Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Bey böyle diyor...
2011 yılında kaçmamış, elini taşın altına koymuş!..
Bu durumda hukuksuzluklara tepki olarak istifa eden kendisinden önceki Genelkurmay Başkanı ile üç kuvvet komutanı kaçmış oluyor!..
Peki Necdet Bey hangi elini hangi taşın altına koymuş?..
Koymuş da ne olmuş bilinmiyor...
Bilinen, o dönemde cezaevlerinde bulunan emekli ve muvazzaf generallerin, amirallerin, seçkin subayların Necdet Bey’i bugün hiç de iyi anmadıkları!..

* * *

Necdet Bey’i, Meclis Darbe Teşebbüsünü Araştırma Komisyonu çağırıyor, gitmiyor, “Soruları yazılı verin hazırlık yapıp cevaplayayım” diyor...
Bunun üzerine komisyondaki AKP’li, CHP’li, MHP’li, HDP’li bütün üyeler Necdet Bey’in komisyona gitmekten kaçtığını ileri sürüyorlar...
Ama Necdet Bey’in cevabı sert (!) oluyor:
“Kaçsam 2011’de kaçardım”

* * *

Şimdi o noktaya gelelim, dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları, Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Askeri Casusluk gibi davalardaki hukuksuzluklara tepki olarak büyük bir fedakarlıkla istifa ediyorlar...
Necdet Bey’in böylece önü açılıyor hayalinde bile olmayan Genelkurmay Başkanlığına oturuyor!..
Necdet Bey’in de çok iyi bilmesi gerekir ki bir asker, kariyerinin en yüksek, en parlak noktasındayken, bütün imkanları, şanı şöhreti bir kenara bırakıp kolay kolay istifa edemez!..
Ama onlar her şeyi bir kenara atıp bir gecede istifa ettiler...

* * *

Bu kaçmak değil, aksine FETÖ’cülerin Tük Silahlı Kuvvetleri’ne kurduğu kumpasın üzerine “istifa ederek” yürümektir!..
Açık konuşalım bir Genelkurmay Başkanı veya kuvvet komutanı istifa etmek istese önce karısıyla çocukları karşı çıkar, “Aman yapma” derler...
Kimse o büyük itibarı, o büyük imkanları gücü, bazılarına göre o saltanatı bırakmak istemez!..
İstifa etmek için yürek ister, irade ister, bir ideal ister!..

* * *

Necdet Bey ise, bunu “kaçmak” olarak değerlendiriyor...
Bu arada, yine hukuksuzluklara isyan ederek Donanma Komutanlığı’ndan istifa eden Oramiral Nusret Güner’i bir lafından dolayı mahkemeye veriyor, askeri tesislere girmesini yasaklıyor...
Dikkatinizi çekerim, orduevlerine girmesi yasaklanan kişi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir oramirali!..

* * *

Necdet Bey komisyona ister gider ister gitmez; sorulara ister yazılı cevap verir, ister vermez...
Mesele o değil...
2011’de Jandarma’dan Genelkurmay Başkanlığı’na geçmesini bir nevi fedakarlık olarak göstermesi...
Mesele, Genelkurmay Başkanı ile üç kuvvet komutanının silah arkadaşlarına yapılan hukuksuzluklara karşı aynı anda istifa etme erdemini “kaçma” olarak değerlendirmesi...
26. Genelkurmay Başkan’ı terör örgütü lideri suçlamasıyla cezaevindeyken elini hangi taşın altına nasıl koymuş?..
Şunu da açıklıkla söylesin:
Cezaevinde 5-6 yıl yattıktan sonra çıkan eski komutanları ve eski silah arkadaşları ile bugün arası nasıl?!.

Bak şu demokratlara!..


Dünkü SÖZCÜ’nün manşetiydi:
“Eş, dost akrabaya parsel parsel arsa”
Damadı FETÖ’den tutuklanan İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın bu konudaki maceraları bitmez, onu bir kenara bırakalım...
Akrabaları ve AKP’li belediye başkanları tarafından kurulan ve parsel parsel arsaları bedavadan alan vakfın adına bakalım:
“Dünya Yerel Yönetimler ve Demokrasi Akademisi Vakfı”
Vay vay vay...
İkisi de yerlerde sürünüyor, yerel yönetimler de demokrasi de...
Neyin akademisiymiş bu, tramvaya benzeyen demokrasinin mi?..
Durağa gelince inilecek demokrasinin mi?..
Onun akademisi mi?..