Yozgat’ta iki eve ateş düşse, Edirne buna kayıtsız kalabilir mi?.. Bingöl bir şehit daha vermişse, o acıyı Antalya’nın duymaması mümkün mü?..
Evet, ateş düştüğü yeri yakıyor...
Ama her şehit için Türkiye’deki bütün insanların yüreği yanıyor!..
Gümüşhane’den cenazesi kalkan şehit, aynı zamanda İstanbul’un şehidi...
Osmaniye’nin şehidi, aynı zamanda Trabzon’un şehidi...

* * *

Dayanılır gibi değil...
Bunlar 24 yaşında, 25 yaşında, en çok 30 yaşında...
Gencecik insanlar; önlerinde uzun bir ömür ve idealleri vardı...
Kimi nişanlı, kimi 5 aylık evli...
Kiminin çocuğu 2 yaşında...
Biraz daha büyüklerin 8-9 yaşlarındakilerin cenaze törenlerinde yüzlerindeki o ifadeyi görüyor musunuz?..
Günde 5 şehit birden veriyoruz...
Şehitlerin cenazesi daha musalla taşına gelmeden, yeni şehitlerin haberi geliyor...
Türkiye cenaze evine döndü!..

* * *

Bu iktidar “çözüm” süreci diye terör karşısında bir “çözülme” süreci başlattı...
Süreç başlatıldığında ne oldu?..
O vakte kadar ülkenin bölünmez bütünlüğü uğruna Gabar’da, Cudi’de sarp kayalıklar arasında kanlarını akıtanlar unutuldu...
Evet, resmen unutuldu!..
Bir günde 33 şehit...
Bir gecede 16 şehit...
Akiller Türkiye’yi dolaşmaya başlayınca, bazıları lay lay lomdu...
Dönemin Başbakanı, şehit cenazeleri gelmesine tepki gösterenlere ne dedi?..
“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir”
İşte bu kadar!..

* * *

Askerlik yan gelip yatma yeri değildir...
Ama bölücü terör örgütüyle pazarlık masasına oturunca, Türkiye toprakları devleti idare edenlerin yan gelip yatma yeri oldu!..
Davutoğlu Ahmet ve diğerleri ne diyor?..
“Tonlarca patlayıcı stoklamışlar.”
Vay canına!..
“Binlerce silah stoklamışlar.”
Vah vah...
“Sırbistan’dan keskin nişancı getirmişler.”
Vay vay vay...
Peki o zaman siz neredeydiniz?..
Mars’ta mı?..

* * *

Patlayıcılar gelmiş, silahlar stoklanmış, barikatlar kurulmuş, hendekler kazılmış, tüneller açılmış, devleti idare edenler seyretmiş...
Bugün ise RTE, kaymakamlara “Mevzuatı (yasaları, yönetmelikleri, kararları) bir kenara bırakın” diyor...
Yani, son 3.5 yıldaki cicim aylarında “teröristlere dokunmayın” talimatı alıp teröristlerin silahlanıp mevzilenmesini seyreden kaymakamlar, valiler şimdi mevzuatı bile bir kenara bırakacaklar...
Gencecik fidanlar, aslan gibi vatan evlatları toprağın altına girdikten sonra...

* * *

Sadrazam bey, Diyarbakır’ın Sur İlçesi’ni İspanya’daki Toledo gibi yapacakmış...
Bırak onu sen!..
Akan gözyaşlarının her damlasının siyasi bedelini ödeyebilecek misin?..
Şehitlerimizi geri getirebilecek misin?..
Onu söyle...

Yorumsuz!..


Dünkü bir haber:
“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Güney Amerika ziyaretinde kullandığı zırhlı makam aracını (Mercedes) bir askeri kargo uçağının gezinin ilk durağı olan Şili’nin başkenti Santiago’ya götürdüğü bildirildi.
Askeri kaynaklar askeri kargo uçağının Erdoğan’ın ziyaretinden önce aracı (zırhlı Mercedes’i) bölgeye götürdüğünü söylediler. Uçak Senegal ve Brezilya’da mola verip yakıt ikmali yaptıktan sonra yaklaşık 20 saatte Şili’ye ulaştı.
Askeri kargo uçağının Şili’den sonra Peru ve Ekvador’a da zırhlı aracı götüreceği ve ziyaretin son ayağı olan Ekvador’dan aracı alarak Türkiye’ye getireceği belirtildi.”
Yorumu siz yapın!..