Türkiye, bölgesinde bir “huzur” adasıydı...
Kan gölüne döndü!..
Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Yemen, Pakistan ve Afganistan’daki terör saldırılarını, patlamaları dehşet içinde izlerken...
Şimdi biz, dehşetin ortasında kaldık!..
İstanbul’da Suriye kökenli bir canlı bombanın, turizmin kalbi Sultanahmet’te kendini patlatması sonucu çoğu Alman turist 10 kişi hayatını kaybetti, ikisi ağır 15 kişi de yaralandı...
Ve olaya alelacele yayın yasağı getirildi!..

* * *

Yayın yasağı bu patlamayı, ölümleri ve yaralanmaları “hiç olmamış” hale getirebilir mi?..
Türkiye’de yazılamasa, dünyada yazılacak...
Ama ülkede teröre karşı yeni tedbir, saldırıları önlemek yerine olaylara yayın yasağı koymak oldu!..
Diyarbakır, Cizre, Silopi’deki çatışmalardan her gün şehit cenazeleri geliyor...
Önceki gün Türkiye 4 şehidine ağlarken, dün Sultanahmet’te kendini patlatan canlı bomba artık kimsenin can güvenliğinin kalmadığını bir defa daha gösterdi...

* * *

1 Kasım seçimleri öncesinde “Türkiye’nin her santimetrekaresinde güvenlik sağlanacaktır” diyen AKP’li vekil, bugün Meclis Başkanvekili...
Ona sormalı: Nerede o güvenlik, nerede istihbarat?..
İktidar, Türkiye’de mal ve can güvenliğini sağlama yeteneğini kaybetti, gazeteciler ve şov programlarıyla uğraşıyor...
Ülkede kan gövdeyi götürüyor, her gün şehit cenazeleri geliyor, AKP’nin kara trolleri Beyazıt Öztürk’e saldırıyor...
Bu iktidarın sarsak iç ve dış politikası yüzünden kimliğimizi, aidiyetimizi kaybetmek üzereyiz...

* * *

Sultanahmet’te canlı bomba kendini Türk turizminin kalbinde patlattı ve olayın dünyada da büyük etki yaratmasına yol açtı..
Bu terör saldırısı aynı zamanda Türk turizmine indirilen en büyük darbe oldu...
Ama keşke o insanların kılına zarar gelmeseydi de Türkiye bütün turistlerden mahrum kalsaydı...
Bu olaydan sonra da çıktılar ve hamasi nutuklar atmaya başladılar...
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, yanına İçişleri Bakanı ile Sağlık Bakanı’nı almış, olayın çok çabuk ortaya çıkarıldığını, yaralılara çok çabuk müdahale edildiğini anlatıyor...
Önemli olan, olayın çok çabuk ortaya çıkarılması, canlı bombanın kimliğinin tespit edilmesi değil, istihbaratının önceden alınıp saldırının önlenmesi...
Ve Numan Kurtulmuş açıklamasından sonra soru sorulmasına izin vermediği için gazeteci arkadaşlarımız İçişleri Bakanı’na istifa edip etmeyeceğini soramadılar...
Onun da zaten öyle bir niyeti hiç yoktu!..

* * *

Türkiye’nin Başkenti Ankara’nın göbeğinde canlı bombalar patladı, 103 kişi hayatını kaybetti, “Dersimizi aldık” dediler...
Şimdi de Sultanahmet’te Dikilitaş’ın hemen önünde, Ayasofya’nın karşısında, Sultanahmet Camii’nin yanında patlattılar...
Türkiye kan gölüne döndü...
İstifa filan etmeyeceğinizi biliyoruz...
Bari dersinizi (!) aldınız mı?!

CHP’de yeni hamle


CHP’nin Atatürkçü ve laik kimliğinden tavizler verdiği yolunda tabandan
yükselen ses teşkilatlarda yankılanırken...
Eski milletvekilleri ile eski yöneticiler partiye yeni bir yol açma çalışmaları
başlattılar...
“Umut da çözüm de CHP. Nasıl?
Neden?” sloganıyla yola çıkan ve CHP’ye yıllarca emek vermiş olan insanlar yurt çapında yeni bir üye ve gençlik aktivitesinin başlatılması gerektiğini ifade ediyorlar...
Yazdığı “Umut da çözüm de CHP. Nasıl? Neden?” adlı bir kitabı da yayına hazırlayan CHP’nin eski milletvekillerinden ve bakanlarından Ali Topuz, yarın CHP İstanbul İl Merkezi’nde bir basın toplantısı yaparak eleştirilerini, görüşlerini, partinin hangi istikamette yol alması gerektiğini de arkadaşları adına açıklayacak...