Kupanın adı ‘Süper’ ama oynanan futbol hiç de öyle değildi. Geçen yılın en iyileri oynasa da beklenen futbol yoktu. Beşiktaş kötüydü. Galatasaray daha da kötüydü. Ancak daha iyi kalecisi olan Süper Kupa’yı kazandı. Muslera penaltılarda Beşiktaş’a geçit vermedi. Galatasaray geçtiğimiz yıldan çok farklı bir görüntü çizmiyor. Sadece Bruma farkı var. Portekizli sezona damga vurabilir. Beşiktaş’ta ise Mario Gomez ve Sosa’nın yokluğu fazlasıyla hissediliyor. Siyah-beyazlıların diğer mevkilerinde oynayan oyuncuları fena işler yapmadılar. Cenk’e çok da güzel pozisyonlar hazırladılar ancak Cenk, son vuruşlarda bir Gomez asla değil.

Maçta en çok hoşuma giden şey tribünlerde bulunan taraftarların demokrasiye sahip çıkan tezahürat ve afişleriydi. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve ekibine de böyle güzel bir seremoni hazırladıkları için teşekkür ediyorum. Umarım burada gösterdikleri ciddiyet sezon boyunca devam eder. Maçta ilginç bir olay yaşandı. Galatasaray taraftarları kendi kalesinin olduğu yere sürekli meşaleler attı. Ülkemizde o kadar garip şeyler yaşanıyor ki, acaba provokasyon mu var diye sormadan edemiyoruz. Kamera görüntülerinin dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekir. Türkiye’de son dönemde yaşanan olaylardan sonra her şey mümkün.

İLK GOL OFSAYT

Karşılaşmanın hakemi Mete Kalkavan da her iki takım gibi formsuzdu ve maçın sonucuna doğrudan etki etti. Geçen yılın en iyisi olan Kalkavan’abu başlangıç yakışmadı. Beşiktaş’ın net bir penaltısını vermezken, sarı kart uygulamalarında standardı tutturamadı. Galatasaray’ın attığı golde de yardımcı hakem Ceyhun Sesigüzel ofsaytı süzemedi. Yardımcı, son adamın hizasını kaçırınca net ofsaytı göremedi ve sarı-kırmızılılar golü buradan buldu. Maçın sonucuna etki eden bu kadar hakem hatası olunca, Yusuf Namoğlu’nun dikkatini şimdiden çekmek gerek.