Üzerinden daha bir ay bile geçmedi...
Ne oldu o yüksek perdeden hararetli konuşmalara, meydan okumalara...
Misak-ı Milli...
Lozan!..
Musul petrolleri üzerindeki hakkımız...
Osmanlı...
Dedelerimiz... Vesaire vesaire...

*  *  *

15 gün kadar önceydi...
“Sahada da olacağız, masada da olacağız”
“Yumruğumuzu masaya vururuz”
Ayranımız kabarmıştı!..
Bunların hepsi iyi güzel de...
Yedi düvele posta koymak şahane de...
Ne sahada varız...
Ne masada...
ABD destekli Irak Ordusu Musul’a girdi, operasyonlara başladı, Türkiye’ye soran yok...
E hani Misak-ı Milli vardı?..
Recep Bey bu konuda çok titizdi...
Karşı çıkanlara “Misak-ı Milli diyorum rahatsız oluyorlar. Bunu Mustafa Kemal de söylemişti” diye kızıyordu...

*  *  *

Türkiye, Suriye’de başlattığı operasyona “Fırat Kalkanı” adı verip PKK’nın uzantısı PYD’yi bombaladı;
ABD, aynı bölgede Türkiye’ye nispet verircesine PYD ile harekata başlayıp adını “Fırat’ın Gazabı” koydu...
“Fırat Kalkanı”na karşı, “Fırat’ın Gazabı” manidar değil mi?..

*  *  *

Bizim Reis Bey bağırıyordu:
“Eyyy Amerika bizimle misin, terör örgütü PYD ile mi?”
ABD cevabı fiiliyatta veriyor...
Ortak operasyon yapıp, PYD’ye hava desteği vererek...
PYD’ye silah sağlayarak...
PYD’ye tanksavar füzeleri vererek...
Verilen bütün bu silahların Türkiye’ye dönebileceği uyarılarına rağmen...

*  *  *

ABD Genelkurmay Başkanı Ankara’ya geliyor, yanağımızdan bir makas alıp gidiyor, bizim iktidar da hırsından tepinip duruyor...
Neden Türkiye gibi stratejik bir öneme sahip 79 milyon nüfuslu son zamanlarda yıpranmış olsa da çok güçlü bir ordusu, Batı dünyasıyla büyük ticaret hacmi olan NATO üyesi ülke sürekli olarak kenara itiliyor, ciddiye alınmıyor?..
Nedeni çok açık...
Bu iktidarın çapsız olmasına rağmen boyundan büyük işlere kalkışması ve birileriyle sürekli kavga ederek “Eyyy” çekmesi...

*  *  *

Batılı ülkeler nezdinde Türkiye’deki yargının bağımsızlığı şüpheli!..
Demokrasi rafa kalkmış durumda...
Muhalefeti susturmak için her yol deneniyor...
OHAL iktidar için bir fırsatçılık halini almış durumda...
İktidarın her türlü uygulamayı tek başına yapabilmek için OHAL ile ilgisi olmayan (rektör seçimleri yerine rektör atamaları gibi) kanun hükmünde kararnameler çıkarması...

*  *  *

Türkiye AB değerlerinden zaten uzaktı şimdi tamamen koptu...
Türkiye’nin, “Vizesiz seyahat olmazsa, geri kabul anlaşmasını iptal ederiz” sözüne Avrupa Konseyi Başkanı Juncker “Bu tehdide karşı duyarsızım” diyerek, hatanın Türkiye’de olduğunu ileri sürüyor...
Türkiye AB’yi tehdit eden ülke durumuna düşüyor...

*  *  *

Recep Bey, “Batı kendi sonunu hazırlıyor... Onlar bana diktatör desinler hiç umurumda değil” deyip etrafa “Eyyy” çekerken...
ABD’nin Suriye’de müttefiki PYD; Irak’ta müttefiki Irak ve Peşmerge oluyor...
Suriye’de Putin, Esad’ı destekliyor, Türkiye her yerden çırak çıkıyor...
Türkiye ayrıca gazetecileri hapse atılan; Meclis’te üçüncü parti durumunda olan bir partinin eş genel başkanları ile milletvekilleri tutuklanan, insan hakları ve özgürlüklerin olmadığı, demokrasiden uzaklaşmış bir ülke olarak görülüyor...
Sonra?..
Misak-ı Milli, Osmanlı, dedelerimiz, falan filan...
Yani...
Laf olsun torba dolsun!..
Üfürükten tayyare!..