Türkiye, PKK’nın kahpe saldırıları sonucu her gün şehit haberleriyle sarsılıyor, anaların gözyaşı dinmiyor...
Defalarca yazdık, iktidar açılım saçılım diye 3.5 yıl bütün Türkiye’yi oyaladı; bölgedeki devlet görevlileri de PKK’nın bütün faaliyetlerine göz yumdu veya bu konuda talimat aldı...
Emekli Adalet Başmüfettişi Davut Çakır, bu gerçeği ilk defa yargı zeminine taşıyarak, 3.5 yıllık süreçte bölgede görev yapmış devlet görevlileri hakkında 04.01.2016 tarihinde Diyarbakır, Şırnak, Mardin ve Şanlıurfa Başsavcılıklarına çok kapsamlı bir suç duyurusunda bulundu, soruşturma açılmasını istedi...
Emekli Adalet Başmüfettişi Davut Çakır’ın 3.5 yıl içinde bölgede görev almış valiler, kaymakamlar, emniyet ve jandarma mensupları hakkındaki suç duyurusunda, meydana gelen olayları, milletçe yaşanan üzüntüyü anlatıyor sonra can alıcı noktalara geçiyor:
“Bu hainlerin çözüm süreci olarak adlandırılan üç buçuk yıllık süreçte isyanın alt yapısını oluşturdukları kesin olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Böyle olmasaydı, şehirler, dağlar, kırsal kesimler, mağaralar, uygun gördükleri tüm alanlar silah, mühimmat ve erzak deposu haline getirilir miydi?..
Sokaklarda, caddelerde ve sair alanlarda bu hainler tarafından hendekler kazılır mıydı, çukurlar açılır mıydı, barikatlar kurulur muydu?..”

* * *

“Saydığımız bunca belirtiler ve hazırlıklar isyanın ayak sesleri değil miydi? Ve bunlar en inandırıcı ve en güçlü delil niteliğini taşımıyorlar mıydı?
Pekiyi, PKK denilen bölücü terör örgütü yukarıda saydığımız hazırlıkları yaparken, devletimizi temsil eden kamu görevlileri acaba neredeydiler?
Valiler, kaymakamlar, güvenlikten sorumlu emniyet mensupları, jandarma komutanları ne yapıyorlardı? Bu hazırlıkların niçin yapıldığını anlamayacak kadar akıl fukarası değillerdi herhalde.
Anlaşılan, PKK’nın bu faaliyetlerini görmemek için gözlerini kapatmışlar; duymamak için kulaklarını tıkamışlardı. Yani üç maymunu oynamışlardı.

* * *

“Bunların, yurdun bir parçasını savaşmadan düşman kuvvetlerine teslim eden bir komutandan farkları var mıydı acaba, diye kendi kendime sormadan edemiyorum.
Ve diyorum ki şu durumda bu kamu görevlilerinin görmezlikten gelerek, bölücü terör örgütünün devlete karşı isyanına ve bunun hazırlığını yapmalarına, binlerce asker ve polisimizin şehit edilmelerine bilerek destek olukları, dolayısıyla asli failler kadar suçlu olukları açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bunun adına gaflet mi, dalalet mi, yoksa hıyanet mi denilir?
Takdirini yüksek yargıya bırakıyorum.
Hatırlatmak isterim ki, Şeyh Sait isyanının ayak seslerinin gelmekte olduğunun Bingöl Vilayeti kamu görevlilerine haber verilmesine rağmen nazara almayıp hasır altı edenler; üstelik haber veren vatansever bir insan olduğu da anlaşılan Mehmet Zeki Bey’i utanmadan tutuklattıranlar; sonradan tutuklama kararını veren hakim de dahil olmak üzere, İstiklal Mahkemesi tarafından layık oldukları biçimde cezalandırılmışlardır.

* * *

Sayın Başsavcım,
Devletimiz geçmişte çok büyük badireleri başarılı bir şekilde atlatmıştır. İnşallah bu belayı da yok etmesini bilecektir. Yeter ki Türk Milleti olarak Cumhuriyetimize ve devletimize sahip çıkalım, vatanı böldürmeyelim.
Sonuç olarak;
Görevli bulunduğunuz il veya ilçede son üç buçuk yıldan beri görev yapmış olan Emniyet ve Jandarma dahil olmak üzere kamu görevlileri (vali ve kaymakamlar) hakkında;
PKK’nın;
- Devletimize karşı kalkışma-isyan eylemlerinden
- Askerlere, polislere karşı işlediği cinayetlerden
- Camileri, okulları, hastaneleri yakıp yıkmaktan dolayı;
Asli fail olarak soruşturma yapılmasını, bu kamu görevlileri için gerekiyorsa tahkik izni istenmesini, isteğin reddi halinde ret kararının iptali yönünden idari yargıya gidilmesini;
Vatandaşı olmaktan gurur duyduğum T.C. Devleti’nin bir ferdi olarak arz ve talep ediyorum”
Davut Çakır
Emekli Adalet Başmüfettişi

* * *

Emekli Adalet Başmüfettişi Davut Çakır’ın bu suç duyurusu işleme konulacaktır; fakat bu iktidar döneminde bir sonuç doğurabilir mi, şüpheliyim...
Ancak ne olursa olsun, bu suç duyurusu “tarihi bir belge” olarak yarınlara kalacaktır!..