Sevgili okuyucularım, Türkiye’nin her döneminde ne yazık ki tüccar gazeteciler piyasaya çıkar. Bu uyanıklar bir yanda güya gazetecilik yapar, öbür yanda ise gazetecilik forsunu kullanarak, kurdukları şirketler kanalıyla büyük paralar kazanır.
Tüccar gazetecilerin en büyük özelliği şudur:
Hep devleti yönetenlere yamanırlar. Danışman veya başka isimler altında onlara sokulup iş bitirir ve malı götürürler.
Çevreleri de tüccar gazetecinin beyefendiye veya hanımefendiye yakınlığını, onun ekibinden olduğunu iyi bilir. Bir dediği iki edilmez.
Emme basma tulumba tıkır tıkır çalışır. Tüccar gazetecimizin hem forsu, hem de ticari işlerinden elde ettiği kazanç böylece yükselir.

*  *  *

Her devrin adamı olan bu hacıyatmazların en tipik örneklerinden biri İlnur Çevik’tir. Onun bunun yanında dolanır, iş bitirir ve istisnasız her iktidar döneminde ülkeyi yönetenlere yağcılık yapar.
Tayyip’in sözcüsü olan Sabah gazetesinde iki gün önce birinci sayfa manşetinde, kendisiyle yapılan tam sayfa söyleşi yayınlandı. Aynen şöyle diyordu:
“Avrupa ciddi bir buhran içinde. Ama bunların üstesinden gelecek liderler yetişmiyor. Avrupa batıyor ve onları kurtaracak bir Erdoğan yok. Batı bizi İslamofobi (İslam korkusu) ile zayıflatmaya çalışacağına İslamla nasıl barışık yaşarım diye kafa patlatmalı.”

*  *  *

Bu gazetecinin (!) bir zamanlar Ankara’da İngilizce yayınladığı Turkish Daily News isimli üç bin adet satan bir gazetesi vardı.
Sıradan bir gazeteci iken ne yapıp yaptı ve devleti yönetenlerin yakın çevresine sızmayı başardı.
“Efendim şunu şöyle yapalım, yabancıları kafakola alıp yaptığınız büyük işlere destek sağlayalım!.. Ben size her türlü yardıma hazırım... Dün ABD büyükelçisi ile konuşurken bana dedi ki...AB ile ilişkilerinizi ben kurarım, işi bana bırakın...”
Sayın büyüklerimiz bu önerileri reddetmez, İlnur’u yanlarına alırdı.
İlnur’un görevleri zamanla arttı, parasal kazancı anormal oldu.

*  *  *

Talabani ve Barzani ile yakınlık kurmuştu. Sık sık Kuzey Irak’a gidip bizim hükümetlerle onlar arasında mesaj taşırdı.
İkisinin de paralı danışmanı oldu!
Sonra onlarla dostluğunu iyice artırmayı başardı. Bu kez Kuzey Irak’ta inşaatçılığa girişti. Şirketler kurdu ve 65 milyon dolarlık iş kaptı.
Ayrıca Kürtlere bir de parasını peşin alıp televizyon kanalı kurdu.
Ankara’da yayınlanan Turkish Daily News isimli gazetesine de artık gerek kalmamıştı. Gazeteyi sattı.

*  *  *

İş bitirici İlnur’u neredeyse bütün cumhurbaşkanı ve başbakanların “Danışmanı (!)” olarak karşımızda bulurduk!
Basın toplantısına gidersiniz, Erbakan’ın sağında oturan bizim İlnur!..
İktidar değişir, Tansu Çiller başbakan olmuştur... Ama devleti kocası Özer Çiller’le birlikte yönetmektedir...
Her ikisinin başdanışmanı yine İlnur.
Özer Çiller Ankara’da AB büyükelçileri ile toplantı yaparken tutanakları yine o tutmaktadır.
İktidar yine değişir, bu kez Turgut Özal devlete yerleşir...
İlnur bu kez onun ve ekibinin yanıbaşındadır!
Sonra Demirel gelir, başdanışmanlığı görevinde İlnur!
Bütün devlet sırları ona emanettir.
Demirel’in ABD gezisinde, Beyaz Saray bahçesinde onun şapkasını taşırken yayınlanan fotoğrafları unutulmaz.
Hepsinin akıl hocası, her devrin adamıdır!

*  *  *

İlnur Çevik hacıyatmaz gibidir. Kim iktidar olursa, kim güçlüyse onun dibinde ve yanıbaşında, yol gösteriyor, büyük aklı ile memlekete hizmetler veriyor!
İşin ilginç yanı, bu süreçte Diyanet’in de danışmanlığını yapıyordu.
Aynı süreç içerisinde bu kez Fethullah’ın Zaman gazetesinde köşe yazarı...
Ve Ankara’da barların ve içkili restoranların sıralandığı Arjantin caddesinde içkili mekân sahibi! Barın adı Daily News!
Bir yanda Müslümanlık taslıyor, öbür yanda ise içki satıyordu.
Ruhsatsız içki sattığını belgelemiştim. Durum ortaya çıkınca önce inkar etti, sonrasında barı kapatmak zorunda kaldı.

*  *  *

Bir süre önce gazetede arkadaşlarla muhabbet ederken sormuştum:
“Yaaa çocuklar bu İlnur nerelerde, sesi soluğu hiç çıkmıyor!”
Öyle ya, böylesine değerli bir vatan evladının uzun süredir piyasada olmaması şaşırtıcı idi...
Herkes aynı şeyi söyledi:
“Mutlaka yeni işler peşindedir. Beklentileri vardır ama önceden hiç açığa vurmaz.”

*  *  *

Sonra medyada haberler birbiri ardına patladı:
“İlnur Çevik Tayyip’e başdanışman oldu.”
Öğrenince kendi kendime söylendim:
“Vay maşallah bee, demek ki saraya da sızmayı başardı. Helal olsun İlnur’a!..”
Demek ki çok sayın ve muhterem cumhurbaşkanımız Recep Tayyip de bu değerli vatan evladının karizmasını ve yeteneklerini keşfedip onu yanına almıştı.
Barzani, Talabani, Erbakan, Çiller, Özal, Demirel, Diyanet, Fethullah ve şimdi de Recep Tayyip!
Adamda hiç boş yok. Her adımında 12’den tam isabet!
Oldun mu İlnur gibi olacak, kim güçlüyse ve devleti kim yönetiyorsa ona rampa edeceksin.

*  *  *

Böyle çok yönlü, omurgası sağlam, çevik gazeteci olmak varmış, biz olamadık. Hantal kaldık.
Yeteneğimiz ve çapımız bu kadarmış!
Onun bu girişimciliğini ve atılımcılığını hep hayranlıkla izlemişimdir! Her zaman “Helal sana bu yollar, Allah kazancını daha da artırsın” demişimdir. Recep Tayyip, bu yetenekli ve nitelikli başdanışmanının hayrını görsün, amin.