuyla dolu araştırmacı gazeteci sayısı çok azdır.
Belli zamanlarda odama
gelir...
“Abi ben yeni bir kitap yazdım, baskıya giriyor. Şimdi senden önsöz yazmanı rica ediyorum!”
Şaşırıp kalırım, bunca işin arasında nasıl zaman bulup yeni kitap yazmış diye...
Kitabı iki günde okuyup önsöz yazarım.
Birlikte olduğumuz bazı dost ortamlarında kendimi “Saygı’nın vazgeçilmez ve kadrolu önsöz yazarı” diye tanıtırım!
Ama bu kez kitabın son sözünü yazdım!

*  *  *

Evet, çıkmadan önce okuduğum ve son sözünü yazdığım yeni kitabı baskıdan geldi...
Günlerdir bekliyordum, Saygı dün verdi:
“Kod Adı Mürted. Tanıklıklar, İfadeler ve Belgeler Işığında 15 Temmuz.” (Doğan Kitap.)

*  *  *

15 Temmuz darbe girişimi çok karanlık bir olay.
Kim ayarladı, kim tezgahladı, kim örgütledi, hemen hiçbir şey bilinmiyor.
Bilinen tek şey (benim inancıma göre) on binlerce suçsuz ve masum insan bilerek veya bilmeyerek mağdur edildi.
At izi ile it izi birbirine karıştı.
Açığa alınanlar,
devletten kovulanlar, tutuklananlar...
Belki gerçek suçluların önemli bir bölümüne dokunulmadı ama kabak masumların başında patladı.
Kurunun yanında yaş da yakıldı.
Bu anlamsız ve tutarsız darbe girişimi aslında bir yerde AKP iktidarına yaradı.
İlan edilen OHAL ile hukuk ayaklar altına alındı, korkutucu bir baskı rejimi yeniden kuruldu.
Türkiye korkutuldu.

*  *  *

Saygı bu son derece ilginç kitabında darbe girişiminin ilk üç ayının tablosunu karşımıza
çıkarıyor.
O gece ve sonrasında neler oldu...
Başka bir deyişle komik, anlamsız ve acemice tezgahlanan bir darbe girişiminin perde arkasını belgelerle gözler önüne
seriyor.
Genelkurmay baskını, Genelkurmay Başkanı ile Kara Kuvvetleri Komutanı’nın yere yatırılıp kelepçelenmesi, sonra Akıncı Üssü’ne götürülmesi, o gece komutanların katıldığı İstanbul’daki düğünler, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından düzenlenen harp cerideleri...
Yargıdaki ifadeler...
İfadelerdeki suçlamalar, itiraflar, çelişkiler...
Belgeler, masum insanlara yapılan haksızlıklar ve cezaevi mektupları...

*  *  *

15 Temmuz karışık ve karmaşık
bir olay. Akıl ve mantık dışı bir hadise...
Düğümün yargılama aşamasında bile çözüleceği, sorulara makul yanıtlar verileceği kanısında
değilim.
İnsanların kafasında çok ciddi kuşkular var.
Öncesi ve sonrası için sorulması gereken yüzlerce soru toplumun kafasında dolanıyor. Bu sorular giderek artacak.
Örneğin üzerine hukuksuz yöntemlerle gidilip mağdur edilen her kesimden on binlerce kamu görevlisinin FETÖ’cü olduğu nereden biliniyordu!
Eğer öyleyse onları devlete kim sokmuş, görmezden gelmiş ve yıllarca maaş vermiştir?
Başka bir deyişle, her alanda karşımıza çıkan FETÖ olayının devletteki sorumluları kimdir? Onların palazlanmasını kimler sağlamıştır?
Dikkat ediniz, bu sorulara yanıt verebilen yok!
Bilinen tek şey, bu darbe girişiminin AKP iktidarına yaradığıdır.

*  *  *

Saygı’nın bu son kitabının öğretici olması dışında önemi bence şurada:
15 Temmuz olayı hakkında daha çok şeyler yazılacak, konuşulacak, yeni bilgi ve belgeler ortaya çıkacak...
Bu kitap gelecekte, yıllar sonra bile bu darbe girişimini araştıracak olanlara çok
önemli bir ışık tutacak, önlerini açacak.
Darbenin haritası...
Başka bir deyişle, bir başlangıç...
Saygı Öztürk’ün bu kitabını okuyun demiyorum, eğer bu darbe işini merak ediyorsanız mutlaka okumanız gerektiğini söylüyorum.
Sevgili arkadaşımı kutluyor, ellerine sağlık diyorum.