“Yeni Türkiye”, “İleri demokrasi” derken, ülkenin tamamında “Olağanüstü Hal” ilan edildi...
Türkiye’nin 14 yıl sonunda geldiği nokta budur, iftihar etsinler!..
Bunlar çok demokrat (!) oldukları için iktidara geldiklerinden kısa bir süre sonra OHAL’i kaldırmışlardı...
Zaten olağanüstü hal bir bölgeyi kapsıyordu, Türkiye’nin tamamında değildi...
O zamanlar olağanüstü hal bölge valisine “süper vali” deniliyordu...
Şimdi her ilin valisi süper olacak, yani büyük yetkilerle donatılmış tam 81 süper vali!..
İnşallah içlerinde Fethullahçı yoktur!..

*  *  *

Olağanüstü hal ilanı için çok neden olabilir, zira Türkiye gerçekten uçurumun kenarından döndü...
Bu gibi olaylarda sıkıyönetim de ilan edilebilir...
Ancak, zaten demokrasinin sürekli tecavüze uğradığı ülkemizde adı konulmamış sıkıyönetim çok insanın başını derde sokabilir...
Bundan sonra Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları konusunda sarsılmış itibarı daha da büyük yara alabilir!..

*  *  *

Evet, zorunluluk olağanüstü hali getirebilir de...
Önemli olan ülkenin bu hale düşürülmüş olmasıdır!..
Kanlı bir darbe girişimi oldu ve bunu çok büyük ölçüde halkımız engelledi...
Fethullahçıların nerelere kadar sızdığı somut olarak ortaya çıktı!..
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın emir subayının itirafları tüyler ürpertici...
Kuleli veya Bursa Işıklar Askeri Liselerinden başlayarak generalliğe kadar yetiştirilen Fethullahçılar!..
Sadece yargı, polis, mülki idare değil, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin neredeyse üçte birini ele geçirmişler!..

*  *  *

Artık “öyle mi böyle mi” diye şüpheyle yaklaşmanın alemi yok...
Yakalanan subaylar, generaller itiraf ediyor...
Peki bu iktidar tam 14 yıl ne yapmış?..
Kulağının üstüne yatmış...
“Alnı secdeye değen insanlardan zarar gelmez” demişler
Yol vermişler...
Yardım ve yataklık etmişler...
Her türlü olanak bunlara sunuldu ve bunu Recep Bey de itiraf etti:
“Ne istediler de vermedik?”
Yani istedikleri her şeyi vermişler!..

*  *  *

17-25 Aralık’a “darbe” deyip işin içinden çıktılar...
Şimdi hakikisi geldi ve darbeyi bu ülkenin Cumhurbaşkanı eniştesinden öğrenebildi...
Neden çok güvendiği, sır küpü MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan haber alamadı...
Marmaris’ten kimseye ulaşamadı bile...
Enişte olmasa, Fethullahçı darbeciler Beyefendi’yi derdest edeceklerdi...
Bence Hakan Fidan gitsin, MİT Müsteşarlığına enişte gelsin!..

*  *  *

Sonuçta “Biz kaldırdık” diye çok övündükleri OHAL’e muhtaç kaldılar ve bir bölgede değil, bütün yurtta ilan ettiler...
Türkiye bundan böyle AKP iktidarının çatır çatır çıkaracağı kanun hükmünde kararnamelerle idare edilecek...
Bu kararnameler anayasaya aykırı bile olsa Anayasa Mahkemesi’ne götürülemeyecek...
Bunun vebali kanlı darbe teşebbüsünde bulunanlar kadar...
Ülkenin bu ortama gelmesine sebep olan iktidarındır!..
Asıl hesap vermesi gereken AKP iktidarıdır!..

Topbaş da coştu!..


Dün Diyanet’in abuk bir kararından, dinimize tamamen aykırı uygulamadan söz etmiştik...
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş da coşmuş, “Ölen darbecilere mezar yeri vermeyeceğiz” demiş...
Kimsesizler mezarlığı bile olmazmış...
Sanki elinde mahkeme kararı var...
Suçlu olup olmadıkları bile belli değilken bağışlayıcı dinimizi darbe teşebbüsüne gösterilen tepkiye alet etmek hem günah, hem ayıptır!..
Hem sonra sen kimsin, peygamber misin?..