Sevgili okuyucularım, Güneydoğu’da yaşanan olayları en cahil ve ilgisiz olanlar bile görüyor.
Kentler harabeye döndü.
Delik deşik binalar, yıkılmış evler ve işyerleri, bombalanmış, yanmış iskelet yapılar...
Cadde ve sokaklarda yüzlerce hendek, barikat... Her biri tuzak dolu.
Örgüt ve asker bombalıyor, insanlar can veriyor.
Sokaklarda tanklar dolanıyor.
Sokağa çıkma yasakları haftalardır devam ediyor. İnsanlar perişan, insanlar mahvolmuş durumda.
Evinden çıkması gereken eline bir sopa alıyor, ucuna bir beyaz yastık yüzü asıyor ve korku dolu adımlarla gideceği yere ulaşmaya çalışıyor.
Vurulmadan ulaşırsa ne mutlu!
Savaş filmleri gibi.

* * *

Genelkurmay hemen her gün açıklama yapıyor “Şu kadar terörist etkisiz duruma getirilmiştir” diye.
Verilen rakamların gerçek olup olmadığını bilen yok.
Bildiğimiz tek şey her gün kaldırılan şehit cenazeleri. O rakamlarla oynamak mümkün değil. Beş şehit verdiğiniz gün rakamı üç diye açıklayamazsınız çünkü kokusu hemen çıkar.
7 Haziran seçiminden bu yana kaç şehit verdik, bilinmiyor!
100’ü acaba geçti mi?

* * *

Peki bu tabloyu kim yarattı? Ülkemizin belli bir bölgesini bu durumlara kim düşürdü?
Kimdir o sorumsuzlar?
Hesap verdiler mi?
Sorumsuzların kim olduğu belli de, hiç kimse hesap vermedi, vereceği de yok.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine bir sorumsuzluk olamaz.
Güneydoğu’da devlet çökmüş, otorite örgütün eline verilmiş, bu acı tabloyu şimdi hep birlikte izlemek zorunda kalıyoruz.
Çok üzülerek söylüyorum, adına PKK denilen bu örgütü palazlandıran bizim Tayyipgiller hükümetleridir.
İl ve ilçe merkezlerinde binlerce ev bombalandı, yakıldı yıkıldı... İnsanlar öldürüldü, nice şehit cenazeleri kaldırıldı.
Hükümet sessiz, hükümet sağa sola posta koymakla uğraşıyor.

* * *

Şimdi yeni bir propaganda olayı piyasaya sürüldü:
“Silopi’yi kurtarıyoruz, Silopi’yi yeniden hayata döndürüyoruz.”
Günaydın canım!
Şırnak Valisi açıklama yaptı!
“Başarılı geçen operasyonlarda Silopi’de devletimiz yeniden egemen olmuş ve kamu düzeni kurulmuştur. Barikatlar ve hendekler bertaraf edilmiş, teröristler etkisiz duruma getirilmiştir.
Bu süreçte çok sayıda el bombası, bomba, roket atar, otomatik tüfek ve mühimmat ele geçirilmiştir.
(Şu rakamlara bakar mısınız)... 518 barikat, 270 hendek, 800 adet el yapımı patlayıcı da ayrıca bertaraf edilmiştir.”

* * *

Silopi, Irak sınırına bitişik avuç içi kadar bir ilçe... Peki bu ilçeyi bu duruma kim getirdi?
Bunca hendek ve barikat kazılırken devlet nerede idi?
Hemen söyleyeyim, Tayyipgiller hükümetleri bunlar olurken her şeyi görmezden geliyor, “Çözüm süreci (!)” peşinde koşuyordu.
Burada defalarca yazdık, askere emir verilmişti “Olanları görmeyin, kışlanızdan çıkmayın” diye...
Polise emir verilmişti “Çözüm süreci bekleniyor, saldırı olmadıkça siz karışmayın” diye...
Bu hayal aleminden zor da olsa uyandılar ama olan olmuş, iller, ilçeler, karayolları, kamu binaları devletin elinden uçup gitmişti.
Olanları büyük bir sorumsuzlukla izlediler.
Aciz kalmışlardı.
Kentler harabeye döndü, yüz binlerce fakir fukara insanımız mağdur edildi.
Devlet, örgüte boyun eğdi.
Türkiye sarsıldı.

* * *

Bu işin geriye dönüşü nasıl olacak? Harabeye dönen binlerce binanın sahipleri bundan sonra ne yapacak?
Devlet o binaları yeniden yapmakla yükümlüdür.
Yapılacak mı?
Daha da önemlisi, örgütün insafına terk edilen bölge halkı nasıl kurtarılacak?
Ama en önemlisi:
Ülkemizi bu duruma getiren sorumsuz AKP hükümetlerinden günün birinde hesap sorulacak mı?