Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini tek başına kapatan (!) hayırsever işadamı “Rıza Bey”i (Reza Zarrab’ı) tutuklatan New York Federal Savcısı Bharara, “İlk öğrendiğim Türkçe kelime adalet” demiş...
Nasıl öğrenmiş?..
Yüzbinlere ulaşan Türkiye’deki takipçilerinden...
Adama atılan her tivitin içinde “adalet” kelimesi geçiyor...
Şaşırıp sormuştur, “Bu nedir?” diye ve öğrenmiştir Türk halkının adalete olan açlığını!..

*  *  *

Bu haberi muhterem savcı ve yargıçlarımız, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun değerli üyeleri, adı Adalet olan bakanlığımızın Bakanı, müsteşarı, müsteşar yardımcıları, genel müdürleri de okumuştur mutlaka...
Ve kendilerini nasıl hissetmişlerdir acaba?..
Gerçek hukukçu, gerçekten adalet dağıtan savcı ve yargıçlarımızı, bakanlık bürokratlarını, HSYK üyelerini tenzih ederim...
Ama Türkiye’nin fotoğrafı bu değil mi?..
Türkiye’nin hali yazının başlığındaki gibi değil mi?..

*  *  *

Okyanus ötesinde Reza tutuklanıyor, Türkiye’de bir sevinç...
Neden?..
Çünkü buradaki yargılama konusunda kimse tatmin olmadı, adaletin tecelli ettiğine kimse inanmadı!..
Orada tutuklanınca, insanların içinde biriken öfke, sevinç olarak patladı!..
Şimdi yandaş medya tarafından “paralelci” ilan edilen (zira takacak başka kulp bulamadılar) savcı Bharara o yüzden bir kahraman haline geldi...

*  *  *

Avrupa Parlamentosu ve ABD İnsan Hakları raporları üst üste yayınlandı...
İkisi de Türkiye’nin bir “hukuk devleti olmadığını” ortaya koyuyor...
Basın özgürlüğü olmadığına vurgu yapılıyor, otoriterleşme sorgulanıyor, tutuklu yargılamalar, hukuksuzluk ve Recep Bey’in Anayasa Mahkemesi’ne yönelik sözleri ağır bir şekilde eleştiriliyor!..
Adetleridir, şimdi bu raporları yok sayarlar ve hem AP’ye, hem ABD’ye bir güzel giydirirler, sonra da “AB yeni fasıl açmıyor, aman vize muafiyeti” diye
ağlaşırlar!..

*  *  *

Demokrasi, hukuk, adalet!..
Bunlar, Türkiye’de olmayanlar listesinin ilk sırasında!..
Ve Türkiye’de bu durumu yaratanlar utanacaklarına, edepsizliği ele alıp saldırarak prim elde etmeye çalışıyorlar...
Ama sonunda bu arsızlık, bu utanmazlık gidip gerçeğe tosluyor...
Binlerce kilometre ötedeki savcı “İlk öğrendiğim Türkçe kelime adalet”
diyor...
Türkiye’yi demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü fukarası haline getirenler kendilerinin çırılçıplak halini ancak raporlarda görüyorlar...

*  *  *

Yok edilen demokrasi, hukuk, adalet!..
Ve dincilikle, kadına şiddetle, çocuk tecavüzcülüğüyle anılan bir Türkiye!..
14 yılda bunu becerdiler!..
Kutlarız!..

Savarona!..

Kan gölüne dönen İslam coğrafyası...
Birbirini gırtlaklayan Müslümanlar...
Mezhepçilikle kelle kesenler...
Kestiği kelleyi top yapıp futbol oynayanlar...
Öldürdüğü adamın kalbini çıkartıp yiyenler...
Kaçırdıkları küçük kızları cariye diye satanlar...
IŞİD, El Nusra, El Kaide, Taliban,
Boko Haram ve daha onlarcası...
Bunların içinden yetiştiler...
Bir kaçı hariç dünyada İslamofobi yaratanlar, petrol olmasa baldırı çıplak kalacak şımarık Arap şeyhleri önceki gece yemeklerini Ulu Önder Atatürk’ün hatırası Savarona Yatı’nda yediler...
Atatürk’ün kemikleri bir kez daha sızladı!..