Güzel ülkemde her gün yeni yeni ve şaşkınlık veren olaylarla karşılaşıyoruz... Yeni başbakan atanıyor, Bakanlar Kurulu Meclis’te güven oyu almadan, saray külliyesinde Bakanlar Kurulu toplanıyor. İşte “YENİ TÜRKİYE...” Bakanlar Kurulu’nun onayı için Meclis’e gerek olmadığı mı anlatılmaya çalışılıyor? Rahmetli anam , böyle şaşırtıcı olaylar karşısında “bir yaşıma daha girdim çağam (çocuğum )” derdi. Türkiye’nin son zamanlarında yaşadıkları karşında ne denmesi gerektiğini de çok merak ediyorum. Ne gelenek ne de yasalar hükümsüz mü diyeceğiz?
Sayın Yıldırım; yeni kabineyi parlamentoya sunup güven oyu aldınız, hayırlı olsun. Hükümet programını okuyunca Türkiye nurlu ufuklara uçacağı için de çok umutlandım. Zaten çok haklı değil miydi Sayın Cumhurbaşkanı “ bizi kıskanıyorlar “ diyerek?
Bir hekim olarak; yeni kurulan kabinedeki beni mutlu eden Sağlık Bakanlığı’na yeniden Recep Akdağ’ın atanması olmuştur. Geçmişte çıkardığı tam gün yasası ile Türk hekimlerinin gönlüne taht kurduğu gibi her zaman da kulakları çınlatılmıştır. Sayın Akdağ, AKP iktidarlarında “tam gün” mimarı olarak anılır. Tam gün yasası eğer doğru yapılsaydı, ülke içinde çok yararlı olacaktı. Gelişmiş ülkelerde hekimler hep tam gün olarak hastanelerde çalışıyorlar. Hekim olarak da tüm meslek yaşamımda tam günü savunmuşumdur.

DİYALOG EKSİKLİĞİ ADET HALİNE GELDİ


Değerli okurlar; ülkede bir alışkanlık oluştu yeni yapılan her şeye “TÜRK TİPİ “ adı veriliyor . Örneğin yeni anayasa ile oluşturulmaya çalışılan başkanlık sistemine de Türk tipi denilmedi mi?
Sayın Akdağ; Tam Gün Yasası’nı halkın kulağına hoş gelecek ve siyasi yatırıma dönüşecek çok güzel söylemler le anlattı ve bu da siyasi olarak halkta büyük karşılık buldu . Ancak yasa eksikliklerle dolu idi. Uygulanmaya başlandığında da sık sık değiştirilme gereği duyuldu. İçi doldurulmamış ve bu konuda uzman olan tıp fakülteleri ile görüşülmediği gibi önerileri de alınmamıştır. Tam Gün Yasası uygulamaya konuldu ama bir şeyi unuttular... Ülke sağlığını oluşturacak hekimler nasıl yetiştirilecekti? Bu düşünülmedi, önemli olan siyasette karşılık bulması ve günü kurtarmaktı .Ülkede zaten diyalog eksikliği adet haline geldiğinden danışma adetimiz de yoktur. Ankara’daki Türk büyüklerimiz her şeyi bildiklerini sandıklarından kimseyle paylaşma gereği de duymamışlardır.
Değerli okurlar; Bir ülkede sağlıkta geleceği oluşturacak temel kurum “Tıp Fakülteleridir...” Bu fakültelerin hekim ve bilim adamları yetiştirebilmesi için en iyi koşulların yaratılması gerekir. Yapılması gereken de yeterli ve yetenekli hekimler, akademisyenler ve alt yapıdır. Bugün ülkemizin yüzünü ağartan yurtdışı ve yurtiçinde yüzlerce saygın bilim insanları vardır. Bu hekim ve akademisyenler CUMHURİYET’in eserleridir. Bu yetişen başarılı insanlar, 1933 Üniversite Reformu ile Türkiye’ye gelen bilim adamlarının yetiştirdiği hocalar ve onların öğrencileridir. Üzülerek söylemek gerekirse bugün sağlıkta gelinen nokta çok üzücüdür. Alışılmış bir söz vardır “Taş bitti, yapı paydos” derler. Artık önümüzdeki on yıllarda böyle başarılı hekimler yetişmeyecektir. Zira Tam Gün ile kaynak kurutulmuştur.

OLAN TIP FAKÜLTELERİ İLE ÖĞRENCİLERE OLDU


Getirilen Tam Gün Yasası ile tıp fakültelerindeki öğretim üyeleri yürekleri yanarak ayrılmak zorunda kalmışlardır. Bunun sonucunda zarar görenler; tıp fakülteleri ve öğrenciler olmuştur. Sonuçta tıp eğitimi yara almış, yetersizlikler ortaya çıktığı gibi, gelecekte de daha ağır sorunlar doğuracağı kesindir. Özetlersek; kamu tıp fakültelerinde eğitim dibe vurunca öğrenci seçme sınavlarında da artık ön tercih edilemez hale gelmiştir. Eğer yasa yapılırken derinliğine araştırılsaydı, batıdaki sistem getirilerek başarılı olunabilirdi. Yapılması gereken çok basitti; tıp fakülteleri kampüsleri içerisinde akademisyenlerin özel hastalarını kabul edebileceği bir özel hastane açılabilirdi. Hocalar özel hastalarını burada kabul edecekler ve kurumlarından ayrılmayacaklardı. Bu uygulamalarla hocalar gün boyu hem hastalarla hem de öğrencilerle birlikte çalışacaklardı. O zaman sorun da kalmayacaktı. Sonuçta ne oldu ayrılan hocalar vakıf tıp fakültelerine giderek oraları ayağa kaldırdılar .
Sayın Bakan; “İlk göreve geldiğimizde bunları çok güzel başardık, ancak kalan eksikleri de tamamlayacağım” diyorsanız, Türk tıbbının yolu açık olsun
SON SÖZ: Tüm cevapları bildiğini zanneden insana, bütün sorular sorulmamıştır.