Bir dönemin dehşetengiz savcısı Fetullahçı Zekeriya Öz’ü yakalatana 750 bin lira ödül verileceğini dün okuyunca...
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın “Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy sapına kadar gerçekti” lafı aklıma geldi...
Yahu madem sapına kadar gerçekti, 750 bin liralık ödülü ihbar edene değil, “heykeli dikilecek temiz eller savcısı” Zekeriya Öz’e ikramiye olarak verin!..
Madem sapına kadar gerçekti, Türkiye’den tüyen bu davaların bütün savcı ve hakimlerini çağırın alınlarından öpün!..

* * *

Fakat Başbakan Binali Bey bir laf daha ediyor:
“Sapına kadar gerçekti, ama FETÖ’cüler sulandırdı”
Fetullahçılar hem “gerçekleri” ortaya çıkardılar, hem sulandırdılar öyle mi?..
17 Aralık operasyonunu da bu FETÖ’cü ekip yaptığına göre, demek o da sapına kadar gerçekti...
Dönemin Başbakan Yardımcısı ve RTE’nin danışmanı Yalçın Akdoğan Fetullahçılar için “Milli orduya kumpas kurdular” demişti...
Akdoğan kabine dışı kaldı, Binali Bey Başbakan oldu, milli orduya kumpasın yerini “sapına kadar gerçek” aldı!..

* * *

Türkiye bunların sayesinde sürekli ters takla atıyor!..
Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy gibi davalar kumpas değil de sapına kadar gerçek ise...
Mahkemeler nasıl beraat kararı verdi?..
Yargıtay nasıl onadı?
Recep Bey nasıl “Kandırıldık” dedi?..

* * *

Binali Yıldırım’ın bu hesabına göre emekli kuvvet ve ordu komutanları, generaller, amiraller, seçkin subayların ve Türkiye’nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tekrar cezaevine girmesi gerekiyor...
Zira boru değil, bu lafı Başbakan söylüyor!..

* * *

Milli orduya kumpastan, bugün “sapına kadar gerçekti” iddiasına geldik...
Bunu söylediğine göre, demek Binali Bey’in elinde bir takım belgeler, deliller var...
Bir Başbakan böyle iddialı ve önemli bir lafı söyler de nasıl havada bırakır?..
Delilleri ortaya koysun, bildiklerini açıklasın!..

* * *

Balyoz’dan üç-beş yıl yatan bazı albay, general ve amiraller 15 Temmuz’dan sonra en güvenilir komutanlar olarak kritik görevlere getirildiler...
Bunların hem sapına kadar suçlu olduklarını söyleyeceksin, hem bu kritik görevlerde tutacaksın!..
Asıl sulandırmak bu olmasın?..

* * *

Bir Başbakan söylediği her sözden sorumludur!..
“Sapına kadar” ise, gereğini yapmakla yükümlüdür...
Eğer yapamıyorsa özür dilemelidir!..

Ne günlere kaldık!..


Tutuklanan bazı FETÖ’cüler ifadelerini alan savcılara, “örgüte girerken yemin ettirildiklerini, örgüt hakkında bildiklerini anlatmaları halinde yeminlerini bozmuş olacaklarını ve ÇARPILMA endişesi taşıdıklarını” söylemişler...
Savcılar da “Hadi bırak saçmalamayı, çarpılmayı falan da, anlat bakalım” diyeceklerine, bu çarpılma işini ciddiye alıp Diyanet İşleri Başkanlığı’na “görüş” sormuşlar...
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun “görüş” yazısında da, “Doğru ve dine uygun olduğu zannedilerek bir şey üzerine yemin edilir. Fakat sonra bu şeyin dine kesinlikle aykırı olduğu ortaya çıkarsa yapılan yemin dinen hükümsüz olur” denilmiş...
Yani itirafçılar bu duruma göre çarpılmayacak!..

* * *

Demek yargı, bundan sonra böyle konularda artık Diyanet İşleri’nden ”fetva” alarak soruşturma yapacak veya hüküm verecek...
Şu hale bakın Türkiye Cumhuriyeti ne hale geldi, ne günlere kaldık...
Ettiği yeminini bozma, yalan yere yemin etme durumunda ÇARPILMA varsa...
Türkiye’de çoğu siyasetçinin ortalıkta çarpık çurpuk dolaşması gerekirdi...
Bakıyoruz da, maşallah hepsi dipçik gibi!..