Kurgu bir kongre...
Kurgu bir genel başkanlık...
Kurgu bir başbakanlık...
Türkiye böyle bir kongre, böyle bir seçim (!), böyle bir delege, böyle bir görevlendirme de gördü!..
Tarih yazacaktır, A’dan Z’ye her şey kurgu...
Geride ne kaldı?..
AKP’nin “Tayyip Partisi” olduğunun resmen tescili!..
Tek parti, tek lider, tek söz sahibiyle Türkiye’nin geldiği acıklı
nokta!..

*  *  *

Kongre “lider”, “liderim”, “liderimiz” sözleriyle başladı ve bitti...
Liderin mesajını herkes ayakta huşu içinde dinledi!
1930’lu yılların sonlarında Almaya da böyleydi!..
Binlerce insan ayakta, sağ ellerini ileriye uzatarak liderlerini selamlamıyorlardı!..
Bundan 70-77 yıl önceki manzaralarla önceki günkü AKP kongresi arasındaki tek fark...
Orada hipnotize olmuşçasına hep bir ağızdan “Main Führer” diye Almanca bağıranlara karşı, önceki gün “liderim” diye Türkçe bağırılmasıydı...
Aslında ikisi de aynıydı:
Lider aşkı...
Lider taassubu!..

*  *  *

Kongre, kongre olmaktan çıktı, “lidere bağlılık” toplantısına
dönüştü...
Kongre Divan Başkanı, “Liderim” diye başladı, parti ile lider arasında milim fark olmadığını tekrarlayıp durdu ve noktayı koydu: “Ak Parti Tayyip’in partisidir”
Genel Başkanlığa ve sonrasında Başbakanlığa atanan Binali ise, lidere bağlılığını haykırıp, halka (!) ilk vaadini açıkladı:
“Başkanlığı getireceğiz”
Lideri başkan yapacaklar, ülkenin bütün dertleri bitecek!..
Kendileri ise bir hiç!..

*  *  *

Lafı uzatmaya gerek yok...
Türkiye’de önceki günden itibaren fiilen “partili cumhurbaşkanı” dönemi başlamıştır!..
Başbakanlık görevi verilen Binali, sadece liderinin sekretaryasını idare edecek, liderinin talimatlarını yerine getirecektir!..
Kabine ya Saray’da yapılmıştır ya da Sarayın işaret ettiği isimlerle Binali tarafından yapılmaktadır!..
Recep Bey kendi hazırladığı veya hazırlattığı listeyi onaylayacak, sekretarya göreve başlayacaktır!..

*  *  *

Anayasa baba yasa artık
hikayedir!..
Görünen köy kılavuz istemez...
Recep Bey zaten parlamenter sistemi bekleme odasına almıştı ve fiili durumun hukuki alt yapısının hazırlanmasını istiyordu...
Artık hukuki alt yapıya da gerek kalmadı...
Önceki günkü lidere bağlılık toplantısında bu ilan edildi ve resmen yürürlüğe girdi...
Herkese geçmiş olsun!..

Devekuşu!..


Da­vu­toğ­lu kol­tuk­tan zor­la in­di­ril­me­si­nin acı­sı­nı, Bi­na­li ay­nı kol­tu­ğa bin­me­si­nin se­vin­ci­ni ya­şar­ken...
Al Bay­ra­ğa sa­rı­lı şe­hit ta­but­la­rı iki­şer, üçer gel­me­ye de­vam edi­yor...
Di­yar­ba­kır Sur il­çe­si­ne dö­nen­ler, ev­le­ri­nin tam bir ha­ra­be ha­li­ne gel­miş ol­du­ğu­nu gö­re­rek dö­vü­nü­yor­lar...
İk­ti­dar, güç sar­hoş­lu­ğu için­de de­ve­ku­şu gi­bi ba­şı­nı ku­ma sok­muş­ken baş­ka ne­ler olu­yor?..
Re­fe­ran­dum ön­ce­sin­de “Türk­ler AB’­ye gi­re­cek­se biz çı­ka­lı­m” di­yen­le­re İn­gil­te­re Baş­ba­ka­nı Ca­me­ron “Me­rak et­me­yin, bu hız­la Tür­ki­ye­’nin AB’­ye gir­me­si 3000 yı­lın­dan ön­ce ol­ma­z” di­ye­rek dal­ga­sı­nı ge­çi­yor...
Gü­ney Kıb­rı­s’­ta, KKTC ile bir­leş­me­yi is­te­me­yen sağ par­ti­ler yük­se­li­şe, sol par­ti­ler dü­şü­şe geç­ti...
Irk­çı Mil­li Halk Cep­he­si iki mil­let­ve­ki­liy­le Mec­li­s’­e gir­di...
Kıb­rı­s’­ta muh­te­mel bir an­laş­ma­nın Gü­ne­y’­de re­fe­ran­du­ma gö­tü­rü­le­ce­ği dü­şü­nü­lür­se so­nuç alı­na­ma­ya­ca­ğı or­ta­ya çı­kı­yor...
İk­ti­dar “li­de­r”, “li­de­ri­m”, “baş­kan­lı­k” di­ye ka­fa­sı­nı ku­ma göm­müş­ken, Tür­ki­ye vi­te­si ge­ri­ye tak­mış bir bi­lin­mez­li­ğe doğ­ru sü­rük­le­ni­yor!..