İki gazeteciye açılan casusluk davası devam ediyor...
Bunun nasıl bir casusluk olduğunu hâlâ anlayabilmiş değiliz...
Yahu battaniyenin casusluğu mu olur?..
Çocuk maması, çocuk bezinin devlet sırrı mı olur?..
MİT TIR’ları çevrildiği zaman bu ülkeyi yönetenler “TIR’larda Bayırbucak Türkmenlerine giden insani yardım malzemesi var” demediler mi?..

*  *  *

O zaman insani yardım malzemelerinin neler olduğu da anlatılmıştı:
Battaniye...
Çeşitli giyim eşyası...
Çocuk maması, çocuk bezi...
Gıda kolileri...
İlaç vesaire...
Sonunda Davutoğlu Ahmet’in tepesi attı, “İçinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez” diyerek, “silah” iddialarına rest çekti!..
Her ülkenin istihbarat ser-visleri örtülü operasyonlar yapar, birazcık da (!) yasa dışına çıkar...
Eğer bunlar ileride çarşaflayıp açığa çıkmazsa hesabı sorulmaz, devlet sırrı kapsamında kalır... Ancak, bu nakliye çarşafa dolandı...

*  *  *

Bunu geçelim...
Devlet sırrı ve casusluk deyince...
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şu mühimmat taşıyan kamyonlarının hikayesi ne çabuk unutuldu?..
Hani Ankara girişine durdurulan ve Emniyet Müdürlüğü bahçesine çekilen kamyonlar...
Kamyonlardan el bombaları ve diğer mühimmat çıktığında o günlerdeki gazete manşetlerini hatırlıyor musunuz?..
Türk Silahlı Kuvvetleri kaçak mühimmatı gizlice naklederken suçüstü yakalanmıştı...

*  *  *

Daha sonra polis Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait birkaç kamyon daha avladı...
Çevirip çevirip Emniyet’in bahçesine çekiyorlar, içinden çıkan mühimmatı gazetecilerin önüne seriyorlardı...
Büyük bir operasyon ortaya çıkarılmıştı, kim bilir ne darbeler hazırlıyorlardı...
Genel olarak bütün gazetelerin yer verdiği, ama en çok da yandaş gazetelerin ballandıra ballandıra anlattığı, kiminin Ergenekon ile ilişkilendirdiği kamyonlar üstelik sivildi...
Askeri kamyonlar dururken, bu mühimmat neden sivil kamyonlarla naklediliyordu?..
Suçüstü yakalanmışlardı... Genelkurmay uzun süre derdini anlatamadı...
Bu sevkiyatların eskiden beri sivil kamyonlara yapıldığına kimseyi inandıramadı!..
Kamyonlardaki mühimmat indirildi, el bombaların kafile ve seri numaraları ortayı çıktı ve sonra?..
Rutin bir sevkıyat olduğu anlaşıldı, konu kapandı, asker yıpratıldığıyla kaldı...
Şimdi hatırlayan var mı?..

*  *  *

O zaman TSK kamyonlarını çevirenlerden kimse casusluk iddiasıyla gözaltına alınmadı, tutuklanmadı!..
Zira Türk Silahlı Kuvvetleri’ne operasyon çeken, o zamanlar iktidarın gözdesi olan polisti...
Paralel miydi, değil miydi bilinmez, ama olsa da zaten iktidarla ortaktılar ve “Askeri vesayet kalkıyor” naraları altında herkes mutluydu...

*  *  *

Peki, MİT TIR’larını yazmak casusluk da...
Yasal mühimmat yüklü TSK kamyonlarını çevirmek, mühimmatı teşhir etmek, askeri sırrı çarşaf çarşaf yazmak casusluk değil miydi?..
İktidar-Paralel ortaklığında bu bir casusluksa...
Gerçek casusları tanıyalım!..

Türkmenler ne oldu?..

Son aylarda hiç Bayırbucak Türkmenlerinden söz edildiğini duyunuz mu?..
3-4 ay öncesine kadar Sadrazam Ahmet Bey’den, AKP ilçe başkanı Hüseyin efendiye kadar hepsi onlar için kendilerini paralıyorlardı...
Yukarıda sözünü ettiğimiz dava da onlar için devam ediyor...
Peki ne oldu Türkmenlere?..
Ne ses var ne nefes, bitti gitti mi?..
Sonunda oraya savaşmaya giden ve düşürdüğümüz Rus uçağının savunmasız pilotu paraşütle atlarken onu havada kuş gibi avladığını söyleyen şahıs da Türkiye’ye döndü ve neden sonra gözaltına alındı...
Sahi ne oldu Bayırbucak Türkmenlerine?..