“Kardeşim Esad”dı...
“Zalim, katil Esed” oldu...
Zalim, katil Esed devrilecekti...
Şimdi “Kalıcı-Makbul Esad” oldu!..
Türkiye, iktidarın şahane Suriye politikası sonucu, Rusya ve İran’la masaya oturdu, “Birinci önceliğin Esad değil, terörle mücadele olduğuna” dair ortak deklarasyona imza attı...
“Haftalar içinde devrilecek” olan Esad yerinde kaldı...
Böylece “Ahhh Halep”, aha vaha gitti...

* * *

Musul için masada olacaktık olamadık, ama Suriye için masaya oturduk!..
Ancak, Türkiye’nin şimdiye kadarki görüşlerinin tam tersi olarak...
Recep Bey’in son muhtarlar toplantısında Halep konusunu açarken, çok kederli bir sesle “Ahhh Halep” diye söze başlamasının sebebi neydi?..
Esad güçlerinin, Halep’te Rusya ve İran’la birlikte kıyım yapması, şehrin büyük bir bölümünde taş üstünde taş bırakmamasıydı...
Halep’i Rus uçakları bombalıyor, Recep Bey “Ahhh” diye kederleniyordu...
Şimdi ne oldu?..
Türkiye o Rusya ve Sünnilere karşı “Şii mezhepçilik yapan” İran’la anlaştı...
Ve kestirmeden ortaya çıkan sonuç şu oldu:
“Esad Suriye’nin başında kalmaya devam edecek”

* * *

4 yıl içindeki şu değişime bakınız...
Recep Bey “kardeşim Esad” ile kol kola; Eminanım da, Esad’ın karısıyla el eleydi...
Dostlukları (!) bütün dünyaya örnekti...
Sonra?..
Zalim, katil Esed oldu...
Kiziroğlu Ahmet derinlikli stratejisiyle, “Esed haftalar içinde devrilecek” dedi; ama kendi gitti, Esad kaldı...

* * *

Gelelim Rusya’ya...
Rusya “Zalim Esad”ın arkasındaydı ve rejime karşı çıkan Bayırbucak Türkmenleri’ni bombalıyordu...
İktidar, Bayırbucak Türkmenleri için gözyaşı döküyordu...
Bayırbucak Türkmenleri’ne TIR’larla insani yardım malzemeleri gönderiliyordu...
Rus uçağını düşürdük, paraşütle atlayan pilotu da bir Türkmen kardeşimiz havada keklik gibi avlayıp kalleşçe öldürdü ve ucuz kahraman (!) oldu...
Kiziroğlu Ahmet kükredi:
“Vur emrini ben verdim”
AKP’liler koro halinde “Bir daha geçsinler, bir daha düşürürüz” dedi...

* * *

Peki şimdi ne diyorlar?..
Kem küm...
“Valla biz yapmadık, FETÖ yaptı”
“Affet bizi Putin, turizm çöktü, meyve sebze elimizde kaldı; biz ettik sen etme...”
Sonunda Halep’i bombalayan Rusya ve Şii milisleri destekleyen İran’la masaya oturduk...
Tam 4 yılı heba ettiler...
Aklı ve burnu bir karış havada, küçük büyük bütün dağları ben yarattım havalarında, tamamen iç politikaya oynayıp hamaset yaparak, dön dolaş aynı yere geldiler...
Şehitler verdik, insanlarımızı kaybettik...
Sonunda?..
“Ahhh Halep!”

Suriye’de şehitler!..


Recep Bey muhtarlara neredeyse Sakarya Savaşı gibi anlatıyordu:
“Önde Özgür Suriye Ordusu, arkada bizim komandolar El Bab’a dayandık... Oradan Membiç’e ilerleyeceğiz”
Muhtarlar, fetih coşkusuna kapılmış alkışlıyorlardı...
Dün orada 4 şehit daha verdik, 15 yaralımız var; onların hayati durumları nedir bilmiyoruz...
Ama Recep Bey vaktiyle ne demişti?..
“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir...
Bir eski AKP’li vekil de “Onlar ölmek için maaş alıyorlar, benim için ekstra bir şey yapmıyorlar” demişti...

* * *

Yapılan bu harekat sınırlarımızı korumak için doğru olabilir... Ama sınırlarımızın tehdit altına girmesine, bu iktidarın elini Suriye’nin içine sokup kepçelemesi sebep olmuştur...
“Esad’ı devireceğiz” takıntısıyla IŞİD’in ortaya çıkıp palazlanmasının, PYD’nin sınırımızda komşu (!) olmasının sonucudur...
Aslan gibi vatan evlatları Suriye topraklarında harcanıyor; yazık, ziyan ettiler Mehmetçiği!..