Sevgili okuyucularım lütfen dikkat buyurunuz, sürekli olarak yalanlarla yönetiliyoruz. 
Bu yalanlarla topluma afyon verip uyutuyorlar, uyuşturup kafası çalışmaz duruma 
getiriyorlar. 
Medya nasıl olsa ellerinde... Yalanların bini bir paraya gidiyor. 
Birileri üfürüyor, yandaş medya gaz veriyor ve Türk Milleti bu utanmaz yalanlara alet ediliyor. 
Şimdi gelelim en son büyük palavraya!..
“Efendim biz AB ile anlaştık, önümüzdeki haziran ayından başlayarak her vatandaşımız AB ülkelerine vizesiz gidebilecek. Böylece vize kuyrukları kalkacak, vatandaşımız haraç yatırmaktan kurtulmuş olacak! Hükümetimizin zaferidir!..”

*  *  *

Bir ülkeye vizesiz gitmek ne demektir? 
Alırsın pasaportunu, koyarsın cebine... Sonra paran yetiyorsa alırsın uçak biletini, istediğin aile bireylerini de yanına katıp örneğin ver elini Almanya, Fransa, İtalya...
Oralarda ister gezersin, ister sığınırsın, bulursan işe bile girersin!
Gümrük girişlerinde hiç kimse sana “Göster vizeni” diyemez...
Ya da “Senin vizen yok, dön geri” diye ukalalık edemez!

*  *  *

Bir örnek daha vereyim sayın Türk vatandaşım...
Şimdi diyelim Bangladeş, Etiyopya gibi sefil ülkelerden birine, ya da Japonya’ya  giderken senden vize soran var mı, yok!
Popon sıkıyorsa ve cebinde bol paran varsa gidersin Japonya’ya, bir hamburgeri 40 dolara yersin, en ucuz, ranzalı gecekondu otele günde 600 dolar verirsin, o ülkenin keyfini doyasıya çıkarırsın...
Ya da Bangladeş ve Etiyopya’da “Ben geldim” deyip iş aramaya başlarsın, eğer şansın varsa ayda 100 dolara hamallık falan yapabilirsin. 
Vizesiz gidiş işte budur. 
Ama Avrupa ülkeleri bunu yemez.

*  *  *

Haziran ayı geldiğinde Avrupa ülkelerine vize kalkacakmış da!
Hadi canım sen de! 
Bırakın haziranı maziranı, o vizeler hiçbir zaman kalkmayacak.
Siz bir AB ülkesi olsanız, yüz binlerce işsiz Türk 
vatandaşını ülkenize vizesiz kabul eder misiniz? Bu 
mümkün mü?  
Varsayalım vize kalktı, bir kalemde yüz binlerce vatandaşımız, örtülüsü örtüsüzü, cahili okumuşu, hırsızı yüzsüzü, teröristi vesairesi Suriyeli sığınmacılar gibi senin ülkene akın edecek ve bir de bizimkilerle uğraşmak zorunda kalacaksın. 
AB ülkeleri bizimkilerin bu vizesizlik iddiasını yalanlamaktan bıktı ama bunu kibarca, diplomatik dilde yapıyorlar...
Bu işin hiçbir zaman olmayacağını bu yolla dile getiriyorlar.

*  *  *

AKP hükümeti ise yalanda ısrarcı...
Haziran ayına şunun şurasında birkaç hafta kaldı, yıl sonuna birkaç ay kaldı. 
Vizesiz Avrupa imiş!.. Yalanları ortaya çıkacak ama asla utanmayacaklar. 
Türk Milleti’ni böyle palavralarla afyonlayıp uyutmayı sürdürecekler. 
Onların işi bu.

                                                                   
ADAM GİBİ ADAM... HELAL OLSUN!

                                                               



Sevgili okuyucularım, bu memlekette olan bazı olayları öğrenince göğsüm kabarıyor, “Demek ki analar böylesini de doğurmuş” diyorum. 
Ali. D. ile eşi G.D.’nin dün İzmir’de, aile mahkemesinde boşanma davası vardı. Tek celsede boşandılar. 
İzmir’in Torbalı İlçesi’nde yaşayan Ali Bey bu olayın perde arkasını gazetecilere anlattı. Şu olanlara bakınız:
“Sayın cumhurbaşkanımız televizyona ne zaman çıkıp konuşsa evde eşim ona hakaret ediyor, küfrediyordu...”
Eşini sürekli olarak uyarmış: 
“Sayın cumhurbaşkanımıza hakaret etmeye hakkın yok... Bir daha yaparsan boşanma davası açarım.”
G. hanım hiç aldırış etmemiş, hakaretlerini sürdürmüş. Dolayısıyla Ali Bey’in tepesi atmış. Şöyle diyor: 
“Kendisini kaç defa uyardım ama dinlemedi. Sayın cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak hakaretlerde bulunan kişinin bana eş olamayacağını düşündüm.”
Çok doğru düşünmüş.
Peki sonrasında ne yapmış?
“Küfür ve hakaretlerine devam edince kendisine dedim ki ‘Bak şimdi, bundan sonra senin bu küfürlerini teybe alırım ve savcılığa suç duyurusunda bulunurum.”
Bu durumda eşi ne yapmış? 
“O da bana erkeksen ses kaydını aç, yine hakaret edeyim dedi. Ben de ses kaydını açtım. Bu defa eşim hem bana hem de sayın cumhurbaşkanımıza hakaret etmeye başladı. O sırada sayın cumhurbaşkanımız yine televizyonda konuşuyordu. Ben de savcılığa suç duyurusunda bulundum ve bugün tek celsede boşandık...”

*  *  *

Helal olsun yani!.. Bu Ali Bey adam gibi adammış!
Böylesini analar zor doğurur...
Sen sayın ve muhterem cumhurbaşkanımıza böylesine hayranlık duyacaksın ama eşin olacak cadaloz kadın her gün ağız dolusu küfredecek, var mı böyle 
bir şey...
İyi ki sinirlerine hakim olmuş da cinayet işlememiş. 
Şimdi bu kadın cumhurbaşkanımıza hakaret suçundan yargılanacak ve hak ettiği cezayı inşallah alacaktır. Cezası dört yıla kadar hapis, hem de suçu belgeli...
Küfür ve hakaretleri teypte var. 
Ey kadın sen kimsin ki o lafları etme cesaretini buluyorsun? Sen kendini ne sanıyorsun? 

*  *  *

Şimdi haddim olmayarak bir öneride bulunmak istiyorum...
Ben çok sayın ve muhterem dünya liderimizin yerinde olsam ne yapıp yapar, Torbalı’da yaşayan TIR şoförü Ali Bey’i buldurup Ankara’ya getirtirim. 
Sonra onu sarayda kendime danışman yaparım...
Zira böylesi kolay bulunmaz yani! 
Onurlu, kişilikli, ilkeli, inançlı, haysiyetli ve omurgalı...
Adam gibi adam!