Recep Bey milli seferberlik ilan ediyor da...
Kimler “seferber” olacak?..
AKP’ye oy verenler, AKP teşkilatları, AKP’li belediyeler mi?..
Yok, eğer bu çağrıyı bütün Türkiye’ye yapıyorsa...
O takdirde Recep Bey önce “milli birliği” sağlamalı!..
AKP-CHP-MHP ve Meclis dışındaki bütün partiler bir araya getirilmeli!..
Bu Recep Bey’in jesti olmayacaktır, anayasanın ona yüklediği bir görevdir!..

* * *

Sen Anamuhalefet partisini elinin tersiyle iteceksin, AKP’ye “partim” diyeceksin...
MHP, AKP’nin dümen suyuna girince Bahçeli’yi el üstünde tutacaksın...
AK troller denen çete sosyal medya üzerinden sabahtan akşama kadar CHP ve liderine hakaret edecek...
AKP’li vekil Kılıçdaroğlu için “Ulusal güvenlik sorunu haline geldi” deme densizliğini gösterecek...
Makbul yazar müsveddeleri her gün Kılıçdaroğlu’na demediğini bırakmayacak...
Sonra Milli Seferberlik!..

* * *

Ülkede milli birliği sağlama görevi cumhurbaşkanındadır!..
Peki milli birlik sağlanabilmiş durumda mı?..
Ülke üç-beş parçaya bölünmüş, “benden olanlar-benden olmayanlar” diye insanlar ötekileştirilmiş...
Halep vesilesiyle bazı geri zekalı vatan hainleri sosyal medyada Alevilere karşı vahşi ve ahlaksız kampanya başlatmış...
Ve iktidar tarafından sistematik bir şekilde yıpratılmaya çalışılan bir Anamuhalefet partisi...
Milli Seferberlik böyle mi yapılacak?..

* * *

Meclis’te “Darbe Teşebbüsünü Araştırma Komisyonu” var...
Bu komisyon o gecenin kilit ismi Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarını emir büyük yerden gelmiş olmalı ki dinlememekte ısrar ediyor...
Bu komisyon mu darbe teşebbüsünü aydınlatacak?...
Göreceksiniz, araştırma yüzlerce sayfa arasında boğulup gidecek...
O komisyondan çıkacak rapor hiçbir işe yaramaz!..
Komisyon Başkanı ve AKP’li üyeler Hulusi Akar, Hakan Fidan, Kara, Hava, Deniz, Jandarma Komutanları’nı dinlemelerine gerek olmadığını nasıl izah ediyorlar?..
Yoksa bütün gerçekleri ortaya çıkarmışlar da, onları dinlemek için vakit harcamaya gerek mi kalmamış?..

* * *

Hamaset yaparak terörle mücadele edilemez!..
Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mardin’de o hendekler, tüneller kazılırken, barikatlar hazırlanırken onları seyredenler suçludur!..
Biri bile hesap vermedi!..
İş işten geçtikten sonra Belediye Başkanları tutuklanıyor...
Ya şehitler?..
Onların vebali kimlerin boynunda?..

Google – Vikipedi laubaliliği!..


Bir şey öğreneceksiniz, Google’ı açıyorsunuz, Vikipedi’ye bakıyorsunuz ve doğruluğundan eminsiniz...
Hatta oradaki bilgilerle etrafa fiyaka yapma imkanı bile var!..
Mesela Google’a girip de Mehmet Türker yazdığınızda benim fotoğraflarım ve neredeyse bütün yazılarım liste halinde çıkıyor...
Ama yan tarafta fotoğraflarım olduğu köşede Google beni (!) şöyle tanıtıyor:
“1950 Kırcaali doğumlu Türk asıllı Bulgar göçmeni gazeteci (?) yazar”
Hakkımda (!) teferruat da var; “Belene Kampı” diye kitap yazmışım falan filan...
Vikipedi’yi açıyorsunuz, yine aynı hikaye, 1989 yılında Türkiye’ye gelmişim vesaire...
Demek bu topraklarda doğup büyüyen biz, 54 yıl boşuna gazetecilik, boşuna yöneticilik yapmışız, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan boşuna ödüller almışız ve 2015 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’ne boşuna layık görülmüşüz...
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne sorup biyografimi öğreneceklerine, ısrarlı uyarılar üzerine Vikipedi’de çok kısa süre önce lütfedip yine Bulgaristanlı şahsın altında biyografime yer vermişler...
Fenerbahçe Kulübü’nün eski yelkencisi, 54 yıllık gazeteci Mehmet Türker olarak...
Google’da ve Vikipedi’deki Kırcaalili Mehmet Türker ile uzaktan yakından ilgim yoktur...
Sevgili okurlarıma ve geri zekalı iktidar yandaşı yazar müsveddelerine duyurulur...